Farkında olmak, asıl amacı görebilmektir, dünyanın ne için döndüğünü bilmek, insanın yaratılış gayesini bilmek, tüm canlıların hangi amaçla koşuşturduklarını kime hizmet ettiklerini, insanların neden birbirlerine garip davrandıklarını, bencil yaşamın nedenini, neden böyle davranmalarının gerekli olduğunu, bunun sınavın çeldicilerinden olduğunu, yanlışı olmayan sorunun sorulmayacağını, sınav bitmeden denenmenin bitmeyeceğini, bazılarına bu görevin verilmesi zorunluluğunu, bazılarının yanlışı temsil etmeden, kötüyü oynamadan, nefsi hareketleri yapmadan sorunun, sınavın seçiciliğinin olmayacağını bilmesidir farkındalık. Farkındalık; çaresizce, gelen tusunaminin izlenilmesi, elden bir şeyin gelmemesindeki suskunluktur, gözyaşıdır, İlahi kudretin kuvvetinin kıyasındaki zerreliktir, acizliktir, onun huzurundaki boyun eğmektir, ruhun, enaniyetin, ben duygusunun secdesidir. Para ve mal hırsı için, daha fazla sahip olmak için elindekinin de kaybolmasını izlerken tuzağı hissetmektir. Tuzakları hissetmeyip tuzağa giden ip uçlarını göremeden tuzağın bir parçası haline dönüşen insanları fark edip tepkisini ona göre veren insan farkındadır. Ben her şeyin farkındayım diye bağıran bir insan gördünüz mü? Göremezsiniz”¦ Çünkü sınava tabi olan kimse böyle bir şey diyemez, demez de”¦ Farkındalık akıl ister, onun sınırlarını da hisseder, her doğrunun söylenmesinin doğru olmadığını da bilir. Her seviyeye göre soru hazırlanır, bir profesöre, ilkokul, lise düzeyinde soru sorup sınayamazsınız, her mertebenin, her makamın sınavı ortamına uygun şekillendirilir, ama şu bir gerçektir ki herkes sınanır, sınanmak, elenmek, yükselmek, alçalmak bu sistemin gereğidir. Bir köy kursak, içine mahalleler yapsak, evlere gizli sistemleri olan aletler koysak, ışıklandırmalarını enteresan şartlara bağlasak, gizemli olaylar serpiştirsek, gizli imzalar atsak sağa sola ve bazı olayları perdelesek birden hakikati görünmese de dikkatli bakıcılar fark etse, herkes görmese”¦ Bazıları onları fark etse isimleri okusa bu kimmiş deyip merak etse, bizi araştırsa, yaptığımız eşyalardan, sistemlerden gücümüzü yeteneklerimizi hissetmeye çalışsa, yani farkına varsa amaç hasıl olur, ne oyuna kapılırız ne de oyunun dışında kalırız. Farkındalık da diğer sıfatlar gibi yüce yaratıcının bizlere bahşettiği, ucundan tattırdığı lezzetli nimetlerinden biri. Yediğini ne için yediğini bilen, malı mülkü ne için aldığını verdiğini bilen, çocuğun, malın emanet olduğunu, asıl sahibinin bizler olmadığını bilip ona göre dünyaya sarılan, sağlıkta ve hastalıkta, mutlulukta ve hüzünde yine O'nun dairesinde olduğumuzu unutmadan sürekli sınavda olduğumuzu, hareketlerimizden sorumlu olduğumuzu ve hesap gününde asıl mal sahibinin, mülkümde nasıl dolaştınız, emanetlere kendinizin malıymış gibi sarılıp vermemek için nasıl mücadele ettiniz, dünyevi menfaatler için kimlere haksızlık ettiniz, ihtiraslarınız için kimlere haksızlık ettiniz, kimleri kırdınız sorgusunda yüzler ak olmalı, alınlar temiz olmalı, secde izleri dışında izler olmamalı”¦ Allah bizleri sistemin farkında olan, perdelere, kabuklara takılmadan, çeldiricilerle ayaklarını kaydırmayan, kertenkelenin kuyruğunu seyre dalıp asıl vazifeyi kaçırmayan kullarından eylesin.(Amin)