Bir zamanlar Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından biri olan Gavur Gölü, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Gavur Gölü, Orta Afrika'dan Viktorya Gölü'nden başlayıp kuzeye doğru devam eden Nil Vadisi, Lut Gölü ile Kahramanmaraş'ın kuzeyindeki Ahir Dağı'nda son bulan dünyanın en büyük çöküntü alanlarından birisi olan Rift Vadisi'nin en kuzey ucunda bulunuyor. Tabanı turba denilen kömürleşmeye yüz tutmuş milyonlarca yıllık bitki, hayvan fosilleriyle dolu olan Gavur Gölü, tarım yapmak isteyen vatandaşların da ilgisini çekiyor. 1950 yılında sivrisinekle mücadele kapsamında kurutulmaya başlanan göl, geçen zaman içerisinde doğal özelliğini kaybetmeye başladı. Türkiye'de göçmen kuşların en önemli istasyonlardan biri olan Gavur Gölü, küresel ısınmaya bağlı kuraklık sebebiyle tamamen kururken, 5 bin 500 dekarlık alanında neredeyse bir damla su bulabilmek imkansız hale geldi. Gavur Gölü'yle ilgili araştırmalar yapan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Gürbüz, 3-4 yıl öncesine kadar göl aynasında su bulunduğuna dikkat çekerek, "Maalesef şu anda su namına hiç birşey kalmamış. Daha önce gelmiş olsaydık burası yaklaşık 4 metre derinliğinde suyla kaplıydı. Ancak bugün gölün tam ortasındayız ve bir damla bile su yok. Burası 1950 yılında sivrisinek ve vatandaşlara tarım alanı kazandırmak amacıyla kurutulmaya başlanmıştı. Bugün ise iklim değişiklikleriyle birlikte oluşan kuraklıkla, Gavur Gölü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Günümüzde su kaynaklarının rasyonel kullanımı çok önemli. İşin ilginç tarafı bugün kuruyan göl alanı içerisinde tarım yapan çiftçiler de önümüzdeki yıllarda burada su bulamayacak" dedi. Göçmen kuşların Gavur Gölü'ne yılda iki kez uğradığını anlatan Gürbüz, "Burası Türkiye'nin en önemli istasyonlarından birisi durumundaydı. Göl kurumadan önce burada 343 tür kuş sayılmış. En fazla kuşların sayıldığı yerlerden bir tanesi. 1968 yılında 101 bin kuş sayılmıştı. 5-6 yıl önceki tespitlerinize göre buradaki kuş türleri sayısı 48'e düşmüştü. Bugün bunu saymış olsaydık herhalde 10-15'i geçmeyecekti. Eğer kuşların uğrak yeri olan bu istasyon kurursa kuşlar ya yer değiştirecekler yada ölecekler. Kuşlar kendilerine nakşedilen güzergahı kolay kolay değiştirmiyor. Dolayısıyla yüzlerce kuş çeşidi yok olmayla karşı karşıya" diye konuştu. Gölün kurumasında küresel ısınmanın getirdiği ağır tahribatın da etkili olduğuna dikkat çeken Gürbüz, "Daha önce yaptığımız çalışmalarda göl aynası her yıl 500 dekarlık alanda kalıyordu. Görüldüğü gibi bugün göl aynası diye bir yer yok. Tarım yapılan bir arazi var. Bunu da sıcaklıklara bağlayabiliriz. Göl içerisinde binlerce canlı organizma yaşamakta. Ancak bugün bunlar da yok oldu. Açılan tahliye kanallarında milyonlarca balık can çekişiyor. Geride su kalmadığı için suyun en son çekilme hali burası. Binlerce balığın şu anda ölü olduğunu görüyoruz. Hiçbir canlı kalmamış durumda" şeklinde konuştu.