Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Manavgat Temsilcisi Bülent Irmak, son 13 yılda eğitim alanında hem içerik olarak hem de örgütsel işleyiş açısından piyasa merkezli bir "işletmecilik" anlayışının benimsendiğini söyledi. Irmak, bugüne kadar eğitim sisteminde eğitim biliminin en temel ilkeleri ve halkın ihtiyaçları göz ardı edilerek sayısız yasal değişiklik ve fiili uygulamaya imza atılmış, eğitimin en temel sorunları çözümsüz bırakıldığını kaydetti.

AKP iktidarı döneminde sayıları iki kat artan dershaneleri 'paralel ile mücadele' adı altında kapatarak özel okula dönüştürme girişimlerinin ilk sonuçları ortaya çıkmaya başladığının altını çizen Irmak, Türkiye`deki bütün dershaneler 1 Eylül 2015 tarihinde resmen kapatılacağını, dershane hizmetini haziran ayında sonlandırmaları gereken bu kurumların yerini alacak kurumlar 'temel lise' olmaya başlayacağını ifade etti.

Temel liselerin hem orta öğretim programını uygulayacak hem de öğrencilerini üniversite sınavına hazırlayacağını dile getiren Irmak, normal okullarda haftalık 40 saat ders olmasına karşın, temel liselerde haftalık ders saatinin 25 saat olması planlanmakta, bu durum özellikle 12. sınıf öğrencilerinin bu liselere yönelmesine neden olduğuna dikkat çekti.

Her ne kadar bu kurumların adı temel lise olsa da pratikte yine dershanecilik faaliyeti yapılacak, lise müfredatı büyük ölçüde göstermelik olarak uygulanacak; böylece zaten sorunlu olan lise eğitiminin niteliği daha da düşeceğine işaret eden Irmak, temel lise adı altında öğrenim verecek ve öğrencileri üniversite sınavına da hazırlayacak olan bu liselerin ücretleri şimdiden dershanelerin üç katını bulduğunun altını çizdi.

Öğrencilerin özellikle sınava girecekleri yıl kayıtlarını her biri "özel işletme" olan temel liselere aldırmaları, devlet okullarındaki öğretmenlerin daha başarısız olduğu algısı yaratmakta, sınav başarısı temel liselere, olası başarısızlıklar ise devlet liselerine fatura edilmek istendiğini vurgulayan Irmak, öğrencilerin temel liselere yoğun şekilde yöneliminin sürmesi durumunda önümüzdeki eğitim-öğretim yılında çok sayıda branş öğretmeninin norm kadro fazlası hâline düşmesi ve bu durumun yeni mağduriyetler yaratması kaçınılmaz göründüğünü kaydetti.