Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Rabb'imiz bize servet sahibi olmayı yasaklamıyor. Servete mahkum olmayı yasaklıyor. Rabb'imiz bize para sahibi olmayı yasaklamıyor. Parayı kalbe yerleştirerek, kalbi ona mahkum etmeyi yasaklıyor." dedi.

Görmez, Türkiye Diyanet Vakfı Kahramanmaraş İl Temsilciliği tarafından düzenlenen "İyilik Sofrası" iftar buluşmasında, yüce Yaradan'ın insanı bir kez yarattığını, insanları farklı misyonlar yüklediğini belirtti.

İnsanların çeşitli uğraşlar içerisinde bulunduğunu ifade eden Görmez, "Bu uğraşlar içerisinde kendimizi unutmayalım, kalbimizi unutmayalım, Rabb'imizi unutmayalım. Yüce kitabımızda bu konuda hatırlatmaları var. Allah'ı unutanlardan olmayın, Allah da kendinizi unutturur. İnsanın kendisini unutarak yaşaması ne büyük bir zulümdür." diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Rabb'imiz bize servet sahibi olmayı yasaklamıyor. Servete mahkum olmayı yasaklıyor. Rabb'imiz bize para sahibi olmayı yasaklamıyor. Parayı kalbe yerleştirerek, kalbi ona mahkum etmeyi yasaklıyor. Rabb'imiz bize maddeye esir olmamayı emrediyor. Bütün verilen maddenin Allah'ın emaneti olduğunu hatırlatıyor. Yeryüzünde 'İslamı dünyanın en ücra köşelerine götüren kimlerdir' diye sorsak, alimler mi yoksa helal kazanç peşinde koşturan ticaret erbabı mıdır? Bu soruya bilimsel olarak baktığımızda İslamiyet'in yeryüzüne yayılmasına baktığımızda Hz. Muhammed'in hayatından itibaren Hz. Ömer'den sonra İslamiyet'in hızlı bir şekilde yeryüzüne yayılmasını sağlayan taife helal rızık peşinde koşturan ticaret erbabı olmuştur."

Sahabelerin Hz. Muhammed'in vefatının ardından, Çin'e dahi gittiklerini aktaran Görmez, 10 binlerce Müslüman'ın helal rızık için birçok ülkeye gittiğini belirtti.

İnsanların paraya, mala ve mülke esir olduğu zaman hem bu dünyayı hem de ahireti kaybettiklerine işaret eden Görmez, şunları anlattı:

"Bizim dinimiz insanların zengin olmasına karşı değil. Servet sahibi olmasına karşı değil. Zenginliğin ve servetin size hükmetmesine izin vermeyeceksiniz. Mümin, malın ve mülkün kendisine yönetmesine izin vermez. Bu yüzden tüm Cuma hutbelerinde iki konuyu anlattık. İki kavramı birlikte zekat ve faiz konuşunu işledik. Bugün 85 bin camimizde bu konuyu anlattık. Üretirken sadece Kahramanmaraş'ı Türkiye'yi düşünerek, üretme lüksüne sahip değiliz. Üretirken Arakan'daki kardeşlerimizi de düşüneceksiniz. Afrika'da açlıkla pençeleşen kardeşlerinizi düşünerek, üreteceksiniz. Bu millet tarih boyunca tüm mazlumların umudu olmuştur. Öyleyse bu umudu boşa çıkarmamalıyız. Biz çok daha güçlü olmalıyız. Helal kazanarak, helal peşinde koşarak üretmeliyiz ve büyümeliyiz. Tüm bu kardeşlerimizi düşünerek, üretmeliyiz."