Tunceli’nin Ovacık ilçesinde, çocuk yaştayken geçirdiği yüksek ateşli hastalık nedeniyle belden aşağısı felç olan 54 yaşındaki Hıdır Alkan, yaklaşık yarım asırdır tekerlekli sandalyeye mahkum hayat sürüyor.
Ovacık ilçesine bağlı 94 Mahallesi’ndeki dört katlı bir apartmanın ikinci katındaki evde ailesiyle yaşayan Alkan, 1,5 yaşındayken yakalandığı yüksek ateşli hastalık sonucu felç oldu. Hastayken ailesi ve akrabaları tarafından yapılan yanlış müdahale nedeniyle bir daha yürüyemeyen Alkan, çocuk yaşta tekerlekli sandalyeye mahkum hale geldi. Yaklaşık yarım asırdır tekerlekli sandalyeye bağımlı bir şekilde yaşayan Alkan, yerde sürüklenerek her gün iki kat inip çıkıyor. Evine gidebilmek ve dışarı çıkabilmek için de ellerini, felç olan ayaklarının yerine kullanan Alkan, merdivenleri sürüklenerek inip çıktığı sırada büyük zorluklar yaşıyor. Engeline rağmen hayata küsmeyen Alkan, kurduğu yuvada mutlu bir hayat sürerek tüm engellilere örnek oluyor.
"Çocuklar dışarıda oyun oynuyordu, ben gidemiyordum"
1,5 yaşındayken geçirdiği havale nedeniyle vücudunun belden aşağısında felç yaşandığını ifade eden Hıdır Alkan, hastalığı sırasında ailesinin yanlış müdahalesi sonucu bir daha yürüyemediğini söyledi. Ailesinin hastalık sonrası kendisini doktora götürdüğünü belirten Alkan, "O yıllarda doktorlar da yokmuş. İlçede bir tane sağlık memuru varmış. O da beş on tane penisilin yapmış. Daha sonra yaklaşık üç ay komada kalmışım. Ondan sonra ise düzeldiğimde engelli kaldığım ortaya çıkmış. Büyüdüm biraz. Kendimi bildim. Baktım çocuklar dışarıda oyun oynuyor, ben gidemiyorum. Yaşantım çok farklıydı. Onun için baktım böyle olacak gibi değil, yavaş yavaş hayata tutunmaya baktım. Kendim ellerimin üzerinde dolaşarak gezdim. Gezmeye çalıştım. Biraz büyüdükten sonra bir işim olsun istedim. Çalışabilmek için birden fazla kuruma dilekçe verdim. Kaymakamlığa gittim. Başka yerlere de gittim. Ama, olmadı. O zamanki şartlar uygun değildi" dedi.
"Ailem yoksuldu, okula gidemedim"
Engelinden dolayı okula gidemediğini anlatan Alkan, "Okul mahalleden uzak olduğu için gidip gelmesi çok sıkıntılıydı. Yoksul bir ailenin çocuğu olduğumdan dolayı okula gidip gelemedim. Yerde sürünerek dolaşıyordum. Şuan da yaşadığım evde merdivenleri sürünerek inip çıkıyorum. Büyük zorluklar yaşıyorum. İstediğim şekilde basamakları çıkıp inemiyorum. Merdivenlerde bir asansör olmuş olsaydı veya yapabilmiş olsaydık en azından çıkmak ve inmek kolay olurdu" diye konuştu.
"Asansör ve rampa yok"
Toplumun bir zamanlar engelli olduğu için kendisini kabullenmediğini ve küçük gördüğünü aktaran Alkan, "Ama ben kendimi aştım. İnsanlar, senin engelin var. Kahvede oturamazsın, oyun oynayamazsın, eğlenme diyorlardı. Ben bunların hepsini aştım. İnsanlar bana alıştı. İnsanlar artık beni engelli olarak görmüyor. O sevindirici bir şey. İnsanlarla eskiye göre diyaloglarımız çok daha iyi ve daha güzel. Ama benim ricam engellilere karşı acıyarak değil de onlara normal bir insan olarak da davranmaları gerekir. Zaten engellilerin hayatı acıyla geçiyor. Şuanda diyelim ki bir faturam varsa, çıkıp gidip belediyede ödeyemiyorum. Çünkü asansör ve rampa yok. Ya da kaymakamlığa gitmem gerekiyorsa, gidemiyorum. Çıkamıyorum. Asansörleri yok. Binaların hiçbirinde engelli asansörü yok" ifadelerini kullandı.