Sağlıklı bireylerken hastalıkları yüzünden geride kalan yaşamlarını engelli olarak geçirmek zorunda kalan 59 yaşındaki Ali Seydi Dursun ve 47 yaşındaki Kadri Canpolat, engelli olmanın yaşama mani olamayacağını sanatlarıyla gösteriyor.
Glokom hastalığıyla nedeniyle önce iki gözünü kaybeden, daha sonra cerrahi müdahaleyle bir gözüyle kısmen görmesi sağlanan Dursun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastalığı öncesinde ahşap oymacılığı işiyle uğraştığını anlattı.

Mesleğini icra ederken 2003 yılında gözlerindeki kararma nedeniyle başvurduğu doktorda glokom hastalığı teşhisi konulduğunu aktaran Dursun, daha sonra iki gözünde de görme kaybı yaşadığını söyledi.

Dursun, tedaviye rağmen bir gözünü kaybettiğini diğerinde ise yüzde 50 civarında görme kaybı oluştuğunu belirtti. İlk etapta engelinin kendisini çok sarstığını, ahşap oymacılığı mesleğini ise sürdüremez hale geldiğini anlatan Dursun, bu süreçte boş zamanını değerlendirmek amacıyla arayış içine girdiğini dile getirdi.

Malatya Büyükşehir Belediyesi'nin Sanat ve Eğitim Merkezleri biriminde 2 yıl önce ilgi duyduğu yağlı boya resim kursuna başladığını kaydeden Dursun, resim yaparak zamanını en iyi şekilde değerlendirdiğini ifade etti.

Dursun, "Bana göre herkesin başarıyla yapacağı bir sanat dalı mutlaka var. 'Kişi yapabileceği sanat dalını ortaya çıkararak engelini aşabilir' diye düşünüyorum. Engelli olmak, hayata küsmek, hayattan ve toplumdan uzaklaşmak değildir hatta gayret edip bir şeyler yapıp, bir başka engellinin de önünü açıp ona cesaret vermektir" dedi.

Dursun, yaptığı resimleri çocuklarına hediye ettiğini, bunun da kendisini çok mutlu ettiğini dile getirdi.

- Bağlamayla yaşama tutundu

 MS hastalığıyla 11 yıllık uzun bir mücadelenin sonunda koltuk değnekleriyle yaşamını sürdürmek durumunda kalan Kadri Canpolat ise geçen yıl katıldığı Yeşilyurt Eğitim Kültür ve Sanat Merkezi sanat kursu sayesinde bağlama çalmaya başladığını anlattı.

Hastalığa yakalanmadan önce tekstil sektöründe çalıştığını kaydeden Canpolat, yaklaşık 11 yıl iç dünyasını rahatlatacak bir uğraşının olmadığını söyledi.

Bağlamayla tanıştıktan sonra psikolojik olarak çok rahatladığını anlatan Canpolat, "Sadece engelli insanlar için değil, sağlıklı insanlar için de müzik ruhun gıdasıdır. Spor, müzik ve okuma hayatta vazgeçilmeyecek 3 şey" diye konuştu.

Canpolat, bağlamanın yaşamına ayrı bir zenginlik kattığını belirterek, "Evde canım sıkılınca bağlama çalarak rahatlıyorum. Etrafımdaki herkes bu durumdan etkilendi, hoşlarına gitti. Bana kattığı olumlu havayı görenler de kursa gelmek istiyor" dedi.