Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, hükümete sert eleştiriler yöneltti. Açıklanan şeffaflık paketinin konuyla ilgisinin olmadığını belirten Adan, "AKP’nin olduğu yerde şeffaflık olamaz. Bu paketin içinde yer alan rant vergisi, kamu yararını değil, müteahhidin ve rant hırsızlarının yararı için çıkarılmıştır." dedi. Adan, AKP'li bir vekilen 'reklam arası' şeklindeki benzetmesine de tepki göstererek, "Eğer bir reklam arası varsa o da 13 yıllık AKP iktidarıdır." ifadesini kullandı.

Celal Adan, partisinin İstanbul il başkanlığında İstanbul Milletvekili Ali Torlak ve İstanbul İl Başkanı Bülent Karataş ile birlikte basın toplantısı düzenleyerek gündemi değerlendirdi. Hükümete ve uygulamalarına yönelik eleştiriler getiren Adan, Perşembe günü açıklanan Şeffaflık Paketi'ne ilişkin görüşlerini açıkladı. Paketin şeffaflıkla uzaktan yakından ilgisi olmadığını belirten Adan, "AKP kelimesi ile şeffaflık kelimesinin bir araya gelmesi mümkün değildir. AKP iktidarı bugüne kadar hiçbir konuda şeffaf olmamış, her şeyi kapalı kapılar ardında halletmenin yoluna girmiştir. Yani AKP’nin olduğu yerde şeffaflık olamaz. Bu paketin içinde yer alan rant vergisi; kamu yararını değil, müteahhidin ve rant hırsızlarının yararı için çıkarılmıştır. Bu karardan sonra AKP’li belediyeler resmen rant merkezi haline geleceklerdir. AKP’li belediyeler rant için, rant vergisi için ortalıkta yeşil alan bırakmayacaklardır. Zaten nefessiz kalan İstanbul bu vergiyle birlikte iyice betonlaşacak, yaşanması daha da zor bir şehir halini alacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

NEDEN BAKANLARINIZI YÜCE DİVANA GÖNDERMEKTEN KORKUYORSUNUZ

AKP dönemlerinde sadece İstanbul’da 4 bin imar değişikliği yapıldığını belirten Adan, "Şehircilikten, imardan, planlamadan, çevreden, sosyal ve kültürel hayattan, spordan haberi olmayanlar; İstanbul için en büyük tehlikedir. Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin yeri, Tekel Genel Müdürlüğüne bağlı İstanbul'da şehir içinde kalan yerler, karayolları bakım yerleri hepsi kendi yandaşlarına peşkeş çekilmiştir. Madem o kadar açıksınız, madem o kadar kendinizden eminsiniz, o halde neden bu bakanlarınızı yüce divana göndermekten korkuyorsunuz?

Konuşmasının önemli bir bölümünü de 17/25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına ayıran adan operasyonların üzerinin örtülmesinin mümkün olmadığını belirtti. Adan, "17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının üzerini örtmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bu en büyük yolsuzluk olayının hesabı muhakkak sorulacaktır. Bugünün muktedirleri sanmasınlar ki bu devran hep böyle devam edecektir. Milletin adaletinden bugüne kadar hiç kimse kaçamamıştır. Bunlar da kaçamayacaklardır. Artık iyice belli olmuştur ki; AKP demek rant demektir. AKP demek yağma demektir. AKP demek yolsuzluk demektir." ifadelerini kullandı.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Adan, çözüm sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. "Kendini ve haddini bilmez bölücüler gemi azıya almışlardır." diyen Adan, "Adına çözüm süreci denilen fakat açıkça belli olduğu üzere ihanete, bölünmeye ve teröriste düğün bayram ettiren bir atmosfere dönüşen süreç; içerideki bölücüleri daha da azgınlaştırmış ve tamamen onların inisiyatifinde yürüyen bir projeye doğru yol almaya başlamıştır. Kontrol artık hükümette değil teröristlerin elindedir. Sayın Cumhurbaşkanı da, üzerinde tartışması bile gereksiz olan saray gösterileriyle bu gündem sulandırma oyununda hükümete yardımcı olmaktadır. Hükümet kendi aklını İmralı’ya kiraya vermiştir. Türkiye’yi yönetenler, İmralı ile Kandil’in iki dudağı arasından çıkacak sözlere göre politika belirlemektedir." dedi.

