Ama insanımızdaki var olan sevgi hâlesiyle bu sarsıntı çabuk atlatılıp bütün insanımız hangi bölge, il ve ilçe fark etmeden kenetlenerek arama-kurtarma ve yardım konularında devletin asli unsurları ile birlikte deprem bölgesine ulaştılar. Yıl içinde ve özellikle de son aylarda sebep ne olursa olsun bir aileden kaybedilen eş, evlat ve anne-baba gibi yakınların yokluğu ve acısı bu bayramda çok hissedilecektir. Özellikle evlat acısı ölene kadar insanın kalbinde/gönlündeki yeri hep taze kalacaktır. Bayram günlerinde sabah, anne, kız ve gelin gibi hanımefendiler evi bayrama hazırlarlar ama evin baba ve evlat gibi erkek fertleri camiden eve dönünce esas bayram başlamaktadır. Çünkü, evde olması gereken ailenin büyükleri hazır olmadan bayramlaşma olmaz. İşte, bayram günlerinde her hangi bir sebeple evde bulunmayan aile fertlerinin bulunmama gerekçelerinin durumuna göre farklı duygu yoğunlukları yaşanır. İl dışında ve uzakta bir yüksek okulda, görevde, askerde ya da evin gelin olmuş bir kızı ise hepsi için insanlar, bu gerekçeleri öne sürerek üzüntüsünü azaltıp inşallah gelecek bayramda olurlar diye teselli olur. Ama bayram sabahı yanlarında olmayan eşi, evladı ve anne-babası rahmetli olmuş ise acı her dem tazedir. İşte o zaman insanlarımız, “her nefisin mutlaka ölümü tadacağını”, ”Allah'tan(c.c.) geldik ve tekrar yine Allah'a döndürüleceğimizi”, “Dünyaya gelmek elimizde olmadığı gibi, dünyadan göç etmenin de elimizde olmadığını”, “Her şeyin bu dünya ile bitmediğini, nasıl ki ölmeden önceki ruhlar alemi olduğu gibi bir de ahret aleminin bulunduğunu” ve diğer hükümleri düşünerek Allah Teala ve hükümlerine teslim olmamız gerektiğini kendimize şiar etmemiz gerekiyor. Aklıselim de bunu gerektiriyor zaten. Ama insanız biz ve bir nefis taşıyoruz. Ölene üzülmemek elde değil. Yerine göre erkekler de ağlıyor. Çünkü onlar da insan ve onların da duyguları var. Ama Peygamberimiz(s.a.v), kendinizi parçalayacak şekilde ağlanmasını hoş karşılamıyor. Efendim bu yılın kurban bayramında hastası, gurbetçisi, rahmetli olmuş yakını olanlarımıza Allah(c.c) sabır versin ve üzmesin. Özellikle teröre, depreme ve kazalara kurban veren kardeşlerimize Allah(c.c) sabırlar versin. Bir bayram yazısı yazmak için bilgisayarın başına geçmiştim ama bayram öncesinde yeğenimle ilgili yaşadığım acının etkisiyle olsa gerek bu yazı, elimde olmadan bir matem yazısı haline dönüştü. Rahmetli ağabeyimin oğlu Taşkın, uzman çavuş olarak Elazığ'daki çalışma süresini doldurarak Sakarya iline atanmış ve yeni görevine başlamıştı. Ayrılma-başlama sürecinde eşi ve çocuğunu Adana'ya bırakmış. Sonra da onları götürmek üzere izin alıp memlekette veda turları yaparken Mersin-Erdemli civarında arabasıyla kaza geçiriyor ve kendisi kaldırıldığı hastanede rahmetli oluyor. 