-Bu atlı ne de yiğit..! Böyle bir gelinin eşine ne mutlu.
Kız bu durumu annesine anlatır.

-Anne abim bunca yiğitken, gelinimiz Pşızı geçen bir atlıyı övdü..

Bunun üzerine anne oğluna haber yollar; karını aldığın yere geri götür.. Bu haberi duyan delikanlı yıkılır ve annesinin dediğini yapar

Aradan yıllar geçer, cepheden dönen bir savaşçı erzak toplamaktadır, kırbacı ile kadının kapısını çalar. Kapı hafifçe aralanır, savaşçı çuvalı içeri doğru bırakır. Kadın çuvalı doldurarak kapının önüne doğru bırakır..  Savaşçı çuvalı alır ve gider.. Ancak bu duruma evdeki diğer kadınlar itiraz ederler.

-Vatanımız için savaşan bir askerimizden böylesine kaçmana ne gerek vardı? Yaptığın çok ayıptı neden kaçtın derler..

Ve ısrarlar üzerine kadın

-O savaşçı kocamdı der...

Kadınlar; -ama görmedinki nereden bilebilirsin kocan olduğunu 

Gelin; -kapıyı çalışından anladım. Görünürsem hala kendisinde gözüm kaldığından göründüğümü düşünmemesi için görünmedim... Pşız ırmağından geçerken kendisinden duyduğum övünmeyi, kocamı övmüş olmamak için, öyle bir yiğidin eşine ne mutlu diye söylemiştim görümceme bu yüzden kocamdan ayrı düştüm..
Kadınlar bu konu üzerinde bir şarkı dizerler şarkı dilden dile dolaşır, kocasına kadar gider ve hata anlaşılır yeniden birleşirler..
Çerkes kadınları böylesine onurlu ve karakterlidirler...

kafkasakademi.com