Adan sözlerini şöyle sürdürdü: "Güneydoğu’nun birçok ilçesi sanki Türkiye’nin değil başka bir yerin ilçesi gibi olmuştur. Bazı şehirler ve ilçeler terör örgütüne devredilmiştir. Kamu otoritesinin olmadığı yerlerde PKK kendi düzenini kurmuştur." şeklinde konuştu.

Adan, Fransa'da mizah dergisine yönelik terör saldırısından sonra Başbakan'ın tutumunu eleştirdi. Yurt içinde teröre çözüm bulamayanların dışarıda nutuk atmasının anlamı olmadığını belirten Adan, "Madem dünyaya terör mesajı vermek istiyorsun; o halde neden örneğin İstanbul’da PKK terörüne karşı kitlesel bir miting düzenlemiyorsun? Her salatalığım var diyene tuzluk taşıyacağına, neden binlerce şehidimiz için dünyayı ayağa kaldırmıyorsun? ifadelerini kullandı.

Adan, Fransa'da meydana gelen terör saldırılarından sonra Avrupa'da İslam karşıtlığının arttığını belirterek, "Bu saldırılardan en büyük zararı hiç şüphesiz dünyanın her yerine dağılmış olan Müslüman kardeşlerimiz görmektedir. Ne dinimize ne de peygamberimize, ne şekilde olursa olsun, hangi düşünceyle olursa olsun, nasıl bir düşmanlıkla olursa olsun; saldırılmasını kabul edemeyiz." dedi.

Adan, AKP'li vekil Tülay Babuşçu'nun 'reklam arası' şeklindeki açıklamalarına da tepki gösterdi. Adan, "Bu tarif AKP zihniyetinin özetinden başka bir şey değildir. Bu milletvekiline şunu hatırlatmak isteriz: Eğer bir reklam arası varsa o da 13 yıllık AKP iktidarıdır. Bu 13 yıllık süre içinde çaldılar, çırptılar, bölücüleri şımarttılar, Türkiye'yi her türlü ihanetin kol gezdiği bir ülke haline getirdiler. Saraylar, vurgunlar yaptılar, hırsızlık yaptılar. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti tarihini reklam arası şeklinde tarif edemez, buna cür’et dahi edemez." değerlendirmesinde bulundu.

ANADOLU ÇOCUKLARINI HIRPALAMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPIYORLAR

Adan, basın mensuplarının sorularını da cevapladı. 14 Aralık özgür medyaya operasyon sonrasında tutuklanan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Karaca ve sürece ilişkin yorumu sorulan Adan şu cevabı verdi: "17/25 Aralık, cumhuriyet tarihinin en büyük soygunun yakalandığı gündür. Bakanların, siyasi iradenin suçüstü yakalandığı gündür. 17/25 Aralık'tan bugüne ayakkabı kutularından milyon dolarların çıktığı, evlerden paraların çıktığı, sıfırlama operasyonlarının tamamlanması için en büyük iradenin irade koyduğu, o günden bugüne kadar Türkiye dışarıda olup bitenleri unutmuş, işçiyi, esnafı unutmuş... Bir paranoya gibi yakalanmasına vesile olan Anadolu çocuklarını hırpalamak için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Türkiye önündeki fırsatları değerlendirmekten çıkmış, hırsızı, arsızı, onursuzu aklamak uğruna akla hayale gelmedik oyunlar sergilenmekte. Ama ben söylüyorum, MHP iktidarında bölücünün de, hırsızın da nefesi kesilecek, herkesin özgür olduğu, herkesin onurlu yaşadığı bir Türkiye olacaktır 7 Haziran'da." şeklinde konuştu.

HSYK ATAMALARI

Kararname ile HSYK tarafından hakim-savcıların görev yerlerinin değiştirilmesi konusunda da değerlendirmesi sorulan Adan, HSYK'yı değiştirmek için büyük mücadele verdiler. Adaleti, hukuku, her şeyi hırsızlıkları, arsızlıkları, onursuzlukları aklamak üzere dizayn ediyorlar. Türkiye bunları hak etmiyor. Adaletin insanlık ailesine öncülük yapmış büyük Türk Milleti elbette sessiz kalmayacak. 7 Haziran'da adaletli bir Türkiye'nin, hırsızın, arsızın, şerefsizin devletin hayatından silinip gittiği bir Türkiye'nin seçimi olacaktır." şeklinde konuştu.