Onları verimli ovaların ortasında görürsünüz, çadırlarında. Yüzleri sıcaktan kararmış, elleri nasırlanmış, çocuklarını da yalnız bırakmazlar getirirler yanlarında. Onlara 'mevsimlik işçiler' demişiz. Hepsiniz ortak derdi aynı. Hepsi bir lokma ekmek için düşmüşler yollara. Babalarına yardım eder çocuklar. Ya pamuk ya da biber toplarlar. Minicik yüzleri kıpkırmızı olmuştur. Hayatları tarlada ve çadırda geçer. Komşuları, televizyonları dinleyip efkarlanacakları bir müzikleri de yoktur. Onlar hepimizin bir çırpıda söyleyip geçtiği mevsimlik tarım işçileri. Türkiye'nin önemli ovalarından biri olan Narlı Ovası her yıl bu mevsimlik tarım işçilerini ağırlar. Ya Gaziantepli'dir, ya Adıyamanlı ya da Şanlıurfalı. Merkeze bağlı Kocalar köyünde uçsuz bucaksız ovada çadırlarını kuran bu insanlar yaşamlarını, sorunlarını AA muhabirine anlattılar. Adıyaman'ın Kahta ilçesinden geldiğini söyleyen Nafi Barensel, tam 7 çocuğu ile birlikte çadırda hayat mücadelesi veriyor. Göçebe hayatı sürdüklerini belirten Barensel, ''Tam 7 yıldır Kahramanmaraş'a geliyorum. Bu çadırda 9 kişi kalıyoruz. Başka yapacak bir şeyimiz yok. Çalışmak zorundayım. Bu çocukların aç kalmaması lazım'' dedi. Zor şartlara alıştıklarını ancak en büyük dertlerinin çocuklarının eğitimi olduğunu kaydeden Baransel, şöyle konuştu: ''Ben lise mezunuyum. Devamını getiremedim. Şartlar bizi buralara kadar getirdi. Ama çocuklarımın okumasını istiyorum. Ama ya eğitimin başında ya da sonunda çocuklarım okullarına ara vermek zorunda kalıyor. Bu da içimi acıtıyor. Ama yapacak bir şeyimiz de yok. Halimizi görüyorsunuz, göçebe hayatı sürüyoruz. Tuvalet yok, su yok, hijyen denen birşey yok. Hasta olmamamız lazım.'' Bazen 2, bazen 4-5 ay tarlada kaldıklarını ifade eden Baransel, sezonda 4-5 bin lira kazandıklarını ve bu parayla bir yıl idare etmek zorunda olduklarını belirtti. Mehmet Kamalak ise Kartal köyünden gelmiş. Tam 9 yıldır aynı işi yaptığını anlatan Kamalak, ''Yılın 6-7 ayı buradayız. Bize mevsimlik işçi diyorlar ama yılın neredeyse yarısını böyle geçiriyoruz. Yaşam şartları çok zor. Yağmur yağdığı zaman perişan oluyoruz. Yazın sıcakta çadırda oturmanıza imkan yok. En büyük derdimiz ise çocukların eğitimi. Bakın okullar açıldı, ama oğlum hala burada. Ne yapalım, kimin yanında bırakalım. 15-20 gün okuluna gidemiyor. Ben de oğlumun düzenli eğitimine devam etmesini isterim'' diye konuştu. Mehmet Kamalak'ın eşi Fatma Kamalak ise kendilerinin işinin daha zor olduğunu ifade etti. Gündüz eşi ile birlikte tarlaya çalışmaya gittiğini anlatan Kamalak, ''Bunun yanında evin yemeği, temizliği gibi şeyler de var. Kadınlar daha çok yoruluyor. Keşke düzenli bir işimiz olsa'' dedi. [URL=http://www.haber46.com/gallerydetails.asp?id=1263#]MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİNİN YAŞAM MÜCADELESİ -EVLERİNİ BIRAKARAK KAHRAMANMARAŞ'TA ÇALIŞMAYA GELEN MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİ KURDUKLARI ÇADIRLARDA HAYAT MÜCADELESİ VERİYOR - FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ[/URL]