Sektörel bir iş kolu olduğundan, dolmuşlarla şehre organizatörlerce getirildiklerinden ve planlı bir organizasyondan söz ediliyor. Kullandıkları argümanlara bakıldığında sanki toplu eğitim aldıkları, en etkili görüntü ve isteme konusunda eğitildikleri, yüz hatları ve iş dirençlerine bakıldığında sıkı bir denetime ve kontrole tabi tutuldukları izlenimi veriyor. Diğer taraftan soluk, yıpranmış simalar, çatlamış dudaklar, çaresiz bakışlar, bazen kucaklarda perişan bebeler ile 21. yy'da Müslüman bir ülkede dilenen insandan söz ediyorum. Pejmürde kıyafetler içinde en zor fiil olan istemeyi yapan, ürkek, mahcup ve ağlamaklı bir ses tonu ile “ne olur bir ekmek parası” diyen insanlar”¦ ya içlerinde gerçekten çaresiz olanlar, dilenmeye mecbur kalanlar varsa? Ya da aidiyetiyle mahkûm olduğu o topluluğun âdetiyle mecbursa dilenmeye ve az hâsılatı sebebiyle işkenceye tabii tutuluyorsa her akşam. Bildiğimiz gibi İslam dini dilenmeye pek sıcak bakmaz. Hadislerde dilenenlerin kıyamet gününde yüzlerinin etlerinin döküleceği belirtilmiştir. İhtiyacı olduğu halde istemeyen kimselerde övülmüştür. Ancak mecbur kalırsa da dilenmeye cevaz vardır. Dilenen kimseye ise at üstünde bile istese verilmesi yine tavsiye edilmiştir. Bununla beraber günümüzdeki sektörel dilencilik, sizden aldığı paralarla haram işler yapıyor olması, böyle bir gayri meşru sektörün varlığına sebebiyet verme endişesi, sorunun esas noktasıdır. Sizde mi benim gibi dilencilere para verip vermeme konusunda kararsız kalıyorsunuz. Ne yapılmalı o zaman. Bize düşen doğrudan tanıdığımız insanlara, en yakından en uzağa doğru, yardım noktasında gerekli hassasiyeti göstermek. Onları dilenmeye mahkûm etmemek. Eğer doğrudan tanıdığımız yoksa yoksul insanlara vakıf hizmeti yapan ve bu işi de düzgün yaptığından emin olduğumuz vakıflar vasıtasıyla ihtiyaçlarını gidermemiz. Birde olayın devlete düşen boyutu var. Her caddeye çıkışımızda içimizi parçalayan yalvarışlara mahkûm etmemeli bizi. Ben şahsen o yakarışlara çok üzülüyorum. Sosyal devletsek eğer, ihtiyaç sahibini tespit noktasında katili tespit çalışması kadar titiz bir anlayışa sahip olmalı, ona göre yapılanmalıyız. Onun gayrisi isteyeni de engellemeyi de suçluyu engelleyecek kararlılıkta engellemeliyiz. Aksi taktirde son yıllarda sayıları hızla artan dilenciler, insanların vicdan duygularını da törpüleyecek, toplumu “umursamaz toplum” haline getirecektir.