Bu söz Üstad Mehmet Akif Ersoy'a aittir. İstiklal Marşımızın 4. kıtasında yer alan bu sözü gençlerimiz biliyorlar mı? Okullarda Pazartesi günleri dersler başlamadan önce ve Cuma günleri de derslerden sonra İstiklal Marşımız öğrencilere okutulmaktadır. Ancak ilk iki kıtası okutulan marşımız “adet yerini bulsun” cinsinden okutulmaktadır. Esasında ilk dört kıtası okutulsa 4. kıtada yer alan, “Azgın ve Sapkın Batı Medeniyetini en özgün ve en özlü bir şekilde anlatan, “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” sözü zihinlere kazınsa ve gençlerimizin hafızalarında yer etse daha isabetli ve daha yerinde olacaktır. Gelin İstiklal Marşımızın 4. kıtasını birlikte okuyalım. "Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun korkma, nasıl böyle bir imanı boğar, Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar." Evet, Batı Medeniyeti “tek dişi kalmış canavardır.” Ancak hâlâ yaşayan bir canavardır. Canavar, tek dişi de kalsa canavardır ve etrafına zarar verir. Canavar Batı Medeniyeti insanlara huzur yerine mutsuzluk ve acı getirmiştir. Azgın ve Sapkın Batı Medeniyeti gözyaşı ve zulüm demektir. Bu zulmü bilmeyen ve görmeyen mi var? İşte bu zulmün son tezahürü yine basına ve gazetelere yansıdı. Afganistan'da ABD Askerleri öldürdükleri Afganlıların cesetlerine idrar yapmaktadırlar. Yaptıkları fiili yazmaktan utanarak “idrar yapmaktadırlar” diyoruz. Resimler boy boy yayınlandı. Yerde Afganlı Mücahidler şehid olmuş yatıyor ve bu vefat etmiş insanların üzerine azgınlığın ve sapkınlığın en densizliğinden bir fiil işleniyor. Tek dişi kalmış canavarın fiilleri “insanın kanını donduracak” derecede korkunç ve iğrençtir. Yukarıda yalnızca bir fiilini verdik, daha nice melanetleri var bu tek dişi kalmış canavarların. Biz bu Şerefsiz Batılıların yaptıklarını yazmaya utanıyoruz. Bir insan bu kadar canavar olabilir mi? Bir insan bu kadar azgın ve sapkın olabilir mi? Bunlar “tek dişi kalmış canavar”ın neslidir ve insanlıktan çıkmıştır bunlar. Mehmet Akif Ersoy Üstadımız bu Batılı Güçlere “canavar” derken rastgele mi söylemiştir. Hayır, bizzat bilerek ve duyarak söylemiştir. Zaten, Mehmet Akif Ersoy şiirlerini tanımlarken bu hususu şöyle ifade ediyor. 'Hayır hayal ile yoktur benim alışverişim . İnan ki her ne söylemişsem görüp de söylemişim. Hayatta şudur; en beğendiğim meslek , Sözün odun gibi olsun, hakikat olsun tek. Evet, Üstadımız “tek dişi canavarları” görmüş ve söylemiştir. Üstadımızın bu sözünün üzerine, onunla boy ölçüşecek söz söylemek mümkün değildir. Biz de azgın ve sapkın Batı Medeniyetini Donduran Güneş'e benzettik. Güneş dondurur mu? Dondurmaz ve ısıtır. Ancak Batı Medeniyeti insanı donduruyor. “Kanını da donduruyor.” Sözü artık şiire verelim. DONDURAN GÜNEŞ Batı'dan doğuyor güneş, kaç zaman, Bu güneş ısıtmıyor, donduruyor, aman, Dünyayı sarmış, gözyaşı, acı ve kan. Batı'nın güneşi artık batsın, batsın. Yeter artık, insanlar rahat yatsın. Donduran güneşten bize hayır yok, Hayır olmadığı gibi, ah, zararı çok, Kimileri açken, kimilerinin karnı tok. Batı'nın güneşi artık batsın, batsın. İnsanlar huzuru-mutluluğu tatsın. Doğruların yardımcısı Hazreti Allah, Yalancılar, hainler olmaz asla iflah. Kaç yüzyıldır sürüyor, bu çile, bu ah? Batı'nın güneşi artık batsın, batsın. İnsanlar derdi-kederi üzerinden atsın. Batı'nın güneşi Doğu'da batacak, Oradan yeni bir güneş doğacak, İnsanların yüzlerinde güller açacak. Batı'nın güneşi artık batsın, batsın. Sevincim çoğalsın, artıkça artsın. Asıl gören gönüldür, göz ne ki? Asıl yanan yürektir, köz ne ki? Görmeyene, yanmayana söz ne ki? Batı'nın güneşi artık batsın, batsın. Mü'minler zâlimleri önüne katsın. (Girdaptaki Çiçek Şiir Kitabı, Basım Yılı, 2006, Sayfa, 58, 59) Ahmet Sandal