Ne lazım değil ki şu hayatta bizlere? Sivrisinek, karınca, oksijen, taş, su, hava”¦ Hayatın devamı için çok şey lazım ama bazıları elzem. Bazıları olsa da olur olmasa da. Bu cümle bir insan için kuruluyorsa çok vahim, yazık o insana, demek ki hiçbir tesiri yok diğerlerine. Ne duam ne bedduamsın der gibi”¦Hepsi bir yere kadar ama asıl bize adam lazım adam gibi adam”¦Helali haramı iyi takip eden, kul hakkını hassas bilen, Allah'ın evinin insanın kalbi olduğunu bilen, üç kuruşluk dünya yalakalığı, menfaati için doğrularını, kıblesini değiştirmeyen adam gibi adam lazım”¦Kalitesi çok uzaklardan belli olan, sesiyle insanı doyuran, güveniyle etrafını rahatlatan, yapmacılıktan uzak, kabukla, hışırla işi olmayan öze değer veren yüksek duyuşlu bir adam”¦ Hani zayıf bir insanın etrafına çar çakal doluşur bağırıp, çağırıp o insanı ezmek ,elindekileri almak, suçluyken baskın olmak isterler. İşte o zaman bir adam lazım olur, parçalayıp ortalığı hakkı eline verecek ve mutlu sona kavuşturacak, işte o adam lazım bize, bileniniz, göreniniz var mı? Hani bazen sebepler aşırı yüklenir insana, sınavın azabı dıştan duyulmaya başlar, gizli bir el arar da insan tutmaya çalışır, hem maddi hem manevi çanlar çalmaya başlar da bir adam çıkar karşınıza tutar elinizden, geçirir karşısına sıkıntıların. Gavur memleketlerinde duyulan ezan sesi gibi gelir insana. Sarılır sımsıkı hayata, sebeplere asılır dünya yüklerine çekip çevirmek için, işte bir adam lazım olur, el atmak için hayata”¦Tanıyanınız, bileniniz var mı? Akşam olup karanlığa kalınca, varılması gereken yollar uzamışsa, gidilecek yerler yad ellerse, cepte para yok, yollar sarp köy de hayli ıraksa bir adam lazım bize fakat adam olacak”¦Darda kalana merhem olacak, gözlerinden ümit fışkıran, sözlerinden filiz yeşeren, karanlığın güneşten kaçtığı gibi kaçacak kötülükler ondan”¦ Onu bileniniz, göreniniz var mı? Göreniniz olursa benim yerime de birkaç soru sorsun Ona: Sürünün manasını, koyunu, sütü , şükrü, çobanı, güneşi, bukalemunu, hesabı, toprağı bir de ondan sorun”¦ Baharda gelirmiş kuşların hası kıpraştırmak için paslı gönlün tellerini, Yürek çağlayanı hazır bekletir de bir damla gözyaşını göndermek için güneye, Her istasyonda duraklayan posta trenine...