Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Kayseri Şube Başkanı Ali Yavuz, ülkede son günlerde gelen şehit haberlerinin ardından sert açıklamalar yaptı. Yavuz, “Çözüm sürecinden vazgeçilerek bu hainlere silah bırakmaları için süre verelim. Bu süre içerisinde silah bırakmazlar ise devlete karşı gelen hainlere kısasa kısas uygulanarak polisimize, askerimize 'vur' emri yetkisi verilmelidir.” dedi.

Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Kayseri Şube Başkanı Ali Yavuz yaptığı açıklamada, 30 yıldan buyana devam eden terörün Türkiye Cumhuriyeti’nin başında bir bela olarak devam ettiğini söyledi. Şimdiye kadar gelen hükümetlerin bu terör olaylarını hafife alarak yeterince bitirilmesi için çaba harcamadığına ileri süren Yavuz, terörist başı Abdullah Öcalan’ın idam edilmesini engelleyen siyasilerin sınıfta kaldığını belirtti. Yavuz, şunları kaydetti: “40 bin kişinin katili yanı başımızda teröristleri, ABD ve AB ülkelerinden aldığı destekle yönetti ve sonuç olarak binlerce çocuk yaşlı kadın demeden insanları katletti. Biz devlet olarak bu hainlere karşı hiç bir müdahalede bulunmadık. Hainin ABD VE AB ülkelerine sıkıntı oluşturmaya başlayınca ininden çıkarıp AB ülkelerinde misafir edilerek Devletimize teslim etmediler. Akabinde uzak doğuya Kenya’ya gönderilerek Türkiye Cumhuriyeti devletimiz ile pazarlık yapılarak devletimize pazarlık sonucunda getirtilerek şu anki ‘İmralı’ plazaya yerleştirildi. İdam edilmeyeceğine garanti verildi. Yargılanma sonucunda bunu gösterdi ve TBMM tarafından idam kaldırıldı, idam edilme gibi bir olayda ortadan kaldırıldı. İdamı kaldıran siyasiler maalesef sınıfta kaldılar. PKK terör örgütünün cesaretlenmesine sebep oldular. Bu sorumluluk, o dönemin meclisteki bütün siyaset yapan milletvekilleri bu vebalden kurtulamazlar. Şehitlerimize ve gazilerimize nasıl hesap verecekler, tarih bunu yargılayacaktır.”

ÇÖZÜM SÜRECİ İLE BAYRAĞIMIZ GÖKLERDEN İNDİRİLDİ

Ali Yavuz, terör örgütünün ABD ve AB’nin garantörlüğünde kaldıkları yerden güçlenerek hainliklerine devam etmeye başladıklarını savundu. Yavuz, sözlerine şöyle devam etti: “Terör bitti diyenler buna göz yumdular ve 2015 yılına kadar güçlerine güç katarak faaliyetlerine devam ettiler. 13 yıl da binlerce asker ve polisimiz şehit oldu. Binlerce gazimiz geldi. 2009’da başlayan demokratik açılım, milli birlik projesi ve sonuncusu çözüm süreci olarak adları değiştirilerek bu hainlerle müzakere edilerek bunlara verilen tavizle iyice şımardılar. Eylemlere hız verdiler, sokakları kan gölüne çevirdiler. Rengini şehitlerimizin kanından alan ay yıldızlı bayrağımızı göklerden indirdiler. Askerlerimizi, polislerimizi darp ettiler, kalleşçe arkadan kurşun sıkarak şehit ettiler. Buna rağmen süreç zarar görmesin diye müdahalede bulunmayarak, güvenlik güçlerimizin yetkileri kısıtlanarak ve hareket alanları daraltılarak teröristler cesaretlendirildi. Bunlar yetmiyormuş gibi Kobani bahane edilerek teröristleri ve sempati duyanları sokakları yakıp yıkıp onlarca insanın ölümüne sebep olundu. Sokaklara dökümlerini söyleyen terörist temsilcisine devletimiz hiç bir yaptırım yapılmadığı gibi yargı tarafından bile soruşturma açılmayıp, taviz üstüne taviz verilmiştir. Her fırsatta muhatap alınmıştır.”

ÇÖZÜM SÜRECİNDEN VAZGEÇİLSİN

Ali Yavuz, devletin bu süreçte hata ve yanlış yolda olduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı: “Biz şehit aileleri ve gaziler olarak devletimizden isteğimiz çözüm surecinden vazgeçilerek bu hainlere silah bırakmaları için süre verelim. Silahları ile birlikte Türk adaletine teslim olmaları sağlanmalıdır. Bu süre içinde silah bırakmazlar ise o zaman yaptırımlar yapılmalıdır. Masum insanlar göz önünde bulundurarak devlete karşı gelen hainlere kısasa kısas uygulanarak polisimiz, askerimiz yetkilendirilip, vur emri verilmelidir. Siyasi sözcülüğünü yapanlara, bol keseden savuran sempatizanlara da hadlerinin bildirilmesini istiyoruz. Bir de böyle deneyelim, terör nasıl bitiyor görelim. Yıllardan beri, ‘Süreçlerden aldıkları tavizleri kötüye kullandılar’ denilerek, bir de böyle denenmesini istiyoruz. Demokratik açılım denildi, sonra milli birlik denildi ve sonuncusu çözüm süreci denildi. Hiçbirinden ders almadılar, bir de son olarak kısasa kısas ile yanlış yapan anında cezalandırılmalı, silah kullanarak sokakları yakıp yıkanların ve suç işleyenlerin anında cezası verilmelidir. Bunun denenmesini istiyoruz. Yoksa sonuç çok kötü olacaktır.”