Kahramanmaraş'ta yaşayan Abdurrahman Vakkasoğlu, vaktinin büyük bölümünü ağaç dikerek geçiriyor. Çiftçilik yaparak geçimini temin eden Vakkasoğlu, herkesi yeşile katkı sağlamaya çağırarak özellikle gençlerin bu konu üzerinde hassasiyetle durması gerektiğini söyledi. Ömrü boyunca kendini ağaç dikmeye adadığını dile getiren Vakkasoğlu, binlerce ağaç diktiğini hatırlatarak “Böylece hem erozyonu önlüyor, hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyorum” dedi. Kendine ait arazilerde toplam 17 çeşit üzüm cinsinin yanı sıra ceviz, badem, elma, vişne ve kiraz gibi meyveleri de yetiştirdiğini anlatan Vakkasoğlu, diktiği tüm ağaçlara evlat muamelesi yaptığını belirtti. Aşırı kentleşmeyle birlikte insanların bağcılık kültüründen de uzaklaştığını ifade eden Vakkasoğlu, şöyle konuştu: “Artık insanlar nefes alacak yeşil alan bulamaz hale geldi. Geçmişte her ailenin bağından pekmez, sucuk, pestil yapılırdı. Ancak yıldan yıla bağcılığa ilgi azaldı ve bağların ve yeşil alanların yerine bina yapılması ile de bu gelenek bozuldu. Bağcılığın bitmesi ile birlikte gıdalarda sunileşmeye gidildi. Eskiden pekmezden yapılan doğal sucukların yerini şimdilerde şekerden yapılan sucuklar aldı. Bu sunileşme ile birlikte toplumdaki çeşitli hastalıklar şeker, kalp ve tansiyon hastalarının çoğaldı. Eskiden doğal beslenme ile çeşitli hastalıklardan korunuyorduk ancak son zamanlarda ismini bile telafuz edemeyeceğimiz hastalıkların insanlara nüksettiğini görüyoruz buda bizim topraktan yani doğal gıdalardan uzaklaştığımızı gösteriyor. Şuan ben çok sağlıklıyım çünkü toprakla haşır neşirim, ağaç dikerim onların bakımını yaparım, kuruyanları söker yerine yenilerini dikerim. Ağaç ve toprak benim hayatım.Gençlere tavsiyem toprak ve ağaçtan uzaklaşmayın çevrenize ve memleketinize yararlı olun.” Ağaçların dünya nimetlerinin vazgeçilmezlerinden biri olduğunu belirten Vakkasoğlu, her ağacın, ağaçların dibinde yetişen otların bile insanlara faydalı olduğunu sözlerine ekledi.