O sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra bize ayrılan otobüsümüze binerek 2. grup başkanı Çetin Özberk, Rehber öğretmenleri Mustafa Nacar, Hüseyin Sağır 1. grup başkanı Abdurrahman Şen rehber öğretmenleri Haydar Avcı, Mahmut Apaydın ve öğrencilerle birlikte Taşköprü'ye hareket ettik. Taşköprü İlçesi Batı Karadeniz bölgesinde Kastamonu İline bağlı olup. Kastamonu il merkezinin kuzey-doğusunda ve il merkezine 42 km. uzaklıktadır. Yüzölçümü 1752 km2' dir. İlçe merkezinin nüfusu 16.836, köy nüfusu 27.567 kişi olup toplam 44.403 nüfusa sahiptir Değişik uygarlıkların izleriyle dolu Taşköprü ilçesi Taşköprü adını, Kızılırmak nehrinin büyük kolu Gökırmak üzerinde Çobanoğluları zamanında yapılmış olan yedi gözlü kurulu tarihi Taşköprü'den alır. Taşköprü, ilçe girişinde bulunmaktadır.68,58 m uzunluğunda ve yedi gözlü tarihi köprünün bu gün altı gözü açık olup bir gözü köprünün giriş tarafındaki yolun altında kalmıştır. M.S. 1366 yılında Yağmur Beyin oğlu Ali Bey tarafından Kastamonu Emîri Adil Beyin oğlu Celâlettin Bayezıt (Kötürüm Bayezıt) adına yaptırılmış, bugün de hala kullanılmaktadır. İlçenin bulunduğu bölgede asırlarca değişik uygarlıkları yaşamıştır. Taşköprü'nün Zımbıllı Tepesi (Pompeipolis) denilen yörede bulunan kalıntılarda, bazı tarihi belgelerden Plootik devirlere kadar uzanan büyük bir höyük ortaya çıkarılmıştır. Pompeipolis, miladi yıllarda Romalılar tarafından kurulmuştur. Çeşitli devirlerde inşa edilen yapılar değişik aşamalardan geçmiştir. Hıristiyanlığın kabulü ile Doğu Roma devrinde de Hıristiyanlığın etkili olduğu elde edilen kalıntılardan açıkça görülmektedir. Kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan kalıntıların bir kısmı halen Kastamonu müzesinde korunmaktadır. Taşköprü ilçesinde kendir ve pancar üretiminin yanı sıra “Beyaz altın” tabir edilen sarımsağı ünlü olup Türkiye'nin sarımsak ihtiyacının %19'u karşılanmaktadır. Taşköprülüler dünyanın en iyi sarımsağını üretmekle övünmekle hiç de haksız değiller. Ayrıca SEKA sigara kâğıdı fabrikasının ham maddesinde kullanılan kendirin ülke ekonomisine katkısı büyüktür. Gökırmak vadisi üzerine kurulan şirin Taşköprü İlçesinde ki kırk çam bölgesi ormanları tam bir tabiat harikasıdır. Nefis ve leziz yemeklerinin yanında onu meşhur eden kuyu kebabı tadına doyum olmayan bir lezzet bahşeder. Taşköprü insanı bozulmamış kültürü sıcak yüreği, konuk severliği, Uluslararası Kültür ve Sarımsak festivaliyle artık dünyaya mal olmuştur. Bu güzellikleri her yıl düzenlenen festivalleriyle dünyayla paylaşmaktadır TARİHİ TAŞKÖPRÜ GİRİŞİNDE KARŞILANDIK Taşköprü ilçesine girmiştik ki, Gökırmak üzerinde ki Taşköprü önünde Kaymakam Ayhan Kartlı'nın talimatları doğrultusunda İlçe Milli Eğitim Müdürü Cengiz Bahçacıoğlu, Şube müdürü İsmail Özavcı, Halk Eğitim Müdürü Necati Doğanç, Okul müdürlerinden Halim Akkocaoğlu, İbrahim Haluk Yılmaz (YİBO),HEM müdür yardımcısı Harun Reşit Şimşek, Rehber öğretmenler; İsmail Karakaya, Hasan Uzun, Niyazi Akseven, Suat Yaşa karşılayarak kendilerini tanıttılar ve gezi planı hakkında bizleri bilgilendirdiler tarihi Taşköprü hakkında da bilgiler aldıktan sonra fotoğraf çektirdik ve 2 ayrı gruplar halinde bu köprünün üstünden geçerek ilçeyi gezmek üzere ilçe içerisine yaya olarak hareket ettik ve gezilerimize başladık. İlçe merkezinde genellikle tarihi değeri olan camileri gezdik. İlçe merkezinde eski geleneksel evlerin yanı sıra modern binalar yan yana boy