Her arabada bir kişi, evlerde sadece çekirdek aile, kardeşler dahi aynı evde oturamaz olmuş, aile içinde dahi çocuk kendi aleminde anne farklı baba farklı telden çalıyor, nerde eski cümbüşler, ahenk, nereye gidiyoruz haberiniz var mı? İnsanlar yalnızlaşıyor, bireyselleşiyor herkes kabuğuna çekiliyor, akraba dost ziyaretleri azaldı, kısaldı. Bayramlar cenazeler olmasa senede dahi öz akrabalarımızla görüşemeyeceğiz. Tarihimizde , kökümüzde böyle izler yok, bunu biz yaptık övünebiliriz. Atalarımız, dedelerimiz 50-60 metrekarelik evlerde üç dört aile, birer göz odalarda şen şakrak, masallarla sohbetlerle rengarenk bir hayat sürdüklerine çoğumuz şahit olmuşuzdur. Onlar bizden çok fakirlerdi. Her akşam birinin evine damına oturmaya giderdik ,çocuklar kendi aralarında diğer odalarda , gençler ayrı, ehli kamiller ayrı yerde vururlardı muhabbetin gözüne”¦ Sohbete oyuna doyamaz ne zaman gece oldu , nasıl vakit geçti anlayamazdık. Huzur vardı , bereket vardı, çocuklar birbirini şikayet etmez, saatlerce sessizce oynanırdı, şimdi çocuk yüzünden kimse birbirine gitmek istemiyor, çocukların yaramazlığından kavgacı paylaşmayan tipler olduklarından şikayet ediyorlar, armut dibine düşermiş, kendimize bakalım ve arayalım yanlışlığı”¦ Tembellik nefis hesabı insanı kabuğuna sıkıştırıp öldürmeye çalışıyor. İnsanlar selam vermeye bile üşenir oldu, asansörde bile klasik iki söz dışında tıkanıp kalıyoruz , bilirsiniz o sessizliği”¦ Etraf araba dolu, park edecek yer yok. İçlerinde birer kişi seyahat ediyor yoldan insan toplamalar bitti ama aynı yere giden 50 kişi de 50 ayrı araba ile oraya ulaşıyor ve hepsi birbirine bize ne oldu , niye geçim sıkıntısındayız, diye dert yanıyorlar. Herkeste bir telefon, hatta beş kişi bir masada oturuyoruz sekiz telefon masada”¦ Amacı ne bu aletin gösteriş mi, evet başka izahı yok. Fotoğraf makinen var, radyon var, kameran var, ekstradan telefonunda da var bunlar”¦ Peki o telefonla eşi dostu sormak sağlıklarını sıhhatlerini kontrol için mi kullanıyorsun? Rehberinde kaç isim var kaçıyla muhabbetin var, en son ne zaman aradın o isimleri bir düşün. İsraf hat safhada,sorun araştırılıyor, ne zaman bulunursa? Neden birbirimize gidip gelemiyoruz , görüşemiyoruz, konuşamıyoruz? Çünkü açız, fakiriz, arabamız yok, yol paramız yok, kontörümüz bitmiş, şarjımız yok, yani telefon çekmiyor”¦ Anlamlı bir karikatür olayın kaynağını sessizce nasıl da anlatıyor: Ev ortamı, baba ,anne, çocuklar televizyonun önüne diz çökmüşler, gözler sabitlenmiş, sonuna kadar açılmış, kulaklar kabartılmış, ağızları yok olmuş, yaşıyorlar”¦.Evde bu kadar pratik yapmayla dışarıda da o kadar hoş sohbet insanlar yetiştirilir”¦ Demlediğimiz çayı komşularımızla, eş dostla anlamlandıralım, inadına, arabamız kirlense de, yoldan insan alalım, insanlığın ölmediğini gösterelim, bulgur pilavımızı insanlarla renklendirelim, davetlerle süsleyelim, bir kişiye fazladan merhaba demek için çırpınalım, gülümseyerek iki üç kelam edelim, halimize şükrümüzü paylaşalım, telefon rehberine bakıp epeydir aramadığımız bir dostumuzu bulalım. Belki o zaman, taş yığınları, demir parçaları anlam kazanır, et ve kemik ruh bulur, canlanır , yeşillenir, bahar gelir”¦ Bahar gelsin taşıma , toprağıma , canıma, Değer katsın, vatanıma, hayatıma , kanıma, Paylaşmak anlam katar ekmeğime, yağıma, Ekmek çoşar, yemek coşar, berekettir damıma. RIDVAN AKGÜL