Ramazan’da, güneşin altında ya da ateşin başında çalışan pek çok meslek erbabı aşırı su kaybı nedeniyle oruç tutamazken, Kahramanmaraş’ta tarihi bakırcılar çarşısında yaklaşık 17 saat oruç tutan bakır ustaları, Ramazan ayında zorlu bir mesaiden geçiyor. Hava sıcaklığı ve çalışma şartlarının ağırlığına aldırış etmeyen sanatkar ustalar, hem işlerini yapıyor, hem de ibadetlerini yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyor.

Bunaltıcı hava ve 70 dereceyi aşan ocak ateşinde mesleğini icra eden çarşı esnafı her şeye rağmen oruçlarını aksatmıyor. Bunlardan biri de ilerlemiş yaşına rağmen 10 metrekarelik dükkanında havlusunu omzuna atarak harlı ocağın başına geçen Mustafa Arıkmert. 8 yaşında başladığı mesleğinde 58. yılı geride bırakan emektar usta, oruç için bugüne kadar hiç bahane üretmeyip hem çalışmış, hem de orucunu tutmuş.

TÜKRÜĞÜN BOĞAZIMDA DÜĞÜMLENDİĞİ GÜNLER OLDU

Oruçla birlikte sabrında geldiğini söyleyen 66 yaşındaki Arıkmert, oruç ibadetinin mükafatını Allah'tan beklediği için bu güne kadar oruçunu hiç hep tuttuğunu anlattı. Yoğun tempoda çalıştığı bazı Ramazanlarda iftara saatler kala tükürüğün boğazında düğümlendiği günler olduğunu anımsayan Arıkmert, "Kolay diye bir şey yok, halimiz ortada. Çok zorluklarla da olsa akşama bir saat kala tükürüğün boğazımız da düğümlendiği zamanlar oluyor. Ama bir tanesini de fire vermemek üzere tuttum. Meslek boyunca tüm Ramazanlarda oruç tuttum. Ocağın sıcaklığıyla 70 dereceyi düşmeyen günlerde oruç tuttum. Fire vermedim, İnşallah bundan sonra da vermem." dedi.

GÖLGEDE YATANLA BURDA ÇALIŞAN BİR OLMAZ

Gölgede yatarak tutulan oruçla, çalışarak tutulan orucun mükafatının bir olmayacağını ifade eden Arıkmert, geçmiş Ramazan günlerini şöyle anlattı: "Sabah 6’dan akşam 7’ye kadar çalıştığım zamanlar çok oldu. Eskiden köylere gidip ahırlarda kalay yapardık. Çok güçlüklerle karşılaştık ama orucu hiçbir zaman bırakmadık. Bazı insanlar sıcak deyip tutamıyor, bazıları da fire vermiyor. Allah ‘Orucun mükafatını ben vereceğim’ diyor. Oruç sabırlı olmayı öğretiyor, diğer günlere göre insanda daha bir yumuşama daha bir mütevazi oluyor. Orucu tutmak sabrı da beraberinde getiriyor. Cenabı Allah gölgede yatanla burada çalışan insanın orucu bir olmaz. Bize güç veriyor. Gırtlağımızın kuruduğu günleri çok yaşadım. Ama rızık meselesi."

Bakır mutfak eşyası kullananların iyice azalmasıyla mesleğe olan ilginin de azaldığından dert yanan Arıkmert, eskiden Ramazan hazırlığı için kaplarını kalaylatıldığını anlattı. Cam, porselen ve krom gibi ürünlerin çıkımasıyla bu yoğunluğun ortadan kalktığını belirten Arıkmert, "Eskiden evdeki mutfak eşyalarının hepsi bakırdı. Bir evin malzemelerini akşama kadar ancak bitirdiğimiz olurdu. Ramazan gelmeden aylar öncesinden birçok insan kabını kalaylatır, bayramlarda misafire temiz tabaklarda ikramda bunmak için hazırlık görürdü." diye konuştu.