17 yaşındayken Ali Alcı ile kaçarak evlenen ancak 1956 yılında kocası hayatını kaybedince tek oğlu Mehmet Alcı ile birlikte yaşamını sürdürmeye başlayan 8 torun, 18 torun çocuğu ve 1 de torununun torununa sahip Habibe Alcı hayatını kaybetti. Ölmeden iki yıl önce "105 yaşına gelerek torunumun torununu görme mutluluğuna eriştim. Elim ayağım tutuyor ve kendi işimi rahatlıkla kendim yapıyorum. Tek sıkıntım kulağımın az işitmesi" diyen Habibe ninenin torunlarından 36 yaşındaki Aytekin Alcı, ninesinin son gününe kadar kendilerine hizmet ettiğini, her bayram baklava açtığını, birbirinden nefis börekler ve kışlık tarhanayı yaptığını söyledi. Alcı, uzun yaşamanın sırrının doğal beslenmeden geçtiğini belirterek, "Bugüne kadar hep doğal yaşadı, doğal beslendi. Sebzesi, meyvesi hep doğal yiyeceklerden oluştu. 107 yaşına kadar Tufanbeyli'den çıkmadı. Hep yaylada yaşadı. Yaylada doğal ortamda kendi elleriyle ürettiği ürünleri tüketti. Allah'a şükür sağlığı yerindeydi. Hala kendi işini kendi yapıyordu. Bana göre uzun ve sağlıklı yaşamak için tarhana, bal, süt, yoğurt, bulgur ve yufka ekmeği yiyordu" diye konuştu. Habibe ninenin Kurtuluş Savaşı'nı ve bölgenin düşman işgalinden kurtulduğu günü hiç unutmadığını, Türk askerlerine yufka ekmeği arasında bulgur aşı ve su ikram ettiği günleri kendilerine sürekli anlattığını belirten Aytekin Alcı, "Hafızası yerindeydi. Her şeyi dün gibi hatırlıyordu. Mustafa Kemal Atatürk'ü çok severdi. Atatürk'ten övgüyle söz ederdi" dedi. Torun Alcı, Habibe ninenin eskisi gibi Kürebeli yaylasına gitmediğini, bu nedenle hayatını kaybettiğini savunarak, "Kürebeli yaylası Tufanbeyli'den daha doğal bir yaşam sunuyor insanlara. Son 10 yıldır ninem yaylaya gitmiyordu. Eğer yaylaya gidebilseydi daha uzun yaşama imkanı olurdu. O evimizin neşesiydi. Onu kaybettiğimiz için çok üzüntülüyüz" şeklinde konuştu. 107 yaşında yaşama gözlerini yuman Habibe nine, Tufanbeyli Mezarlığı'nda 2002 yılında Aksaray'da şehit olan torunu Mesut Alcı'nın yanına defnedildi.