Adıgey'de yapılan Altıncı Uluslararası Çerkes Kültür Festivali bu yıl katılımcı sayısı ve programın çeşitliliği açısından geçen yıllara kıyasla daha iyi düzeydeydi. Ancak Kavkazki Uzel'in görüşlerini aldığı uzmanlar, organizasyon yönetimini özellikle festivalin diaspora ayağının yetersiz olmasından dolayı eleştirdi.

1-6 Ekim tarihlerinde Adıgey'de Kafkasya ve diasporadan sanatçı gruplarının katıldığı Çerkes Kültür Festivali düzenlendi. Festivale Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes, Krasnodar Kray, Adıgey, İsrail, Ürdün, Türkiye ve ABD'den farklı sanat grupları katıldı. Suriyeli Çerkesleri de Adıgey'e dönüş yapmış olanlardan oluşan bir ekip temsil etti. Toplam katılımcı sayısının 300'ün üzerinde olduğu belirtiliyor. Rusya Federasyonu Kültür Bakanlığının mali desteği ile gerçekleştirilen festivalin organizatörü Adıgey Kültür Bakanlığı ile Adıgey Halk Kültürü Merkezi.

Festivalin dört yıldır finans ve organizasyon sorunlarından dolayı gerçekleştirilemediğini belirten Adıgey Kültür Bakanı Muhamed Kulov şunları kaydetti: “Bu yılki festivalin en önemli avantajı Rusya Kültür Bakanlığının da desteklemiş olması. Bu, bize programı genişletme imkanı verdi. Bu sayede Çerkes kültürü hakkında belgesel filmlerin gösterimi ve müzik ödülleri oluşturma imkanı bulduk”. Kulov'un verdiği bilgilere göre, festival kapsamında konferans ve sergi etkinlikleri de yapıldı.

“Diaspora ile bağlar kopuk”

Festivalle ilgili görüşlerini paylaşan sivil toplum adamlarının üzerinde birleştiği nokta diaspora ayağının zayıf oluşu.

Çerkes kongresi liderlerinden Zaur Dzeukojev “Festival genel olarak başarılıydı, ancak diaspora ile yeterli çalışma yürütülmediğini gördük” dedi.

Yönetmen Kasey Haçegog, festivalin ana amacının halk kültürü öğelerinin yaşatılması olmasına rağmen, diasporadan bu amaca hizmet edecek çalışma sağlanmadığını belirtti.

Festivale ayrılan kaynağın verimli kullanılmadığını savunan RF Gazeteciler Birliği bünyesindeki medyada etnik sorunlar merkezi başkanı Suliyeta Kusova ise şunları söyledi: “Şu anda Çerkeslerin yok olması ve asimilasyonu konusunda gerçek bir tehdit varken Maykop'un çöken caddelerinde toplu kültür faaliyetleri yapmak anlamsız.”