MUSİAD'ın ev sahipliğin de Uludağ Stratejik Araştırma Platformu tarafından ”˜Suriye de ki Krizin Ülkemize Yansımaları' konulu toplantı düzenlendi. Toplantı da konuşan Vali Münir Karaloğlu, şuanda Türkiye'nin etrafında ateş çembere olduğunun altını çizerek, “Nasıl ki geçmişte Halepçe de kimyasal gazlarla şehit olan Kürt kardeşlerimize kapılarımızı sonuna kadar açtıysak, bugünde Suriye'nin hangi şehrinden olursa olsun, gelen insanın etnik kökenine bakmadan, orijinine, mezhebine bakmadan insan olarak kabul edip, gelen her misafiri kabul etme politikamız devam ediyor. Ama maalesef bazı çevreler için Kobani de ölenler ile Halep'te ölenler aynı insani değerde değil. Ya da Irak'ta ölenlerle, Suriye de ölenler aynı kefede değil. Bu konuyu mutlaka aşmamız lazım. Bölgelerinde ki zulümden kaçan kim olursa olsun, onu kabul edip, insani muamele yapmak, bizlerin boynunun borcu.” dedi.

Geçen sene dernek kurulmadan önce Bursa'da ki Suriyeli sayısının 4 bin 600 olduğunu belirten Vali Karaloğlu, “Gelenleri resmi kayıt altına almalıyız, yoksa çok ciddi güvenlik sıkıntısı yaşayabiliriz' demiştik ve Türkiye de ilk defa biz resmi kurumları, STK'ları harekete geçirip, Bursa da bir uygulama ile Suriye'den gelenlerin pasaportu veya kimliği olsun olmasın, Bursa da yaşayanların hepsini kayıt altına almak, onlara geçici bir numara vermek ve parmak izleriyle fotoğraflarını dosyalama konusunda bir çalışma yaptık. Bugün için 48 bin Suriyeli misafirimiz var. Bu misafirlere insani olarak 'Suriyeli Muhacirlere Yardım Derneği' vasıtasıyla, sosyal yardımlaşma vakıfları aracılığıyla veya belediyelerimizin yapmış olduğu yardımlarla destek olunmaya çalışılıyor.” şeklinde bilgi verdi.

DİLENENLERE MÜSAMAHA GÖSTERİLMEYECEK

Bunun dışında birde sokakta yatarak dilenmek isteyen bir grubun olduğuna dikkat çeken Karaloğlu, şöyle devam etti: “Bunlara da kesinlikle müsamaha göstermeyeceğiz. Hükümetimizin de talimatı bu yönde. Bu konu hiçbir şekilde kamu düzenini bozacak konuma gelmemeli. Yani bir taraftan gelen misafirlere insani olarak kucak açacak, fakat kamu düzeninin bozulmasına da asla izin vermeyeceğiz. Şunu da ifade etmek istiyorum ki; 'Suriyelilere yardımda bulunuyorum' maksadıyla çok düşük ücretlere çalıştırarak, sömüren işletmelerde bu konuyu suiistimal etmemeli, kul hakkına girmemeli.”