Konu gıda sektörüne geldi. Bu sektörün de nasıl bozulduğundan, maddi menfaatler uğruna insan sağlığıyla nasıl oynandığından bahsettik. Evet gizli bir terör var artık ülkemizde. Adı ise gıda terörü”¦ Önceden gıda sektörü dediğimiz bu kurumların genel durumuna gıda terörü demek zorundayım. Doğuda her gün yüzlerce şehidimize ağlarken çocuklarımızı sevinçle uğurladığımız okullarda, onları gıda terörüne kurban olmaya gönderiyoruz farkında olmadan”¦ Babalarının ekmek parası diye kazandıkları para çocuklarına harçlık, hastalıklara da davetiye oluyor bu gıda terörü yüzünden”¦ Evet biliyorum bu yazı çok kişinin canını yakacak ama olsun”¦ Sonunda bin kişinin canı yanacaksa en başta yüz kişinin canı yansın daha iyidir. Hele de bu bin kişi gözümüzden esirgediğimiz yavrularımız, geleceğimizin mirasçısı canlarımız, ülkemizin emanetçisi evlatlarımızsa başka kimseyi düşünmeme imkan yok”¦. Eğitim öğretim almak için, geleceklerini kurtarmak, okuyup adam olmak, meslek edinmek için geldikleri okulun bu kadar tehlikeli olabileceğini nerden bilebilirlerdi ki o masum yavrucuklar”¦ Ne bilebilirlerdi ki simit diye yediklerinin simit, meyve suyu diye içtiklerinin meyve suyu olmadığını”¦ Resim dersinde sulu boya yapmayanımız yoktur. Hani boyalı fırçayı suya daldırırsınız da rengarenk olur ya su”¦ İşte o işiniz bitince döktüğünüz boyalı suyu çocuğunuza içirmek ister miydiniz? Elbette hayır”¦Ama ülkemizde birçok okulda çocuklar o boyalı sudan içiyor. Hem de her gün. Hem de zevkle ve üstüne para ödeyerek. Nerden bilsin o daha çocuk. Ama ya bunca öğretmen, idareci”¦ Daha ne kadar sessiz kalınacak bu sessiz katillere”¦ Adını kantin koyduğumuz seri katile? Evet kantin değil artık onun adı benim için. Çocuklarımızın genetiğiyle oynayan seri katil bu tür kantinler”¦ Elbette çok duyarlı öğretmen ve idarecilerimiz var, onları tenzih ederek yazıyorum bunları”¦ Benim sözüm diğerlerine”¦ Çocuğunu özel okula gönderip, güya (!)markalı ve kaliteli yiyecekleri yedirip, kendi okulundaki öğrencilerinin sağlığını düşünmeyen, kantinde satılan malların kaliteli ve kalitesiz olarak gruplanmış olmasından rahatsızlık duymayan, sağlıksız gıda ve içecekleri satın alan öğrenciye dur demeyen, satılmasına karşı çıkmayanlara... Zira doğal olmayan hangi yiyecekten fayda beklenebilir”¦ Sadece raf ömrünü uzatmak için bile ne kadar katkı maddesi var hepsinin içinde”¦ Tıp fakülteleri teşhisi bir türlü konulamayan genetik hastalık türleriyle dolu”¦Hastaneler antibiyotik dağıtan fabrikalar gibi çalışıyor.Eczaneler ilaç taleplerini karşılamakla meşgul”¦ Hata kimde ve nerde? Kantincilerimiz de ekmek derdinde, satma desen olmuyor. Çocuklar acıkıyor yeme desen olmuyor. Fabrikaların işi o, üretme desen olmuyor”¦Olmuyor da olmuyor. Peki olacak olan, olması gereken ne? Olması gereken şey o kadar basit ki”¦ Fırıncı kendi çocuğuna ekmek yapar gibi yapsa ekmeğini, fabrikadaki mühendisler kendi çocuğuna üretir gibi titiz çalışsa, kantinciler kendi çocuğuna yedirecek gibi satsa yiyecekleri, öğretmenler kendi çocuklarına özendikleri gibi öğrencilerine özense, müstahdemler kendi evini temizler gibi okulunu temizlese”¦ Ve anneler biraz daha erken uyanıp yavrularına tertemiz mis gibi kahvaltılar hazırlasa”¦Beslenmeler koysa”¦Kısacası herkes görevini layıkıyla yapsa”¦Ve Allah'ın her an onu gördüğünü unutmasa”¦ ”˜Ben sizin gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da şüphesiz bilirim' ayetini hiç aklından çıkarmasa”¦ Evet, ülkemiz ve milletimiz üzerinde oynanan kirli oyunlara izin vermeyelim, gıda terörüne kurban gitmeyelim. Hazır yiyecekler hayatımızı değil, ölümümüzü kolaylaştırır, bunu unutmayalım. Bizi bizden daha iyi bilen Rabbim kainatı binlerce çeşit gıdalarla süslemiş. Yaratıcımızın verdiği tertemiz doğal saf ve temiz gıdalar dururken, insan elinin hele de düşman elinin değdiği gıdaları çılgınca tüketerek kendimize kötülük etmeyelim. Fast food kurbanı olmayalım... Hızlı yenen yemekler ölümümüzü hızlandırıyor unutmayalım”¦