Merhum Mehmet Akif'in ifade ettiği gibi tevhide susamış gönüllerin, kainat ağacının en mükemmel meyvesi “ Sen olmasaydın ey Habibim, alemleri yaratmazdım” ilahi hitabına muhatab olan insanlığın önderi, Hz. Muhammed'in (a.s.m) dünyaya teşrif ettikleri bir günü daha idrak edeceğiz. İçerisinde bulunduğumuz asır, insanları yalnızlığa, Allah'a olan kulluktan uzaklaştırmaya, kalplerin kararmasına, bencilliğe, şehvetperestliğe, sahtekârlık ve dolandırıcılıkla topluma verdiği zarar ve yansımalar ve tüm bu hastalıkların doktoru ve onun getirdiği mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerimin tüm bu hastalıkları tedavi edici reçetelerinin yeniden hatırlanması noktasında sanki yeniden dünyaya geliyormuş gibi idrak ve şuuru ile bu kandillerin elektrik düğmesine dokunmakla aydınlığın sağlanması gibi o dokunuşa sebeb olması noktasında asrımızın tüm insanlarının aydınlanmasını diliyorum. Bu noktada kandillerimiz; huzur ve barışı arayan yürekler için bir imdat ve yardım isteme çağrısıdır. Bu kandillerin ışığıyla sadece karanlık gecelerimizi aydınlatma değil, aynı zamanda ufkumuzu açan geleceğe aydınlıkla bakan O nun getirdiği barışı, huzuru, ahlakı yaşama ve yaşatma aydınlık devirlerin açılmasına vesile olması noktasında bir fırsattır. Bütün İnsanlığa; var olan tüm hakikatlere önderlik eden ve bunu on dört asırda tüm insanlığa isbat eden insanlığın medar-ı iftiharı olan (a.s.m) ın getirdiği usul ve esasları terk eden, hiçbir cihette güzellik, mükemmellik bulamaz. Onun için bu gün, bu noktada olmayışımızın neticesidir ki; kan, nefret, intikam, vahşet hat safhaya ulaşmış, insanlık değerlerini yitirmiş, Merhum Mehmet Akifin “Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi” derken O nun getirdiği nurlara ne kadar muhtaç olduğumuza dikkatleri çekmiştir. Tüm insanlığın hayat ufuklarını genişletmiş olan Peygamberimiz (a.s.m) ın dünyaya geliş günü olan bu geceyi kutlarken, onun örnek şahsiyetini, güzel ahlakını kendimize rehber etme ettirme duygu ve düşüncesiyle kandiliniz mübarek olsun. [email protected]