26 yaşındaki bir gencin ölüm acısının nasıl olduğunu ancak yaşayan bilir dostlarım. Rahmetli annesi ve babasının arasında hazırlanan mezara defnedildi. Önce 2004 de Ağabeyim, birkaç yıl sonra da yengem rahmetli olmuşlardı. Doğduğunda babası adını Aşkın olmasını düşünmüş ama o günlerde yağışlarla yaşanan sel dolayısıyla komşular Taşkın olsun demişler o da peki demiş. Kendisi de biliyormuş demek ki o da oğlunun adını Aşkın Vatan koymuştu. Aşkın şimdi, hastanede tedavi gören annesinin bilmediği gibi kendisi de babasının öldüğünü bilmiyor. 1,5 yaşındaki çocuk babayı belki de hiç hatırlamayacak. İnşallah sağlığına kavuştuğunda annesiyle birlikte hayatlarını zor-kolay devam ettirecekler. Dua ediyoruz annesini Allah sağlığına kavuştursun diye. Evet, bu duygu yoğunluğu içinde sizlerle birlikte bütün İslâm Âlemi'nin kurban bayramınızı en içten duygularımla tebrik ediyor, bu mübarek bayram hürmetine Allah Teâlâ'nın, huzur, sükûn, sağlık ve bereket ihsan etmesini diliyorum. Rahmeti Rahman'a kavuşan bütün geçmişlerinize/geçmişlerimize rahmet-mağfiret, hastalara da şifalar diliyorum. Deprem dolayısıyla evlerinin dışındaki çadır/prefabrik ev gibi mekânlarda yaşamak durumundaki kardeşlerimize de sağlık, sabır ve kolaylıklar diliyorum. Bu vesileyle Rahmetli Taşkın'mın Hikâyesi'ni de sizlerle paylaşmak istiyorum. Selam ve dua ile Hayırlı Bayramlar”¦ TAŞKIN'IN HİKAYESİ Bir yeğenim vardı, askerdi Taşkın Birbuçuk yaşında, evladı Aşkın Taşkın öldü, anne ağır, çocuğu şaşkın ”¦”¦..Anasız kalmasın dua bu oldu ”¦”¦..Ölüm onu feci kazada buldu. İkibin onbirde bir Ekim günü Yirmi altısıydı Çarşamba günü Milat oldu bize bu kaza günü ”¦”¦..Ağır yaralanmış ve teslim oldu ”¦”¦.. Ölüm onu feci kazada buldu. Aşkın evladıydı, Hilal eşiydi Vatanı sevmek te onun işiydi Nazlı Tevfik Ayşe üç kardeşiydi ”¦”¦..Kimseye sormadı birden kayboldu ”¦”¦.. Ölüm onu feci kazada buldu. Uzman çavuşluğa severek gitti Dört buçuk yıl yenice bitti İzindeyken öldü canlara yetti ”¦”¦..Haber alan gözler yaşlarla doldu ”¦”¦.. Ölüm onu feci kazada buldu. Henüz yirmi altı, genç idi yaşı Yaralandı Hilal yol arkadaşı Kısmeti kesildi nimeti aşı ”¦”¦..Kan çekildi Taşkın sararıp soldu ”¦”¦.. Ölüm onu feci kazada buldu. Önce abim öldü sora da yenge Yetim kaldı hepsi bozuldu denge Peşi sıra ölecekmiş yeğen de ”¦”¦..Allah'ım bunlara böyle ne oldu ”¦”¦.. Ölüm onu feci kazada buldu. Biliyorum nefis ölecek birgün Bazen bebek, yaşlı bazen de ergin Sevgi güzel nimet, olmasak dargın ”¦”¦..Omuzda tabutla yola koyuldu ”¦”¦. Ölüm onu feci kazada buldu El açtık Allah'ım, kapına geldik Affın sonsuz Rabb'im, öylece bildik Kul olarak hatasız da değildik ”¦”¦..Bayram öncesiydi bir kaza oldu ”¦”¦. Ölüm onu feci kazada buldu Allah'ım esirge, azap olmasın Azap melekleri kabre dolmasın Sırat köprüsünde mahsur kalmasın ”¦”¦..Rabb'im sevenleri duaya daldı ”¦”¦..Ölüm onu feci kazada buldu. Eş dost akrabayla eyledik defin Albayraklı tabut içinde kefin Behlül yeter artık uzatma lafın ”¦”¦..Namaz ve talkınla mezarda kaldı ”¦”¦.. Ölüm onu feci kazada buldu. 03.Kasım. 2011