Halit Ertuğrul Bey'in yazmış olduğu ve büyük bir okuyucu kitlesi tarafından okunmuş olan onlarca kitaplardan sadece iki tanesini henüz yeni okudum. Halit ERTUĞRUL Hoca, doğmuş olduğu komşu ilimiz Adıyaman ili Besni ilçesine bağlı Şambayat kasabasında ilk ve ortaokulu bitirdikten sonra öğretmen okulunu da Kırşehir'de tamamladıktan sonra şu anda öğretim üyesi olarak görev yaptığı Gazi Eğitim Fakültesinden mezun olmuştur. Yurdun çeşitli il ve ilçelerinde öğretmenlik ve idarecilik görevlerinde bulunmuştur. Kırkı aşkın sayıda eserini okuyucularla buluşturan Halit Hoca'nın yurt çapındaki konferansları yıllardan beri devam etmektedir. Bundan birkaç yıl önce dinlediğim konferansında anlatmıştı. Zengin bir ailenin çocuğu olan öğrencilerinden birisi lenf kanserine yakalanıyor. Bezlerinin tükürük(af edersiniz) salgılayamadığı için özel bir cihazla suni tükürük takviyesi yapılan bir öğrencisinin çaresizlik içindeki babasının şu ibretlik sözünü hiç unutamıyorum. “Bu kadar zengin olduğum halde bir damla tükürüğe gücüm yetmiyor hocam.” Bayram öncesi 10 Kasım 2010 Çarşamba akşamı Ticaret Lisesi'nin davetlisi olarak verdiği konferansında da hafızalara kazınan bilgilere sahip olduk. Yıllarca ekmek kazandığı ayakkabı boya sandığını, evindeki çalışma odasında hâlâ sakladığını ve o boya sandığına bakarak kendisi için nereden nereye sorusuyla şu andaki haline sürekli şükrettiğini öğrendik. Tabii yine konferansta anne baba olarak bizlere çocuk yetiştirme ve eğitimi ile aile içi iletişim konusunda doyurucu bilgiler verdi. Bu faydalı konferans dolayısıyla Halit ERTUĞRUL Bey'e ve konferansa ev sahipliği yapan Ticaret Lisesi Müdürümüz ve emeği geçen görevlilere müteşekkiriz. Aysel adlı kitabını bir gecede bitirdikten sonra elimden bırakmıştım. Son olarak bu yazının ortaya çıkmasına vesile olan Ateşte Yeşerdim ve devamı olan Ateşte Açan Çiçekler adlı kitaplarını bir çırpıda okudum. Düzenlenen bu konferans ta bu kitapların üzerine çok iyi bir tevafuk oldu. Halit Bey'in Ateşte Yeşerdim ve Ateşte Açan Çiçekler adlı kitaplarında basit bir terimle açıklanabileceği şekliyle çok meşakkatli geçen çocukluk ve gençlik hayatını anlatmıştır. Yine bu kitaplarda ama özellikle Ateşte Yeşerdim kitabından: Zor bir hayatı, hatta büyük zorluklarla mücadelelerle geçen bir hayatı yaşamak ve özellikle BAŞARMAK kelimesinin ne kadar büyük bir önem kazandığını; Çok küçük yaşta babası tarafından annesiyle birlikte kapı dışarı edildiği için baba sevgisi ve şefkatinden mahrum kalma ve anneyle birlikte hayatta yalnız kalmanın ve sahipsizliğin verdiği çaresizliklerine çare olanların da bazen çeşitli vesilelerle devreden çıktıkları durumlarda bile mücadeleden vazgeçmeyerek hayata nasıl tutunulabileceğini; Oyun oynama çağında olduğu için oyun oynaması gereken bir çocuğun, önce simit satarak eve ekmek parası kazanılacağını sonra da basit bir boya sandığı ile bazen sandığı kırılıp kendisi de dövülerek engellemelere rağmen ayakkabı boyacılığı yaparak okuma azminden vazgeçilmediğini, böylelikle de azmin karşısında bütün engellerin nasıl eridiğini; Çaresizlik içinde kıvranan bir annenin, okuma azminde olduğu halde maddî imkânsızlıklardan dolayı bir türlü ortaokula kayıt olamayan ve okuyamayan çocuğuna bir Cuma günü “Bugün Cuma namazına git ve halini Allah tealaya arz et” mealindeki tavsiyesine uyan öksüz bir çocuğun imdadına birkaç gün sonra trafik kazasında ölecek olan ilçe Kaymakamı'nın nasıl yardımcı olabileceğini; Kayıt olduğu ortaokulun ilk günlerinde günümüz diliyle empati kuramayan bir öğretmeninin bilinçsiz bir davranışı ile sınıf içersinde o yaştaki bir çocuğun diğer arkadaşlarının yanında nasıl mahcup edildiği için ruhunda silinmeyen kötü bir iz bırakarak ve böylelikle de bir öğrencinin matematik dersinden nasıl soğutulabileceğini; İl çapında öğrenciler arasında düzenlenen bir anı yarışmasına katılmanın ve kendini anlatan bir anısının yarışmada birinci olmasıyla bir öğrencinin, bir gencin hayatının nasıl değişebileceğini ve nice ibret verici anekdotları bu kitaptan öğrenmiş oldum. Konferans öncesi sohbetimizde kendisine de ifade ettiğim gibi bu kitapları bizim sefiller'imiz olarak nitelendiriyorum. Sizlerin de okuduktan sonra çok takdir etmiş olduğunuz kitaplar olduğu gibi ben de, bu kitapları okumadan önce Kelebek ve Sefiller'i çok önemsemiştim ve hâlâ takdir ediyorum. Ama okuduktan sonra Halit ERTUĞRUL Bey'in Ateşte Yeşerdim ve Ateşte Açan Çiçekler kitaplarını daha çok takdir ediyorum. Siz saygı değer dostlarım, bu kitapları henüz okumaya zaman bulamadınız ise okumak için acele etmenizi (eğer saygısızlık kabul etmezseniz) tavsiye edeceğim. Gönül dolusu selamlar”¦