Altı çocuğundan ikisini berber olarak yetiştiren 103 yaşındaki Ali Yılmaz, "Müşteri her zaman güleryüzle hizmet bekler. Meslektaşlarım, mesleki becerilerinin yanında tatlı dilleri ile müşterilerine hizmet etmeli" dedi. 1907 yılında Kahramanmaraş'ta dünyaya gelen Ali Yılmaz, 10 yaşında dayısının yanında başladığı berberlik mesleğini yaklaşık bir asırdır sürdürüyor. Kahramanmaraş'ın düşman işgaline ve kurtuluşuna, askeri ihtilallerden Maraş Olaylarına kadar yüz yıllık Maraş tarihine tanıklık eden Yılmaz, her zaman mesleğini bir adım daha ileri taşımak için gayret gösterdi. 1952 yılında Maraş Berberler Derneği'ni kuran ve kurucu başkanı olan Yılmaz, Esnaf Kefalet Kooperatifinden Hayvan Yetiştiricileri Derneğine kadar birçok sivil toplum kuruluşunun da faaliyete geçmesine öncülük etti. 27 yıl önce kaybettiği Ayşe hanım ile olan evliliğinden 6 çocuk sahibi olan Ali Yılmaz, iki çocuğunu da berber olarak yetiştirdi. Yanında bu güne kadar yüzlerce çırak, kalfa ve usta çalıştırdığını söyleyen Yılmaz, şöyle konuştu: "Aşağı yukarı yüz yıldır berberim. Şimdi yaşım ve geçirdiğim trafik kazası nedeniyle istirahata geçtim. Ama bazen gelen müşterilerimi evimde tıraş ediyorum. Bu güne kadar yanımda çok adam çalıştırdım, çok adam yetiştirdim. Bu gün onların kimi İstanbul'da, kimi Ankara'da her vilayette benim yetiştirdiğim berber var, burada da var. Biz süsü için değil adam yetiştirmek için çalıştık. O zamanlar valiler, yüksek makam sahipleri hep bana gelir tıraş olurdu. Sevilen bir adamdık yani. Daima mesleğimizin şerefini yükseltmek için çalışırdık." Bu yıl 90. yıldönümü kutlanan Kahramanmaraş'ın düşman işgalinden kurtuluşunu da 'Dünkü konu' diyerek değerlendiren Ali Yılmaz, o günkü birçok kahramanı yakından tanıdığını ifade etti. Düşmana ilk kurşunu atan Sütçü İmam'ı da tanıdığını anlatan Yılmaz, şunları söyledi: "Maraş'ın kurtuluşunu bilmeyecek ne var. Sütçü İmam'ın dükkanını bile bilirim. Derenin bir kenarındaydı bir kenarda hamam vardı ortada dere diğer tarafta Sütçü İmam'ın dükkanı vardı. Orada süt satardı. Bir gün hamamdan çıkan kadınlara Fransız askerleri sarkmış o da kendi gücünü kullanarak, İslami gücünü kullanmış ve başarı kazanmış." DÜNYADA ÜÇ MESLEK ÇOK ÖNEMLİ Yüz yılı aşan ömründe yaşadığı ve unutamadığı anıları da ilk günkü gibi anlatan Yılmaz, 1960'lı yıllarda Süleyman Demirel'in başbakanlığı döneminde Ankara'da yaşadığı hoş bir anıyı da şu sözlerle anlattı: "O dönem bizi Ankara'ya çağırdılar görevli olarak. Demirel başbakandı. Orada mikrofonu elime aldım. Tüm katılımcılara 'dünyada takdire şayan 3 meslek var dedim. Kimler derseniz? Bunun biri terzilik, biri berberlik, biri de ayakkabıcılık' dedim. Bunların biri olmazsa hiçbir meclise girilemeyeceğini anlattım. Bu gün bile bu üç meslek aynı önemdedir. Ben bunu söylediğimde tüm meslektaşlarım uzunca süre bana tevecüh gösterdi." Meslektaşlarına tavsiyelerde bulunmayı da ihmal etmeyen asırlık çınar Yılmaz, müşteriye karşı her zaman tatlı dil ve güleryüzle davranılması gerektiğini söyledi. İki oğlunu hem okutup hem de yanında çalıştırdığını belirten Yılmaz, şöyle konuştu: "Onlar bu gün takdire şayan meslek sahibi oldu. Benim meslektaşlarıma tavsiyem, müşterilerine hizmet etsinler, eksik iş yapmasınlar, müşteriyi hiçbir zaman rahatsız etmesinler. Çünkü mesleğimiz çok takdire şayan bir meslektir. Çocuklarıma her zaman müşteriye karşı tatlı dil, güleryüz göstermeleri gerektiğini söyledim. Çünkü hizmet bekler müşteri. Bundan dolayı, mesleki ustalıklarıyla beraber ahlaki konularda da takdir edilmelerini isterim." Ali Yılmaz'ın müşterisi işadamı Essabil Nalbantbaşı da babası gibi ilk tıraşını asırlık Ali Yılmaz'a olduğunu söyledi. Bayramlarda Yılmaz'ın evinin yolunu tutan Nalbantbaşı, yaşadığı bir anıyı şöyle anlattı: "Benim babam da Ali amcamızın müşterisiydi. Benim ilk tıraşımı yapan Ali amcadır. Onun için ben hâla özel günlerimde, bayramlarda Ali amcama gelirim, elini öper nasihat alırım. Daha önce ilk tıraşa gidilirken bir havlu alınır hediye ile gelinirdi. Babam rahmetli bir havlu almıştı, ben de hayır bir olmaz iki havlu alalım diyerek almış gelmiştim." Bir asırlık yaşına rağmen hâla ayakta duran ve usturasını sallarken elleri titremeyen Ali Yılmaz'ın berber olan oğlu İsmet Yılmaz da babasının daha uzun yıllar tıraş etmeye devam edeceğini söyledi.