Gün geçmiyor ki gençlerin bir olayda ismi çıkmasın. Gün geçtikçe gençliğimizden şikayetler kulaklarımızı tırmalıyor ve bu gençliği gerçekten kim yetiştiriyor diye düşünmeden edemiyoruz. Bir yerlerde yanlış ve eksik yaptığımız veya yapamadığımız bir şeyler var ama ne? Evde terbiye mi bitti, evdekiler umursamaz mı oldu, grup psikolojisi mi, dışarıda mı sorun var, yoksa ta içimizden gelen bir eksiklik mi var? Parklarda gurup halinde kavgaya hazır gençlere mi yansak, gömleğin eteklerini havalandırmış kravatı iyice gevşetmiş sallana sallana yürüyen sorumsuz, lakayt gençliğe mi yansak, küfürlü konuşup bağıra çağıra yürüyen ahlak yoksunu tertemiz gençliğe mi ağlasak, yoksa yavaş yavaş kararan geleceğimize mi? Akşam dizilerdeki öğrenci tiplerinden demlenen, silahlı, çeteli dizileri ağzı açık izleyen nesilden ne beklenir ki? Sadece çocuklarda olsa ailenin tamamı yayılmış; zihinleri , gözleri sonuna kadar açmışlar, saf tertemiz dimağlara dolması beklenilen davranışları süzgeç kullanmadan direk damarlarına şırınga eden bir zihniyetin sonu hiç de iyiye gitmiyor. Meşhur diziler oynatılırken dışarılara bir çıkın da yüksek bir yerden şehre bakın, hatta imkan olsa ülkenin tamamına baksak”¦ Yollar bomboş, herkes televizyonun karşısında tutsak köleler gibi”¦. Kuş yavruları gibi gözler kapalı ağızlar açık artık ne verirlerse onu yutmaya mahkum bir ruh”¦ Çünkü bizim aile fertlerimizle konuşacak bir iki cümleden başka kelime hazinemiz de yok, sevgiyle anlatacak bir anımız da yok artık. Sonra da bu çocuklar neden böyle oldu, diye sağa sola bakınıp başka yerlerde aranan sahte sebepler”¦ Üzüm üzüme baka baka kararır, armut dibine düşer, otu çek köküne bak,oğlan babadan görür oba gezmeyi, kız anadan öğrenir sofra yazmayı, gibi onlarca atasözümüz bizlere derinden bir şeyler anlatır. Ne kadar köfte o kadar ekmek hesabı emeğimizin oranında meyveleri alıyoruz. Demek ki çocuklarımızla yeterince ilgilenemiyoruz veya daha bencil davranarak güncel basit sorunlarla daha fazla ilgilenip geleceğimizin yapı taşlarına gerektiği kadar önem vermiyoruz. Gençler için neler yapılabilir? Öncelikle gençlerimizde yaratılış gereği enerji potansiyelleri fazla olduğundan iyi bir yöne kanalize etmek gerek; yoksa bu enerji, bir şekilde dışarı çıkacaktır. Gencin merak ettiği bir şey varsa onu kesin öğrenir, ama nasıl, nerden? Bazen bu çok pahalıya mal olur bize, onun için en az aracımızın bakımı kadar, sigortası kadar düşünmeliyiz bunları. O enerjiyi kontrol etmek noktasında sebeplere yardımcı olup akıllara yol gösterebiliriz. Haftada en az bir defa yüzmeye gitmek, maçlara izin vermek, sinemaya gitmek, tiyatro izlemek, bir sanat alanında yetenek kurslarına salmak vs”¦ Kötü alışkanlıkları modellediği, örnek aldığı alanlardan, dizilerden , şahıslardan uzaklaştırmak, daha ahlaklı, terbiye seviyesi gözetilen sohbet mekanlarına, fikirlerinin dinlenilip kendine değer verildiğini hissettirecek bir ortama bağlamak en yerinde davranış olsa gerek”¦ Gençlere zaten değerli olduklarını sık sık hissettirip bağırıp çağırmayla , emeksiz, hedefsiz gruplarla, çeteyle, sürüyle adam olunmayacağını, erkekliğin evine helal ekmek getirmekle olunacağı, silahla , şiddetle çözümün olmayacağı, model olunarak gösterilmelidir. Gençler eleştirilmekten hiç hoşlanmaz, kendini eleştiren ortamlardan uzaklaşarak adam sayıldığı, kendine değer verildiği ortamlarda bulunmak ister, bu ortamlar bazen tehlikeli sonuçlar doğurur, iş işten geçmeden hareket edilmeli, elimizle onları sokak ortamındaki kimlerin kontrol ettiğini bilmediğimiz yerlere salmamalıyız. Değerli eğitmenlerin okullarda bu konulara daha fazla eğilerek model olmaları, sokakların yetiştirdiği gençliğin nerelere sevk edildiğini örnekleriyle işlemelidir.Yoldan geçerken , apartmana girerken , parklardan geçerken, tanıdığımız hatta tanımadığımız gençlere selam verip onlarla bir iki söz etmek, onları tanıdığımızı, sevdiğimizi, bizler için değerli olduklarını gösteren bir gülümseme göstermek dahi çok işe yarar. Hele onlarla sohbet etmek, yanlarına oturup, çekirdeklerine ortak olmak, farklılıklarının bir renk olduğunu, hepsini farklılıklarıyla sevdiğimizi, bir bütünün tüm kısımlarına ihtiyacımız olduğunu hissettirmek, kısacası sevgimizden bir parça onlara da sunmak çözümün bir parçası olsa gerek.Geleceğimizi düşünüp hammaddeleri bizden olan bu gençleri sevmek, onlarla daha fazla ilgilenmek en büyük çözüm olsa gerek. Sevgi kelimesinde hayat veren bir sır vardır, onsuz olan her şeyde bir kusur vardır.