Bütün siyasi partilerin, belediye başkan adaylarının basın toplantılarına davet ediliyoruz ya da edilmediğimiz zamanlarda da takip ediyor, gazetemizde, internet sayfamızda yer veriyoruz. Buraya kadar her şey normal peki sorun nedir? Sorun şu! Hangi toplantıya gidersek gidelim o toplantıyı düzenleyen kim olursa olsun, bir basın ve halkla ilişkiler birimleri yok. Siyasetçileri yönlendirenler, basın ve halkla ilişkiler biriminin ne kadar önemli olduğunun, ya farkında değiller ya da bilmiyorlar, belki de önemsemiyorlar. Nasılsa dost, ahbap, çavuş ilişkisinde oldukları gazete ya da gazetecilerle bire bir muhatap oluyorlar. Bugüne kadar bütün gazeteci ağabeylerimiz tarafından hep dile getirildi ama ne hikmetse, hiçbir siyasi parti kurum ve kuruluş bunu tam anlamıyla gerçekleştiremedi. Biran önce basın ve medya da yer almak isteyenlerin, basın ve halkla ilişkiler birimlerini oluşturmalarını tavsiye ediyorum. Hani sizler bu memleket için çalışıyordunuz? Bazı başkan adayları ise memlekette onca matbaacı, onca ajans varken kalkıp büyükşehirlerdeki matbaa ya da ajanslarla çalışmayı tercih ediyoruz diyebiliyorlar. Neymiş efendim, onlar daha profesyonel falanmış. Peki, sayın başkan adayları, sizler bu şehrin yönetimine geleceksiniz, sizlerin muhatapları bizleriz. Yarın birgün, kalkıp ta oradaki ajanslara mı soracaksınız bu memleketin halini, ya da onlar mı size rey verecek. Sizlerin sesini onlar mı duyuracak, sizleri onlar mı destekleyecekler. Hani sizler bu memleket için çalışıyordunuz, bu şehrin geleceği için yönetimde yer edinmek istiyordunuz! Sizler böyle yaptıkça, bizler de sizin samimiyetinizden kuşku duyuyoruz. Bu memleketin insanına kazandırmak istemiyorsanız, yapacak bir şey yok demektir. Siz de gidecek, o çalıştığınız ve çalışmayı düşündüğünüz, muhatap olarak kabul ettiğiniz kişilere derdinizi anlatacaksınız bizlere değil”¦ Bir ülkenin ve toplumun gelişmesi için yapılması gereken en önemli şeyin, milli birlik olduğundan hiç kimsenin şüphesi olmamalı. Milli birliğin yanı sıra bunu besleyen kaynakların başında, toplum kültürü gelir. Yaptığımız şeyleri eleştirenler kadar, bizimde eleştirdiğimiz şeyler de mutlaka vardır, çünkü eleştiriyi seven bir toplumuz. Şunu belirtmekte fayda var sanırım, “bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz” herkesin bu bilinci kabullenmesi gerekir. Eleştirdiğiniz şey ne olursa olsun, o konu hakkında bilgi sahibi olmak durumundayız. Önemli olan; “iyi ve doğru olanı bilmek değil, iyi ve doğru olanı yapmaktır.” Bilgi, kültür, dürüstlük, erdem ve fazilet sahibi olduğumuz da! Ancak başarılı olabiliriz. İdeallerine kavuşmak ve isteklerini gerçekleştirebilmek için, herkes kendi doğrularını gözden geçirmelidir. Ve başarıya giden yolun bu olduğu unutulmamalı”¦