“Biz kâinatı ancak senin hürmetine senin nurunla yarattık” diyerek bu çok sevgili kulunu övmüş medh etmiştir. Yarattığı bütün ruhani ve beşeri varlıklardan da onu sevmelerini, ona çokça salât ve selam göndermelerini, onun sünnetlerine uymalarını emretmiştir.”Şüphesiz Allah ve melekleri överler. Ey iman edenler! Siz de onu övün ona salât ve selam getirin”(Ahzab/56) Onun doğduğu ay; ayların, doğduğu gün; günlerin en şereflisi, en hayırlısıdır. Bu sebepledir ki Cenab-ı Allah nisan ayını onun hürmetine yağmuru ve bereketi bol bir ay olarak kullarına lütfetmiştir. Yağmur en çok bu ayda faydalı ve bereketlidir. Toprak her zamankinden farklı bir uyanış içindedir. Bütün canlılar onun dünyaya geldiği ay ve günde şükür ve zikir için canlanır. Her yer her şey neşe ve sevinç içindedir. Bizde bu mübarek peygamberin doğduğu ayda ve haftada çeşitli etkinliklerle onu tanıtmak, onu sevdirmek ve onun sünnetlerini duyurmak amacıyla bir araya geliyor, onu en doğru, en güzel şekilde anlatmaya çalışıyoruz. Onu anlatacak öyle çok şey var ki! Ben aklım ve elim erdiğince kendimce onu anlatmaya, onun şefaatine nail olmaya çalışacağım. Rabbim muvaffak eder inşallah”¦ Hz. Muhammed kimdir? Neden yaratılmıştır? Nasıl yaşamış, nasıl örnek bir şahsiyet olmuştur? Efendimizin vazifesi tebliğ idi fakat o kadar hayâlıydı ki anlatacaklarını açıklarken terlerdi. O, iffetiyle de ümmetine güzel bir örnek teşkil ediyordu. En iyi öğretmen, en merhametli terbiyecidir. Küçüklere şefkat eder, yaşlılara hürmet eder, az'aşükrederdi. Yüce Allah kâinatı onun hürmetine yaratmıştır. Hz. Muhammed'i âlemlere rahmet olarak göndermiştir. O bütün peygamberlerin sultanıdır. O sünnetli ve göbeği kesilmiş olarak doğmuştur. O Rahman'ın nuruyla yaratılmıştır. O yüzden “Nur-u Muhammed'i denilmiştir. O Peygamberlik zincirinin son halkası, son Peygamberdir. O gelmiş geçmiş bütün Peygamberlerin en kıymetlisidir. Dünyaya gelmiş bütün peygamberlerde onun nuru görülmüştür. O yer ve gök ehlinin emini, çok ihsan edici, yumuşak kalpli ve ekseriya hüzünlü, çok defa oruçludur. Kalbi (cennetle müjdelendiği halde) Allah korkusuyla doludur. O daima dua eder geceleri ibadetle geçirirdi. İnsanlara yakın bir o kadar da dünyayı sevmezdi. O rahmanın en sevdiği, en çok övdüğü, en mübarek kuludur. O Yaratılmışların en şereflisi, en yücesi, en temizi. Saflığın, güzel ahlakın, tevazuunun, dürüstlüğün, adaletin, merhametin, şefkatin”¦ En güzel örneğidir. O bizim için en kutlu rehber, en hakiki öğretmen”¦ Onu seven bütün yaratılanı sever, bütün yaratılanlara merhamet ve şefkat nazarıyla bakmayı bilir. Cenab-ı hak bu çok sevdiği nurlu kulunu en güzel isimlerle medh etmiştir. En güzel isimleri ona vermiştir. Her taifenin dilinde ayrı isimlerle zikretmiştir. Allah ona en çok Muhammed(pek çok övülmüş ve medh edilmiş) diye hitab etmiştir. Arş-ı aladaki melekler ona Hz Mustafa, Azab Melekleri; Muhtar, Rahmet Melekleri; ona Mükerrem demişlerdir. Arş-ı alada Rasulullah yazılmıştır. Tuba ağacının yapraklarında Safvetullah yazılıdır. Peygamberler katında: Abdulvehhab'dır. Melekler arasında: Abdülhamid, Şeytanlar arasında: Abdülkahir'dir. Cin taifesi; Abdürrahim der. Doğumuyla tecelli eden bazı mucizeler: 1. Teşrif ettiği gece bir yıldız doğdu. Yahudiler o yıldızın doğmasından efendimizin doğduğunu anlamışlardır. 2. Medayin' deki Kisra Sarayı'ndan on dört burç çatırdayarak yıkılmıştır. 3. Kâbe'nin içindeki putların pek çoğu yıkılmıştır. 