Dağlar senin ne karanlık ardın var, Lale, sümbül boyun eğmiş derdin var. El Âlemin vatanı var yurdu var, Benim yurtsuz kalışıma ne deyim. Bu türkünün yazarını bilmiyorum ama yıllar öncesinden beridir ülkemizde söylenir durur. Her halde vatana, yurda olan özlem, birçok duygudan ağır basar. Vatandan ayrı olmak çok zor bir duygudur. Bir de mecburi bir ayrılık varsa daha da ağır gelir insana”¦ Ne kadar acıdır ki; Dünya kurulalı beri sayısı belirsiz insanlar yurtlarından çıkarılmışlar, kovulmuşlar ya da kaçmak zorunda kalmışlar. Hz. Yunus, kendi toplumundan uzaklaşmak zorunda kalan bir peygamberdi. Hz. Lut, kendi toplumuyla beraber, ailesinden kaçmak zorunda kalan bir peygamberdi. Hz. İsa, içinde yaşadığı toplumundan her türlü ezayı ve cefayı gördükten sonra ona iman edenler, dönemin zalim hükümdarı Takyonustan kaçan, Ashabı Kehf sığındıkları mağarada yıllarca uyuyup kalmışlardı. İlk Sahabeler, kendi ülkeleri olan Mekke'den kaçarak, adil hükümdarların memleketine sığınmışlardı. Allah Resulü Hz Muhammed, Mekke'den Medine'ye hicret etmek zorunda kalmıştı. Hangi peygamber ya da uyarıcı, ya da fikir ve düşünce adamı kendi yurdundan çıkarılmaya çalışılmamıştı ki? Şu an dünyanın birçok bölgesinde kendi yurdundan uzaklaştırılmış mülteciler var. Özellikle Orta Doğuda hemen hemen her ülkede başka ülkeler ait mülteci insanların yaşadıkları malumdur. Bu mültecilerin bir kısmı, kendi ülkelerinde hüküm süren idarecilerin hışmından kurtulmak için komşu bir ülkenin siyasi iradesine sığınmışlardır. Bu mültecilerin içinde, kendi toplumunun önde gelen liderleriyle beraber suçsuz masumları da var olagelmiştir. Bir insana reva görülecek en büyük ceza her halde mülteci olmaktır. Bu kendi köyünden başka bir köye çıkarılmak ta olsa fark etmez. Mülteci olarak yaşayan toplumların hemen hepsi yaşadıkları, etrafı demir tellerle çevrili dünyaya kapalı kamp ortamında çok zor şartlar altındadırlar. Çadırlarda günlük bir öğün bile yiyecek bulamamaktadırlar. Sağlık imkânlarından yoksun yaşamaktadırlar. Sadece Bangladeş Dakka da beş yüz bine yakın Pakistanlı, hiçbir kamu hizmetinden faydalanamadan hatta bir kimlik belgesine sahip olmadan yaşamaktadır. Arakan da, Afrika da kamplarda yaşayan mültecilerin sayısı bile tam olarak bilinememektedir. Ülkemizde de çok eski yıllarda ve ihtilallerin yaşandığı dönemlerde, yurt dışında kalmaya mecbur kalan birçok insan vardı. Bulunduğum çevrede, yurt dışını kendisine çıkış yolu olarak bulan büyük bir insan kitlesinin içinde yaşıyorum. Birçoğumuz kendi yeğenlerimizi ve akrabalarımızı on yıl sonra görebildik. Düğünlerimiz ya da onların düğünlerini yıllardan beridir videokasetlerinden ya da CD'lerden izlemek zorunda kaldık. Cenazelerimize yetişemeyen akrabalarımız azımsanamayacak kadar çok olmasının yanında, orada sahip oldukları hakları kaybetmemek için, anne veya babasının cenazesine gelemeyenlerin sayısı bir hayli fazladır. Mehmet Akif, Nazım Hikmet, Cem karaca, Ahmet Kaya ve niceleri”¦ Bir insanın kendi vatanında yaşayabilmesi en büyük hakkı olmalı değil mi? Sadece İsrail zulmünden başka ülkelere sığınan mültecilerin hangi şartlarda yaşadığı kimlerin umurunda acaba? Kendi ülkesi içinde yaşarken, hayatının her alanına müdahale edilen bir Filistinli kendi ülkesinde, ne kadar mülteci değil acaba? Ya da, dünyanın herhangi bir bölgesinde, zorla köyleri boşaltılmış, evleri yakılıp yıkılmış birisi dünyanın neresinde mülteci değil ki? En son Libya'dan kaçarken ölen onlarca insan hepimizin içini dağladı. O insanlar öldüler çocuklarıyla beraber”¦ Dünyada kendi yurdundan başka yerlere kaçarken ölen insanların sayısı belki de milyonlarla ifade ediliyordur. Peki, başka toplumların değerlerine kurban edilmiş, kendi değerlerini kaybetmiş diğer toplumlar ne kadar yaşıyorlar acaba? Dünyanın birçok ülkesinin, kendi düşünce yapısını benimsemediği için ötekileştirmeye ve sınırlarının dışında yaşamağa mahkûm ettiği insanlardan dolayı, dosyası bir hayli kabarmış durumdadır. Özellikle az gelişmiş tüm Dünya ülkelerinde olduğu kadar, bizlerden birilerinin de kendi vatanında yaşamasının imkânsızlaşması ve sınırların içine girememesinin yanında, okyanusların ötesinde veya başka ülkelerin içinde mülteci gibi yaşaması ne kadar acı değil mi? Allah yardımcıları olsun, bütün dünyada mülteci olarak yaşayanların”¦ Nuri YILDIZ Kahramanmaraş İnsani Yardım Derneği Yön. Kur. Üyesi