Elbistan Devlet Hastanesi ile Böbrek Hastaları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği tarafından Meslek Yüksek Okulu toplantı salonunda ortaklaşa düzenlenen panelde organ bağışının önemi anlatıldı. Devlet Hastanesi'nde eğitim hemşiresi olarak görev yapan Gülhan Bulut, organ bağışının hastanın tıbbi bakımını etkilemeyeceğini belirterek, organ bağışlayan kişinin organlarının bağışlanmasının ancak o kişiye tıbben yapılacak tüm tedaviler uygulandıktan ve bu tedavilerin başarısız olduğu ispatlandıktan sonra beyin ölümünün gerçekleşmesiyle gündeme geldiğini söyledi. Bulut, "Kişinin solunum dahil tüm beyin işlevlerini geri dönüşümsüz olarak kaybetmesi beyin ölümüdür. Bu kişiler yaşamlarını ancak solunum makinesi desteğiyle sürdürebilir. Beyin ölümü gerçekleşmiş hasta tıbben ölü olarak kabul edilir ve bu durumun değişmesi mümkün değildir. Tıbbi desteğe rağmen genellikle 48-72 saat içerisinde bu hastaların kalbi dahil diğer tüm organları da çalışmayı durdurur" dedi. Organ bağışının kesinlikle dini inançlara aykırı olmadığını ifade eden Bulut, "İslam dini de dahil olmak üzere tüm dinlerde organ bağışına aykırı bir durum yoktur. 18 yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkes 2 tanık huzurunda ve hekim onayıyla organlarının tamamını veya bir bölümünü bağışlayabilir. Beyin ölümü gerçekleşmiş olan 18 yaş altı olanların organlarının kullanılabilmesi için ebeveynleri izin vermelidir" diye konuştu. Organ bağışının neden önemli olduğunu anlatan Bulut, "İyileşmesi mümkün olmayan hastaların en başarılı tedavi yöntemi organ naklidir. Böbrek yetmezliği olan hastaların diyaliz tedavisi ile yeni bir organ bekleyecek kadar zamanları vardır, ancak karaciğer sirozu, ileri derecede kalp yetmezliği gibi hastalıkları olan hastaların zamanları sınırlıdır. Bugüne kadar çok sayıda hasta organ vericisi bulunamaması nedeniyle yaşamını kaybetti. Organ nakli için en önemli kaynak ise beyin ölümü gerçekleşmiş hastalardır" şeklinde konuştu. ] [IMG]http://www.haber46.com.tr/galeriler/155-Kasim-Haberleri/18.jpg[/IMG]