Hafta sonu Sakarya Mahallesi  Hilmi Efendi Caddesi Sakarya Mahallesi Muhtarlık binasında gerçekleştirilen seçimlerde  yıllardır bu görevi başarı ile yürüten ve yaptığı çalışmalarla mahalle halkının takdirini kazanan Vedat Paköz  Kaharamanmaraş Muhtarlar Derneği Başkanlığıne bir kez daha seçildi.

Kaharamanmaraş Muhtarlar Derneği Başkanı Vedat Paköz seçimlerden önce yaptığı konuşmada , Muhtarların toplumun aynası olduğunu  ifade ederek, “ Dürüst ve ilkeli olmalıyız, yoksa seçilmişliğimizi, bir kenara atmış oluruz.  Aksi takdirde, toplumun aynası olamayız.” Dedi.

 Kahramanmaraş Muhtarlar Derneğimizin 2. olağan kongresini, Sakarya Mahallesinde yeni muhtarlık binasında yapmaktan şeref duyduğunu belirten Paköz,  “Muhtarlar demokrasinin temsilcileri, devletin ilk kapısı, devletin acil servisleri. Hizmetin öncüsüdür. Devletin eli, kolu, gözü ve kulağı'dır. Muhtarlar siyasetin çekirdeğidir.” Dedi.

Paköz, “Muhtarlar, devlet ile vatandaşı buluşturandır. Kısacası muhtarlar, tonajı ölçülemeyecek kadar ağır yüklerin taşıyıcılarıdır. Gerçekten toplumun en ağır yükünü taşıyan, biz muhtarlar neden arka planda, tutulur ve haklarımız verilmez? Bunu bir türlü anlayamıyorum.

Köyde veya mahallede var olan sorunlar, acil servis misali ilk önce biz muhtarlara iletilir. Sular akmaz, çöp toplanmaz, sokak lambaları yanmaz, yollarda çukur oluşur, asfalt yapılacak muhtar aranır”¦ Kanalizasyon tıkanır, yol açılacak, Yeşil Kart'ı çıkmaz, yolda kalır, evde hanımı ile kavga eder, yetiş muhtar”¦ Maliyeci gelir, borçluyu arar.  Postacı gelir, evde olmayanların ve tebliğ zarflarını almayanların evraklarını da bize verir gider. Emniyet gelir, kanun ve asker kaçaklarını arar. Gece 03 ila 05 arası evin zili veya telefonu acı acı çalar, korkarsın bir yakınım, mı öldü diye. Bir bakarsın karşında polis memuru, hazırlan aramaya gideceğiz der. Muhtarların görevleri saymakla bitmez. Üstüne üstlük yanlış bir evrak imzalarız, ondan sonra mahkeme mahkeme sürünür ve hapis cezası da alırız.

  Özlük hakları dersen yok. Aldığımız ödenek 420. Türk lirası, Bağ-Kur pirimi, kırtasiye, telefon, internet, su, elektrik, kışın yakacak odun ve misafirin çay parasına yetmez. Üstelik de ayriyeten cebimizden harcarız.

Vatandaş ister ki; akmayan suyu hemen aksın, açılmayan yolu açılsın, toplanmayan çöpü günlük alınsın, yanmayan sokak lambası hemen yansın, asfaltı yapılsın, yolda oluşan çukurlar hemen asfaltla kapansın; elbette ki bu sorunlar, acil olan sorunlardır. Yapılması gereken hizmetlerin en başıdır, iyi de kardeşim; muhtarların kepçesi, kamyonu, asfalt şantiyesi küreği, kazması, işçisi, bitmeyen bütçesi yok ki, hemen müdahale etsin. Muhtar cebinde asfalt taşımıyor ki, açılan çukuru hemen doldursun. Elbette muhtar olarak isteriz ki mahallemizdeki sorunlar bir an önce çözülsün isteriz.

