Önemli notlarım-1,2”¦6 diye”¦ Bazen ihtiyaç duyduğumda veya not aldığım günlerdeki o günleri hatırlamak için bu not defterlerimdeki notlarımı gözden geçiririm ve o günleri bir bir gözümün önüne getirerek o anları yaşarım. Konya'da Eğitim Enstitüsünde öğrenciyim. Evin en küçük çocuğu olmam, rahmetli anne-babamın yaşlı olmalarından dolayı kendilerini Adana'ya bağlayacak iş durumları olmadığı için üçümüz bir evde kiracı olarak oturuyoruz. Okulda ikinci sınıfta okuyorum ve o zaman gececiyim(Şimdiki ikinci öğretim). Gündüzleri inşaatlarda bir taşeronun yanında saat 16.oo ya kadar çalışıyorum ve üzerimi giyinip okula gidiyorum. İş arkadaşlarım bana Talebe diyorlar. İşte bu şartlarda kitaplar alıyor ve okuyorum. Günlük gazete ve haftalık-aylık dergileri takip ediyorum. Ders de çalışıyorum. Hazırladığım yazılardan uygun görülenler mahalli olarak yayınlanan Hamle gazetesinde yayımlanınca sevinçten uçuyorum. Zühtü gibi mizah dergilerine karikatür gönderiyorum ama yayımlanma yerine adıma nasihat mesajları yayımlanıyor. O günlerde memleket yanıyor adeta ve her gün bir yerlerden hiçbir nefsani düşüncesi olmadığı halde gencecik fidanların toprağa düştüğü haberleri geliyor. İmkanlar ölçüsünde cenaze törenlerine katılıyoruz. Şanlıurfa Atatürk Lisesi bir yıllık matematik öğretmeni ve bizim okul mezunu rahmetli Mahmut BEDİR'in Ermenek ilçesindeki, rahmetli Recep HAŞATLI, oğlu ve bir PTT görevlisinin İstanbul'daki, İstanbul Maçka Maden Fakültesinde önce uzaktan vurulup yaralı iken yanına gelinip başından vurularak öldürülen rahmetli Ahmet AVLAMAZ'ın Ereğli'deki cenaze törenlerine katılmalar artık sıradanlaşmıştı. Konya'da bu şekildeki bir hareketlilik içinde öğrencilik hayatım devam ediyor. İşte bu günlerde kaleme aldığım notlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum: 16-17 Nisan 1978 Pazar-Pazartesi Kayıtlara göre Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü öğrencisiyim. İkinci sınıfa devam ediyordum. İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti'nin düşmesiyle başa gelen CHP iktidarı vatanını-milletini-dinini-devletini seven her vatandaşa cephe alarak bu vatansever insanları sindirme hareketine girişti. Bu sebeple açılalı henüz bir buçuk ay olmasına rağmen 20 Ocak'ta tatil edildi. Bu tatil öyle her dinlenme tatiline benzemiyordu. Şöyle ki; Bu zaman içerisinde kendisinin bölücülük hareketini engelleyenleri sindirme teorilerini tatbik etmede karşı çıkanları ezecek ve ortadan kaldıracaktı. Zaman bizim bu düşüncelerimizde haklı olduğumuzu gösterdi. 2,5 ay süren bu tatilde okuldan 14 milliyetçi öğretmeni ve çok sayıda öğrenciyi sürgün ettiler. Ayrıca bu tatil döneminde okul önünde çadır kurarak boykot yaptıkları için okula devam etmeyen ve devamsızlıktan okul dışında bekleyenler ile disiplinsizlikten okulla ilişkileri kesilen iktidar yanlısı öğrenciler kabak yetiştirir gibi 2,5 ay içinde okuldan mezun edildiler ve öğretmen olarak atamaları yapıldı. Birinci sınıfa da yeni öğrenci aldılar. Bugün 16 Nisan, yarın okul açılıyor. Sakin olan okulumuzda yarın neler olacak şimdiden kestirmek zor. Gönül ister ki hiç kimsenin burnu bile kanamadan okul devam etsin. Ama durum hiç de o kadar iç açıcı görünmüyor. Bugün kendisini okula hazırlayan zorunlu tatildeki ben ve arkadaşlarımız belki de yarın çıkacak olaylar sonucunda yaralı olarak hastaneye, suçlu olarak hapishaneye veya taptaze kanının kızıla boyadığı kefeni içinde toprağa düşmüş olacaklar. Çünkü memleketimizde yaşananlar ortada. Peygamberimiz 'in(s.a.v) bir hadis mealini nakledeyim: ”Ben hiçbir adımımı kaldıracağım diye atmadım.” Allah esirgesin. Belki de normal eğitim öğretim hayatımız devam edecektir. Allah(c.c) her mümine, hayatta Kuran'dan ve yolundan, ahirette de iman ve Habibinin yanından ayırmasın. Ölmeyi nasip etse de küfre karşı cihatta, yaralanmayı da aynı yolda nasip etsin inşallah. Hepimize son nefeste kelimeyi tevhit ve kelimeyi şehadet demeyi nasip etsin. Benim varsa bütün müminlere hakkım helal olsun. Bu yazım belki okuyanlara hatıra kalır ya da yeni alacağım deftere temize çekerim. Haydi Allah'a emanet olunuz. Kürkçü Mh. Dar sok. Nu: 11-Konya Evet, o günlerin heyecanı ile yazılmış yukarıdaki notlarımdaki duygular, o günlerin gençliğindeki var olan duygulardı. Her şey Allah rızası içindi. Nefsani düşünce ortalıkta pek görünmüyordu. Yazıda o günleri yazılı kaynaklardan ve belgesellerden öğrenen insanlarımız için belki biraz abartılmış gibi görülen durumlar hep yaşandı. Nice gençlerimiz cezaevi ve hastane koğuşlarında çile doldurmuşlar, polis karakollarında işkencelere maruz kalmışlardır. Niceleri de sürgün ve baskılar sebebiyle işlerini ve sağlıklarını kaybedip çok zorluklar yaşamışlardır. Yine binlerle ifade edilen bazıları ki genç yaşlarında nice hayalleriyle birlikte vatan toprağına düşmüşlerdir. Allah(c.c), bütün ecdadımızla birlikte bu aziz şehitlerimize rahmet eylesin. Aziz dostlarım bu yazıyı birilerini ön plana çıkarmak veya birilerini alaşağı etmek için değil; sadece bir nostaljimi sizlerle paylaşmak istedim. Takdir sizlerin. Selam ve dua ile”¦