İnançlı genç nesiller yetiştirilmesi açısından din dersinin büyük önem taşıdığını belirten Özgişi doğru dini bilginin ancak devlet tarafından vatandaşlara verilebileceğini söyledi. Özgişi, “Dini bilgiye en çok ihtiyaç duyulan bu zamanda alınacak böyle bir karar büyük bir hata olacaktır. Devlet matematik gibi, edebiyat gibi ve benzeri birçok dersi zorunlu olarak verirken yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede insanlara kendi dini ile ilgili bir konuyu ders olarak vermesinden daha doğal bir şey olamaz. Bu açıklamaları yapan ve eylemlerde bulunan insanların hangi amaca istinaden böyle bir talepte bulunduklarını anlayamıyoruz. Devlet vatandaşına doğru bilgiyi en doğru yoldan vermekle mükelleftir. Devlet öğretir, uygulamak isteyen uygular ya da uygulamaz bu kişilerin vereceği bir karardır” dedi. İnsanların din ve inançlarından uzaklaştıkça maddi ve manevi bunalımlara girdiğini savunan Özgişi, “Hükümet böyle vebali yüksek bir karara imza atmaması gerekir. Unutmayalım ki Alevi ile Sünni'nin bir birini daha iyi anlaması ancak ikisinin de İslam'ı referans almasıyla mümkündür. Hz. Peygamber'i de, Hz. Ali'yi de tanımanın yolu ilköğretim sıralarında başlayacak olan din dersi eğitiminden geçer. Böylesi önemli bir konuda bir açıklama yapmayı hem vatandaşlık görevi hem de temsil ettiğimiz dinin vecibesi olarak kendimize bir borç bildik. Umuyoruz ki bu yaptığımız açıklamalar yerini bulur ve telafisi mümkün olmayan hatalar önlenir” diye konuştu.