 İşte bu nedenle belediye olsun, elektrik kurumu olsun, hele hele birde doğalgaz sorunları var ki tam çıkmazın içinde olursun. Vatandaş doğalgaz ne zaman gelecek diye sorar. Girişim yaparsın sonuç alamazsın. İşler arab saçına döner, birde üstüne üstlük yarım bırakır gider, asıl sorun ondan sonra başlar. Muhtarlara gereken samimiyet ve ilgi göstermelidir ki yaptığımız, hizmetten gurur duyalım. Muhtarlarımızın yükleri çok ağır, çözmeleri gereken sorunlar dağ gibidir. Maalesef eritmek için aracımız yoktur, ne yapalım”¦

 Mahalle sakinleri seçimden sonra gelir: “Ben sana oy verdim; benim kömürüm çıkmadı, belediyeden yiyeceğim ve odunum gelmedi, neden benim işime bakmıyorsun” diye sitem eder. Hâlbuki kömürün ve yiyeceğin, muhtarlarla bir ilgisi yoktur. Kömürü Sosyal Yardımlaşma ve dayanışma vakfı (Fakir fukara Fonu)verir. Yiyeceği de ramazan ayında ve diğer günlerde acil olanlar için, belediye başkanlığı dağıtır, bütün yük muhtarın. Bu yükü taşımamızda bazen mümkün olmuyor.. Herkes görevinin bilinci içinde olursa, problem de kalmaz. Maalesef vatandaş kendi işine geleni konuşur; senin sıkıntını bilmez, o hep haklı olur. Her şeyi senden bilir, seni karalar, seçim zamanı geldiğin de oy istersin, hemen bu meseleyi konuşur, sana sırtını döner; muhtarı oyla sindirmeye çalışırlar.

  Belki vatandaş diyecek ki, “Biz mi muhtar olun?”, dedik. “Kendileri isteyerek aday oldular, muhtar seçildiler.” Biz muhtarlar da kendimizi mahcup ettirmemek için, çok çalışmamız gerektiğine inanarak, canla başla çalışırız. Mahallelerimizin sorunlarını çözmek için, ellerimizi taşın altına koyarak, ailelerimizin zamanından çalarak, sosyal hayatımızdan fedakârlık ederek, gecemizi gündüzümüze katarak, ilgililere sorunları iletiriz. Köy ve mahalle muhtarları olarak görevimizi tam manası ile yapmaya çalışırız. Bazen de engellerle karşılaşırız, bunları da tek tek aşmak için ilgilileri sürekli rahatsız ederiz. Çünkü sorunları ilgili makamlara anında iletiriz ki hemen yapılsın diye. Sorunlar konuşmakla bitmez. Değerli muhtar arkadaşlarım. Tek yürek tek ses olmamız gerek, Maalesef buna müsaade edilmemektedir.

   Muhtar olarak kurumlar arası birer köprü vazifesi yapmaktayız. Bu köprülerinin yıkılmaması için, büyük caba içinde oluruz. Köprü yıkıldığı takdirde, karşıya geçme imkânı da kalmaz, hep birlikte boğulur gideriz.

    Muhtarlık kurumunun yıpratıldığını, bölük pörçük haline getirilmiş bulunmaktayız. Seslerimizin çıkartılmadığı ve haklarımızın verilmediği, bir ortamda görevimizi sürdürüyoruz.

   Yetkilerimizin elimizden alındığı (kısıtlandığı) kurum ve kuruluşlarca, muhtarlara öz güvenin kalmadığını da biliyoruz. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün adrese kayıt sistemini hayata geçirdikten sonra, muhtarlık kurumu işlemez hale geldi. Mahalleye gelenleri bilmiyor, gidenlerinde hangi adrese gittiğini de muhtar olarak bilmiyoruz.  

 Muhtarlarımız bilgili ve ilkeli olmalı. Muhtar onurlu, haysiyetli, şerefli olmalı.  Makamını doldurmalı, seçilmişliğimizin bilinci içinde hareket etmeliyiz. Onursuzluğa da yer vermemeliyiz. Kendimizi küçük düşürmemeliyiz. Muhtar dürüsttür, çalışkandır, toplumun aynasıdır. Muhtarlar kendini artık tutsaklıktan kurtarmalı ve asıl görevimize dönmeliyiz. Görevimiz, haysiyet ve şerefimizi ayaklar altına aldırmamak, seçilmişliğimizi her kesime, hatırlatmak olmalı.