Adana Müftüsü Arif Gökce, "Birbirimizi ötekileştirerek, çatışarak, çekişerek insanlık imtihanını kaybediyoruz." dedi.

Adana Müftülüğü tarafından Adana Valiliği himayesinde, Büyükşehir Belediyesi, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nün destekleriyle Kutlu Doğum programı düzenlendi. Adnan Menderes Spor Salonu’ndaki kutlamaya vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Dünyaca ünlü karilerin Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulunduğu kutlamada, ilahilerin okunup, vatandaşlara Hz. Peygamber’i temsil eden gül dağıtıldı. Törenin açılışında konuşan Müftü Arif Gökçe ise İslam dünyasında yaşananlara dikkat çekti. Herkesin birbirinin imtihanı olduğunun altını çizen Müftü Gökçe, insanlık ailesinin her konuda uyuşması, sorun ve problemlerden azade bir bütünlük ve birlik sergilemesinin mümkün ve gerçekçi olmadığını anlattı. Mütemadiyen çatışarak, çekişerek, ötekileştirerek, ezerek, üzerek, hor görerek, yok sayarak yaşamanın herkese kaybettirdiğine vurgu yapan Müftü Gökce, "Böylece hem insanlık imtihanını, hem de insanlığımızı kaybetmekteyiz her geçen gün. Birlikte huzur ve güven içerisinde yaşayabilmek için ihtiyacımız olan erdem ve dinamikler fıtratımıza nakşedilmişken, bunları fiiliyata geçirmek, söylem ve eylemlerimize yansıtabilmek ve ikincisi olmayan dünyayı daha güzel yaşanılabilir bir dünya yapabilmek için olanca gücümüzle gayret sarfetmeliyiz. Bu zor değildir. Saygı ile hoşgörüyü, merhameti, adaleti, affetmeyi, dürüstlüğü, paylaşmayı, sabrı hayatımıza hakim kılmak, ilişkilerimizin odağı haline getirmek, gökdelenler inşa etmekten, şirketler kurup yönetmekten, bilişim teknolojileriyle hayal ötesi buluşlara imza atmaktan daha mı zor, daha mı külfetli?" diye konuştu.

Dünyanın dört bir yanında akan kanın durdurulması için çabalamak yerine kan akıtılmasına zemin hazırlayıp ya da seyirci kalarak mümin ve kardeş olunamayacağını anlatan Müftü Gökçe, "Bizim peygamberimiz belli bir zamana, mekana, topluluğa değil tüm insanlığa rehber olarak gönderilmiştir. O’nun evrensel mesajları, dillerin ve renklerin farklılığının, Allah’ın ayetlerinden olduğu, bunu bizlere bildirmiştir Allah. O yüzden farklılıkları toplumsal bir zenginlik olarak görmemiz, insan üst kimliğinde birleşerek saygı duymamız gerekmez mi? Hz. Peygamber (sav)’ın insan haklarına saygı, insan onuruna hürmet ve insana hizmet adına ona gülümseyemeyene de, eziyet veren bir maddeyi yoldan kaldırmaya da sadaka ölçüsünde değer verdiğini biliyoruz. En temel insan haklarının ayaklar altına alındığı günümüzde, bu ifadelerin ve davranış modelinin taşıdığı anlamı yeniden keşfetmeye hem Müslümanlık hem de insanlık olarak ne kadar muhtacız.” ifadelerini kullandı. Gökce, Müslümanların İslamı temsil adına önemli bir sorumluluk yüklendiğini de sözlerine ekledi.

Gökce’nin konuşmasının ardından İstanbul eski Müftüsü ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı tarafından ‘Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Hukuku ve Ahlakı’ konulu konferans verildi. Hz. Peygamber’in Kur’an-ı Kerim’de bir ahlâk modeli olarak insanlara örnek olarak gösterildiğini ifade eden Çağrıcı, Türk toplumda peygamber muhabbetinin inanılmaz derecede derinlikli olduğunu vurguladı. Türkiye’de erkek çocuklara en çok verilen isimlersı Ahmet, Mehmet ve Mustafa olduğunu anlatan Çağrıcı, "Bunların üçü de peygamberimizin ismidir. En çok kadın ismi Ayşe, Fatma, Eminedir, biri annesinin ismi, biri zevcesinin ismi, biri kızının ismidir. Bunlar güzel şeyler. Bunlar, bizim medeniyet dünyamızda sevgili peygamberimize duyulan muhabbetin ne kadar derinden etkili olduğunun çok güzel örnekleridir." ifadelerini kullandı. Çağırıcı ayrıca, Hz. Peygamber’in insanlara karşı hoşgörülü olduğunu, katı olmadığını da ifade ederek, şimdi de insanların katı olmamasını istedi.