Yazar İsa Yılmaz, son romanı Kasırga Mevsimi'nde Gezi Parkı olaylarını kaleme aldı. Romanda Kabataş olayı ve Dolmabahçe Camii'nde içki içildiği iddiaları da ele alınıyor. Yılmaz, bu iki olayın perde arkasında, Gezi direnişine katılan insanları din düşmanı olarak gösterme ve dindar kesimi kandırma algısının olduğuna dikkat çekiyor.

Kars'ın Akçakale köyünde doğan, çiftçi bir ailenin yedinci çocuğu olan ve imam hatip lisesi, ardından ilahiyat fakültesi okuyan yazar İsa Yılmaz, 'Kirli Azizler' romanında Büyük Birlik Partisi'nin unutulmaz lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldürülmesini işlemişti. Bu seferki politik romanında da tartışmalı bir konuya değinen genç yazar, "Taksim Gezi Parkı olayları bir toplumun göz göre göre nasıl kandırılabileceğinin çok önemli bir örneğidir. Basın yayın organlarıyla milyonlarca insanı yönlendirmek AK Parti için hiç de zor olmadı. Televizyon kanallarının belli bir odağın eline geçmesi, gazetelerin tek sesli hale getirilmesi insanları ağızlarına bant çekilmiş hale getirdi. Kasırga Mevsimi romanı bu süreci tüm yönleriyle, gerçek karakterleriyle anlatmaktadır. İlk kez Gezi olayları bir psikiyatrın gözüyle bu romanda işleniyor." dedi.

Kabataş'taki 'başörtülü bacım linç edildi ve camide içki içildi' gibi iddialarını da işleyen roman, Gezi olaylarında yapılan propagandaları yeniden gündeme taşıyor. Gezi Olayları'nın küresel bir travma sonucunda ortaya çıktığına dikkat çeken İsa Yılmaz, "Gezi sadece bir Gezi değildir. O bir toplumun dayanma sınırının aşılmasıyla ortaya çıkan bir reaksiyondur. Baskılar sürdüğü müddetçe de gelecekte neler olabileceğinin göstergesidir. Dini duyguları harekete geçirecek provokatif yayınların kutuplaştırdığı toplumlarda hiçbir zaman mutlu bir gelecek tahsis edilememiştir. Özgürlük insanoğlunun en vazgeçilmez duygusudur. Engel kondukça başkaldırı güçlenecektir." şeklinde konuştu.

'GÜCÜ ELİNE GEÇİRENLER DEVLETİ AİLE ŞİRKETİ HALİNE GETİRMİŞTİR'

Arap Baharı denen süreçle Gezi Parkı olaylarının benzerlik gösterdiğine de vurgu yapan Yılmaz, "Türkiye tüm Ortadoğu devletlerine model olabilecek bir konuma doğru ilerlerken AK Parti'nin Ortadoğulaşmasıyla her şey tersine döndü. Bırakın model olmayı şu an özgürlükler ve temel insan hakları açısından dünyanın en kötü ülkelerine bile kötü örnek olmaktadır. Malesef bir Doğu geleneğidir: Gücü eline geçirenler devleti aile şirketi haline getirmişlerdir. Saraylar yapıp hayat standartlarını halkın gözü önünde zirveye taşımışlardır. Ve en acısı Türkiye bugünleri Saddam'ın, Kaddafi'nin saraylarının yerle bir edildiği yıllarda yaşamaktadır. Mahkemeler adalet için sadece bir maskedir. Gerçek adalet Allah'ın katından iner." açıklamasında bulundu.

Öte yandan Klas Kitap Yayınları'ndan çıkan Kasırga Mevsimi romanı raflardaki yerini aldı.