gösterirken temizliğiyle ve güzel şehirleşme planlı görünümüyle ilgimizi çekiyordu. İlçe merkezindeki tarihi ve kültürel alanlarla ilgili inceleme ve gezimizi tamamladıktan sonra Muhteşem güzellikte ki binasıyla fark edilen Belediye Binasına giderek Belediye Başkanı Mustafa Günay'ı ziyaret edip ilçenin alt yapısı hakkında bilgiler aldık. Başkan Mustafa Günay şunları dedi: TAŞKÖPRÜ BELEDİYE BAŞKANININ KONUŞMALARI “İlçemiz 1868 yılında kurulmuş bir ilçedir Türkiye'nin en eski belediyelerindendir. Geçmiş yıllarda tamamına yakın derecede bir yangın geçiren, bu yangın sonucunda bayağı düzenli bir şekilde ATATÜRK' ÜN emriyle imar uygulamasına tabi tutulmuştu. Böylesine düzgün bir ilçemizde tabi bizim deyimimizle düzgün bir ilçemiz diyoruz sizin düşüncelerinizi bilemeyiz. Bu ilçeyi hak ettiği yere, bu hale getirmeye çalıştık 15 yıldır bu ilçe için uğraşıyoruz. Ben burada 16 aylık belediye başkanıyım benden evvel ki ekip 91 den bu yana beraber çalıştığımız bir ekip burayı düzgün bir ilçe haline geçirmeye uğraşıyoruz uğraşlarımızın sonucunda ilçemizin bütün yerleri beton parkeyle kaplandı. Kaldırımlarımız karo taşıdır, ağaçlandırma çalışmaları yapılmıştır. Alt yapı çalışmaları tamamına yakın bitmiştir kanalizasyon sorunumuz yoktur fosseptik çukurlu bir tek hane bile yoktur. İlçemizde 1500 lük borularla büyük arterlerin suları, yağmur suları dışarı ayrı deşarj edilmektedir. Mesela dün geldiğinizde çok yağmur yağdı. Gördüğünüz gibi çamurlu bir yer bulamazsınız. İlçemizi kalkındırmak için bazı binalarımızı restore ettik İşte belediyemizin içinde bulunduğu durumu. Daha evvel yaptığımız çalışmalar var, bir tanesi buradaki karşıdaki yaptığımız binadır. Taş camimiz var bizim öncelikli olarak yaptığımız çevresini bahçesini yaptığımız tekke camisi var orayı da biz açtırdık. Bizim burada iddia edildiği gibi çok tarihi eser yoktur gördüğümüz binaların çoğu 1927 yılından sonra yapılmış tarihi evler olarak teşhir edilmiş, evlerin tamamını Cumhuriyet döneminde olup taşıdıkları özellikler nedeniyle yani Selçuklu ve Osmanlı özelliklerini taşıdıkları için koruma altına alınmıştır. Bu bakımdan çarşımız da korunma altındadır” GEZDİĞİMİZ ÖNEMLİ YERLER Kalekapısı Kaya Mezarı (Taşköprü) Kastamonu Taşköprü ilçesine 17 km. uzaklıkta bulunan Donalar (Süleyman) Köyü'nde bulunan kaya mezarı ilk kez Prof.R.Leonhard tarafından bulunmuştur. Daha sonra bu mezarı Kastamonu Müzesi Müdürü Ahmet Gökoğlu incelemiş ve yayınlamıştır. Mezar anıtı Gökırmak Çayı'nın ovaya ulaştığı yerdeki yüksek bir kaya kütlesi üzerindedir. Kaya mezarı birisi yatay, diğer ikisi de meyilli olarak üç kirişin birleşmesinden meydana gelmesinden oluşan bir cephe görünümüne sahiptir. Mezar yerden 8 m. yüksekliğinde oyulmuştur. Mezarın girişi 4,5 m. uzunluğunda, 2 m. eninde ve 3.10 m. yüksekliğindedir. Girişte iki sütun bulunmakta olup bu sütunların birbirleri ile ve duvarlarla açıklıkları birbirinin eşidir. Bu sütunlar dört köşe bir kaide üzerinde yuvarlak silmelidir. Sütun gövdesi de yuvarlaktır. Bunlardan soldakinin üzerine bir haç motifi ile Tanrı yazısı Grekçe yazılmıştır. Sütun başlıkları Paphlagonia'daki diğer kaya mezarlarında olduğu gibi dikdörtgen olmayıp, kare şeklindeki tablalar üzerine çökmüş boğalardan meydana gelmiştir. Buna benzer kaya mezarlarına Boyabat'ın Direklikaya Mezarında da rastlanmaktadır. Buradaki boğaların ön yüzleri dışarıya, arkaları da mezara doğru çevrilmiştir. Giriş yerinin duvarları ve tavanı son derece muntazam oyulmuştur. Bu girişten sol taraftaki mezar odasına geçilmektedir. Bu oda 4.60x2.30 m. ölçüsünde olup, yüksekliği de 1.80 m.dir. Oda içerisinde ölü sediri (kline) bulunmaktadır. Bu odadan 1.20x0.45 m. ölçüsünde bir kapıdan sağ taraftaki odaya geçilmektedir. Bu oda da 3.80x2.70 m. ölçüsünde olup, yüksekliği 1.80 m.dir. Odanın duvarları düz, tavanı ise düzdür. Girişe bakan duvarda bir de pencere bulunmaktadır. Bu kaya mezarının en önemli noktası da alınlığın tepesinde bulunan kartal, bunun altında iki aslan, onların altında da karşılıklı iki aslan figürüdür. Ayrıca köşelere de griffonlar (Mitolojik aslan vücutlu, kuş başlı, kanatlı yaratıklar) yerleştirilmiştir. Burada bir de hörgüçlü bir öküz kabartması bulunmaktadır. Bu kaya mezarındaki hayvan gruplarının değişik zamanlarda buraya konulduğu düşünülmektedir. Kaya mezarının MÖ. VII. yüzyılda yapıldığı, kabarmaların ise MÖ. IV. yüzyılın başlarında buraya yerleştirildiği ileri sürülmektedir. Antik Pompeiopolis kenti : Paflagonya eyaletinin merkezi olan antik Pompeiopolis kenti İlçe merkezinin hemen kuzeyinde Zımbıllı Tepesi adı verilen bölgede bulunmaktadır. Eyalet valisinin sarayının, mabetlerin burada olduğu ve kentin ileri gelenlerinin burada yaşadığı bilinmektedir. Bu antik kentin toprak altından çıkarılması için çok büyük çapta kazıların düzenlenmesi gerekmektedir. Bu gerçekleştiği takdirde ikinci bir Efes antik kenti ortaya çıkarılacak ve Taşköprü büyük bir turizm potansiyeline kavuşacaktır. Yörede gerçekleştirilen sınırlı sayıdaki kazı çalışmalarında çıkarılan eserler Kastamonu Müzesinde sergilenmektedir. Taşköprü'de tarihi değeri olan yerlerin dışında dogal güzellikleride gezerek inceledik. Akşama doğru öğle yemeğimizi yediğimiz YİBO'ya yeniden döndük. Akşam yemeğimizide burada yedik. İlçe Milli Eğitim müdürü Cengiz Bahçacıoğlu ilçe eğitimi hakkında bizi bilgilendirdi ve şunları dedi: KASTAMONU TAŞ KÖPRÜ İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ KONUŞMASI İlçe Milli Eğitim müdürü Cengiz Bahçacığoğlu, İlçenin okuma-yazma oranının % 98'ler de olduğunu ilçe merkezinde ki tüm okullarda normal eğitim yapıldığını şube müdürü, İsmail Özavcı ile birlikte eğitimin kalitesinin yükseltilmesi için tüm okul yöneticisi öğretmen ve velilerle işbirliği içinde bululduklarını ve OKS, SBS ve ÖSS de ki başarılarının % 30'ların üzerende seyrettiğini daha iyi bir konuma gelmek için mücadele etiklerini belirtirken sözlerini şöyle tamamladı: “İlçemizde şu anda ilçe merkezimiz ve köylerimiz de dahil olmak üzere toplam 33 okulumuz bulunmaktadır. Bunlardan 20 tanesi 5.sınıf bir arada, 5 tanesi de 8.sınıf bir arada olan köydeki İlköğretim okullarımızdır. İlçe merkezinde 8. sınıfı bulunan İlköğretim okulumuz 8 tanedir. Lise ve dengi okul sayımız ise 6 tane olup ilçe merkezimizde 1 tanede Öğretmenevimiz bulunmaktadır. Köylerimizde bulunan bazı ikili öğretim yapan okullarımızı da normal eğitime geçirmek için çalışmalarımız sürüyor, inşallah önümüz öğretim yılından itibaren de onları da normal eğitime dönüştüreceğiz.” Bu konuşmadan sonra Başta İlçe Milli Eğitim müdürü Cengiz Bahçacıoğlu olmak üzere bizlere en iyi ev sahipliği örneğini sunan Taşköprülü “Gönül Köprüsü Projesi” dostlarımızla vedalaşarak ayrıldık. Not:Kahramanmaraş'tan Kastamonu'ya uzanan gönül köprüsü yazı dizisini oguzkarakoc.com, haber46.com.tr ve marasgundem.com sitelerinde de takip edebilirsiniz. Yarın: Tarihi Safranbolu evleri