Et ve kemik her insanda var ama herkes aynı mı, aynı ölçede anlamlı demek mümkün mü? Ne kadar anlamlıyız? Kaç vasfımızla övünür, kendimizde renk olarak sayarız? Terazide hangi taraf ağır basar, hayatımızı, zamanımızı, hangi yönlerimizi geliştirmek için uğraşırız? Öncelikle insan sosyal bir varlıktır, çevremizden, diğer insanları düşünmeden hareket geliştirmek mümkün değil. Belki de bizi anlamlı kılan diğerlerinin gözü , değerlendirmeleridir. Hayatımızda diğerlerinin değerlendirmeleri ne kadar etkin bir düşünelim”¦ Çok bakımlısın güzel giyiniyorsun, deseler hoşumuza gider bunu tekrar duymak için çabalar ne kadar da itina gösteririz. Belki de amaç onların değerlendireceği birkaç cümledir, hayatı ondan ibaret olanlar da yok değil, o elbiseden falancada da var der demez hemen gidip değiştirenleri de gördük. Bu da farklı olma isteğinden kaynaklanan, kendine has olmak, başkasına benzememek ve ”˜ben'i tatmin edip özel itinayla beslemek”¦Yine çevrenin sesi duyulur içimizde onların yorumlarını evire çevire anlamlı kıldıktan sonra kendimize şekiller vermek, yolumuzu çizmek”¦ Çevre vazgeçilmez etkin bir şekillendirici ise zamanın önemli bir bölümünü çevre düzenlemesine ayırmak akıllıca olsa gerek. Et ve kemik çevreyle anlamlı kılınabilir, güzel ahlakla süslenebilir, ama merkeze anlam katan yüce ulvi değerler yerleştirilmeli, kendi ölse bile bu meziyetler yaşamalı yaşatılmalı, model olabilmeli”¦ Merkez bir şekilde dolar, kim doldurur, neyle doldurulur, kim kullanır, neye hizmet eder burası önemli. Su, bir yol bulur kolaya, aşağı doğru akmaya meyleder, akar akar ve deryaya kavuşur, kavuşur ama nerelerden geçmiş, üstüne neler bulaştırmış, saflığını bozmuş mudur, amaca hizmet etmiş midir, boşa mı gitmiştir, geri dönüp bakmak gerek. Ayrık otu temizler gibi temizlemeliyiz etrafımızı, faydalı bitkilerle mis kokan konuştuğunda iç rahatlatan olumluyu nazara verip, ümitlendiren yol gösteren, pozitif enerji yüklü çevreye ihtiyacımız hava gibi su gibi”¦Zamanımızın büyük bir bölümünü bunları aramakla geçirsek hiç de boş sayılmaz. Nerde dolaşır, neyle uğraşırsa o sirayet eder insana. Kötü alışkanlıkları olan birileriyle dost olursak, bir müddet sonra ona hak vermeye başlarız neden olmasın olabilir, ben kullanmıyorum ya diye pekiştirir kendini, zamanla kullanmaması etrafını rahatsız eder, hem de kendini ortama katılmamanın dışlanma korkusu rahat bırakmaz ve dahil olur. Uçurumun kenarında yürüyenler her an düşme tehlikesiyle baş başadırlar. Tabakhaneden çıkanların kokusuyla, miskhaneden çıkanların kokusu bir olur mu? Aldıkları tepki hiç aynı olur mu? O tepki içte ne tahribatlar yapar, ne yaralar açar tahmin edebilirsiniz.Her olay , olgu insanda bir iz bırakır, izleri nerelerden aldığımıza göre biz şekilleniriz, tecrübelerin bütünü oluşturur kişiliğimizi ve o mihenkle hayatımızı, olayları kişileri ve yönümüzü çizeriz. Yani nerden sulandığımız, gıdalandığımız ortamımız bizi oluşturan etkenlerin en önde gelenlerindendir. Her eşyada olduğu gibi, ortamdaki konuşulan konunun, ses tonunun, hızlı konuşmanın da yaydığı bir elektrik vardır. Pozitif elektrik ve negatif elektrik. Ortamda ya rahatlarsınız ya da gerilirsiniz(esniyorsanız ortama güveniniz tamdır, kendinizi rahat hissediyorsunuz).Yani çevre insanın ritmiyle dahi oynar. Bir ekmeği paylaşmak, ekmeği anlamlandırır, insanı anlamlandırır, paylaşmak insanlığı anlamlandırır. Zamanı paylaşmak, hayatı, acıyı”¦ yere düşen bir ekmek parçasını öpüp yükseğe koymak anlamlandırır, düşene yardım koşuşturması anlamlandırır, hastalanana, felakete düşene yardım anlamlandırır, hiç tanımadığın insana selam vermek anlamlandırır, güzeli görmek güzel düşünmek anlamlandırır. Eserin asıl sahibini bilmek, şükrün asıl yerini görmek zerreyi ve kainatı, üstündeki mührü doğru okumakla anlam kazanır. Hayatın bir tiyatro sahnesi olduğunu bizlerin de verilen kadar yetkimizin olduğunu bilmek, taşıyamayacağımız yüklerin altına girmememiz gerektiğini bilmek ve ona göre hareket etmek bizleri anlamlı kılar. Bir gün perdenin kapanacağını unutmadan hırslarımızın kurbanı olmadan, bunun bir oyundan ibaret olduğunu bilerek davranmak eti ve kemiği anlamlandıran unsurlar olsa gerek”¦ Rollerimize kendimizi kaptırmayalım, yerimizi, sınırlarımızı iyi çizelim, neye yatırım yaptığımızı sık sık düşünelim. Hayalen ölelim, dirilelim, zengin olalım, fakirleşelim, sakat kalalım, iyileşelim arada bir dolaşıp gelelim”¦