Bayram denilince, kendisi gelmeden günler öncesinden, heyecanı gelmektedir. Her bayram, sevginin dalga dalga yayıldığı, kardeşlik duygularının ruhlara dolduğu, akrabalık bağlarının sağlamlaştırıldığı, fakirlerin gözetildiği ve şu su gibi akan zamana manevi anlam yüklendiği müstesna günlerdir. Bayram'lar olmasa, Ramazan'lar olmasa, Kandil'ler olmasa, hayat ne kadar anlamsız, zaman ne kadar tekdüze olurdu. Varın siz düşünün. Bu günler özeldir, bu günler güzeldir. İşte bu özel ve güzel günlerden birisine daha yaklaşmaktayız. 27 Kasım 2009 Cuma gününden itibaren, İnşaallah, Mübarek Kurban Bayramı'nı idrak edeceğiz. Kurban Bayramı dolayısıyla bazı tavsiyelerim olacak. Bu tavsiyelerim de, önce trafik, daha sonra da çevre konusuna yönelik olacak. Biliyorsunuz, son yıllarda Bayram denilince, yukarıda belirttiğim heyecanlar yanında, bazı kaygılar da akla gelmeye başladı. Bu kaygıların başında trafik kazaları gelmektedir. İnsanların sıla-ı rahim yapmak maksadıyla Bayramları vesile yaparak aynı anda, aynı günlerde yola çıkmaları ister istemez, yollarda yoğunluk meydana getiriyor. Bu yoğunlukta ”“maalesef- trafik kazaları olabilmektedir. Allah, tüm mü'minleri, tüm insanları kaza-beladan korusun. Kurban Bayramı'nda, trafik kazalarından ayrı olarak, başka bir kaygı daha zihinleri meşgul etmektedir. Bu konu, kurban atıklarıyla çevrenin kirletilmesi konusudur. temizliğidir. Evet, şurası bir gerçek ki, Kurban Bayramı'nda çevre ve sağlık kurallarına, hijyenik şartlara pek fazla riayet etmeyen oldukça fazla vatandaşımız var. Kurbanını sokak ortasında kesen, kesilen hayvanın kanını yol boyunca akıtan, işkembesinden çıkan yemek kalıntılarını orta yere atan, bağırsaklarını ağaç dallarına asan ve bunun gibi kötü görüntülere yol açan, nahoş tablolar çizen vatandaşlarımız eskiden beri vardı. Şimdi de var. Ancak, nüfusumuz arttıkça bu tür tablolar yaygınlaştı ve basının gayretkeş tavırlarıyla bu tablolar gözler önüne daha fazla serilmeye başlandı. Bundan dolayı, son yıllarda Kurban Bayramı denilince çevre temizliği hemen akla gelmektedir. Konunun yoğun olarak bu şekilde gündeme getirilmesinden dolayı Devletin çeşitli kurumlarının koordinasyon içinde işbirliğine girdiğini de belirtmeliyim. Bu husustaki Kurban Hizmetlerinin Diyanet İşleri Başkanlığınca Yürütülmesine Dair Yönetmelik'te de belirtildiği üzere, başta Belediyeler olmak üzere, İl Çevre ve Orman, Sağlık, Tarım Müdürlükleri Kurban Bayramlarında, çevre ve sağlık temizliği konularında özel olarak görev ve yetkilidir. Bu görev ve yetkililere yardımcı olmak ve çevre-sağlık ile hijyen kurallarına azami riayet etmek gerekir. Öyleyse, Kurban Bayramı'nda çevre'yi gözetmeli yani temiz tutmalıyız. Türkçemizde “çevre” denildiğinde bir başka anlam daha akla gelir. Akraba, eş-dost, konu-komşu kastedilirken de “çevre” deriz. Bu noktada, Kurban Bayramları'nda özellikle fakir-fukara konu-komşu, fakir-fukara akraba, fakir-fukara eş-dost da gözetilmelidir. Bu durumda, “Kurban Bayramında çevremizi iki mânâda da gözetmeliyiz. Çevremizi temiz tutmalı ve akraba-dostu Bayram dolayısıyla daha fazla gözetmeli ve ziyaret etmeliyiz. Özellikle Kurban Bayramında fakir ve gurebayı ziyaret ederek, kurban etlerinden bol miktarda verelim. Fakirleri, garipleri sevindirelim, İnşaallah. Bu yazı vesilesiyle, başta Kahramanmaraş'lı Hemşehrilerimiz olmak üzere, tüm vatandaşlarımızın Kurban Bayramlarını en kâlbi duygularımla tebrik eylerim. İnşallah Bayramımız gerçek bayram olsun, birliğe, dirliğe vesile olsun. Selamlar ve saygılarla.