4. İstahrabat' ta bin seneden beri yanmakta olan Mecusiler'in ateş yığını bir anda sönmüştür. 5. Takdis edilen meşhur Save (Taberiyye) Gölü bir anda kurumuştur. 6. Dünyaya teşrifleri anında şark ve garbı küçük bir oda gibi aydınlatan bir nur görülmüştür. 7. Semave Vadisi taşan seller altında kalıp, suya gömülmüştür. 8. Gök kubbeden salkım salkım yıldızlar dökülmüştür. O zamanlar cinlerden haber alan kâhinler vardı. Cinler Allah'ın meleklerle olan konuşmalarını dinleyip gelip bazı insanlara haber veriyordu. O kutlu nebinin doğuşuyla cenabı hak buna da bir son vermiştir. Gönderdiği vahiylere zarar gelmesin tahrif edilmesin diye artık cinleri arştan uzak tutmuştur. Günümüzde de gaipten haber verdiğini iddia eden cinci hocalar vardır. Bunların hepsi yalan, itimat edilmemesi gereken şeylerdir. Bazı inancı kıt, Allaha şirk koşan cahil insanların önemsediği son derece yanlış bir inanıştır. Sır saklayıcıdır, vefalıdır. Suçları af edicidir. İbrahim (a.s)'a gelen suhufta “O, öyle bir kimsedir ki şehvetleri yok eder”. Diye övmüştür Cenab-ı Hak. Musa (a.s) ”˜ın kitabında “ O öyle mübarek zattır ki himmeti yüksektir. Fakirlerin habibi, zenginlerin tabibidir”. Demiştir yüce Allah. Güzel ve nurani yüzlü, tatlı sözlü, çok ağlar az gülermiş. O hep mütebessüm ve güzel tabiatlıdır. İncil'de; “o çok yemez, cimri değildir. Hile yapmaz, kimseyi kötülemez. Hiç acele etmez. Kendi için intikam almaz. Kötü söz söylemez. Tembellik etmez. Kimseyi gıybet etmez. Hile yapmaz. Az şeye kanaat eder. Çok şey ihsan eder” diye medh edilmiştir. Tevrat'ta; “O, Allah Teâlâ'nın Rasulü' dür. Kötü huylu değildir. Katı kalpli değildir. Diye medh edilmiştir. Rasulullah' ın isimlerinden bazıları; Muhammed: pek çok övülmüş ve beğenilmiş Mahmud: şefaati kabul edildiğinde bu isimle anılır Ahmed: Allah'ı çok öven çok medh eden demektir Ebu'l Kasım: Mustafa, Mücteba, Murteza, Mukteda, Muhtar, Mufaddal, Şakir, Zakir, Tahir, Abid, Sacid, Şahid, Nezir, Sirac”¦ Onun isimleriyle müsemma olanlar hakkında müjdeler: Peygamber Efendimiz' den(s.a.v.) rivayet edilen bir hadiste: “Kıyamet günü bütün insanlar, mahşer yerine toplanır. Hak Teâlâ iki kimseyi Cennete götürmeleri için emreder. O kişiler sevinçlerinden: Ey Rabbimiz, bizim amel defterimizde hayır ve hasenattan eser yoktur. Cennete girmemizin sebebini bilmek isteriz. Hak Teâlâ buyurur ki: Ben keremime layık olanı yaptım. İsmi Ahmed ve Muhammed olan kimseyi cehenneme atmam.”(Enes bin Malikten) Yine bir kutsi hadiste Rasulullah şöyle buyuruyor: “Bir evde şu üç isim olsa o eve fakirlik girmez. O üç isim Muhammed, Ahmed, ve Abdullah'tır. Kim oğluna benim muhabbetimden dolayı Ahmed yahut Muhammed ismini koyarsa oğlu ve kendisi cennette benimle beraber olur.” Tabii bu demek değildir ki her türlü bela ve pisliğe bulaşıp namazsız ve şükürsüz bir hayat yaşayıp da sırf onun isminden dolayı cennete girmek demek değildir. O ismi taşımayı bilecek, o isimle müsemma olacak, o ismi taşımaya layık bir insan olacak, onun hayatını ve sünnetini örnek alıp onun gibi güzel bir yaşayış içinde olacak ki Allah onun ismi hürmetine o kişiyi cennette ona komşu etsin. Ne mutlu onun adıyla şereflenip de, o isme layık olup, onunla yaşamayı bilene! Allah hepimizi ona çokça salât ve selam getiren, onun şefaatine nail olan kullarından eylesin. Kutlu doğum haftası hepimize mubarek olsun. “Efendim, müjdecim Kurtarıcım, Peygamberim Sana uymayan ölçü Hayat olsa teperim “demiştir Kahramanmaraş' lı ünlü şairimiz Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK.