Maden Nezaretçileri Derneği’nin 14’üncü Olağan Genel Kurulu, 25 Mart 2018 tarihinde gerçekleştirildi.

Genel Kurula GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Satılmış Uludağ, Genel Mali Sekreter Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Kahraman Kabasakal ile maden nezaretçileri katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan genel kurulda, Divan Başkanlığına GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, divan üyeliklerine GMİS Genel Mali Sekreteri Adnan Tıska ile maden nezaretçisi Ramazan Aydemir oy birliği ile seçildiler.

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, genel kurulda bir konuşma yaptı. Demirci konuşmasında TTK’nın küçüldüğüne dikkat çekerek şöyle dedi:

"Genel Maden İşçileri Sendikası’nın tüm kurulları ve şahsım adına hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Genel Kurulumuzun hayırlı olmasını, birliğimize, beraberliğimize ve daha güzel günler için vereceğimiz mücadeleye güç katmasını diliyorum. Maden ocaklarımızı, Zonguldak’ımızı ve ülkemizi bugünlere taşıyan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Sınır ötesi operasyonda şehit olan kahramanlarımızı rahmetle anıyor, gazilerimize Allah’tan acil şifalar diliyorum. Genel Maden İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu olarak, göreve geldiğimiz günden bugüne, hatta bizden önceki arkadaşlarımız dahil, son yıllarda Zonguldak’ın çok zor günlerden geçtiğini, bunun en önemli nedenlerinden birinin Türkiye Taşkömürü Kurumu olduğunu söylüyoruz. Evet, TTK küçüldükçe Zonguldak da küçülüyor. Hem göç vererek nüfusu azalıyor, hem de ekonomik olarak küçülüyor. TTK, tarihinde en az sayıda işçisiyle en düşük üretimini yapıyor. Herşeyden önemlisi can güvenliği riski artıyor. Nezaretçi bir kardeşiniz olarak bütün bu yükün sizlerin üzerinde olduğunu biliyorum. Bakanlıktan Genel Müdüre, müessese müdüründen mühendisine kadar hepsinden fazla yükün ve sorumluluğun sizlerin omuzlarında olduğunu biliyorum. Sizin engin tecrübeniz, işinize olan sevginiz ve bağlılığınız, vatan ve millet sevginizle ve yaradan Mevlamın yardımlarıyla bu işlerimiz yürüyor. Benim hiç şüphem yok, sizin de hiç şüpheniz olmasın bu zorlukları da hep birlikte aşacağız. Bu zorlu dönemde yaptığımız iki sözleşmede elde ettiğimiz; yeraltında en düşük ücretin iki asgari ücret tutarında olması, hafta tatilimizin 2 gün olması, gruplu arkadaşların daimiye geçmesi, yıllardır alınamayan kömür hakkımızın alınması başta olmak üzere diğer kazanımlarımızla birlikte işimize, aşımıza sahip çıkma gücümüzü artırdık. Ancak bugünlerde moral ve motivasyonumuzu bozmaya yönelik başka olaylar da yaşıyoruz. Bütün bunları birlikte mücadelemizle aştık, aşacağız.

Bu kurumun en zorlu noktasında görev yapan arkadaşlarımız olarak sizin her konuda yaptığınız uyarılar bize yol gösterdi, bundan sonra da yol gösterecek. Sizden tekrar rica ediyorum, bizi uyarmaya devam ediniz.

Başçavuş kursu açılması için girişimlerde bulunduk. Genel Müdürlük düzeyinde bunun çalışması yapılıyor. Biz gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyoruz. Başkan ve dernek yönetimindeki arkadaşlarımız kanalıyla sizi bilgilendireceğiz. Nezaretçi olarak yeni bir sorunla karşı karşıyayız. İş kazalarında adli soruşturma, ifade verme uygulaması genişletildi. İş kazası sonrasında özellikle nezaretçilerin, yani sizlerin sürekli ifadeye gitmesi, asıl işlerinizin takibini zorlaştırdığını, işinizde aksamalara neden olduğunu biliyoruz. Kurum yetkilileriyle birlikte konunun çözümü için çalışıyoruz. Bu uygulamayı yeniden düzenlemeye çalışıyoruz. Dün CHP’nin düzenlediği Taşkömürü Çalıştayı vardı. Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da Zonguldak’a geldi. Başta Hükümet ve ilgili Bakanlıklar olmak üzere tüm kamuoyuna anlattığımız sorunları ve çözüm önerilerimizi orada da anlattım.

Zonguldak ve TTK gerçeğini hepimiz, bulunduğumuz her alanda anlatmak zorundayız. Tüm madenci kardeşlerimizi, emeklilerimizi, akrabalarımızı bu konuları anlatabilecek duruma getirmeliyiz. Basına ve kamuoyuna yaptığımız açıklamaları, gazetemizi ve internet sayfamızı takip edelim. Zonguldak’ın ve TTK’nın kambur olarak gösterilmesine izin vermeyelim. Türkiye yılda yaklaşık 35 milyon ton taşkömürü ithal ediyor. Bunun 6-7 milyon tonu demir-çelik sektöründe kullanılıyor. Her yıl ortalama 4-5 milyar dolarımız dışarıya gidiyor. Zonguldak’ta 1,5 milyar ton taşkömürü rezervi var. TTK’nın üretim kapasitesi yıllık 5 milyon ton. Üretim 823 bin ton. İşçi açıkları en üst noktada, üretim yapamıyoruz ve TTK göz göre göre zarara sokuluyor. Norm kadro 14 bin, çalışan sayısı 7 bin 500. TTK zarar ediyor, ithalatçı para kazanıyor, paramız dışarıya gidiyor, insanlarımız işsiz geziyor. Bunları anlatmak ve siyasetçileri baskı altına almak zorundayız. Türkiye’nin Zonguldak’a ve TTK’ya ihtiyacı var. Birlikte mücadele ederek bu zorlukları da birlikte aşacağız. Kongremizin tekrar hayırlı olmasını diliyor, Sevgi ve saygılarımı sunuyorum."

"Birlik, beraberlik ve dayanışma ile çözülemeyecek sorun yoktur"

Genel Kurulun açılışında bir konuşma yapan derneğin mevcut başkanı Erol Şekerci şunları söyledi; “Zonguldak Taşkömürü Havzası’nda kömürün işletilmeye başlandığı günden itibaren el emeğine dayalı bir üretim kültürü oluşmuştur. Bu üretim kültürü ağır ve yorucu işlerde çalışmaya dayalı bir kültürdür. Zonguldak insanı bu kültürü benimsemiş, babadan oğla aktarılan bir olgu haline gelmiştir. Bu üretim kültürü içinde yer alan maden nezaretçileri işyeri, işçi ve kurumun çalışma şartlarında çok önemli yer tutar. İşin ağırlığı ve yoğunluğu nezaretçilerin üzerine yüklenmiştir. Maden Nezaretçileri, işçinin yalnızca işiyle değil her türlü acısını ve neşesini de paylaşan, yönetim ile işçi arasında bir denge kuran, nezaret etmekten madencilik metod ve tekniklerinin öğretilmesini sağlar. Maden Nezaretçileri, kurumun usta-çırak ilişkisiyle yetişmiş madencilik kültürünü yarınlara taşıyan kişilerdir. Hepinizin bildiği üzere kurumda iş kazaları sonucu ölümlü veya yaralanmalı kazalar meydana gelmektedir. İş kazası sonrası açılan davalarda, hiç kusurumuz olmamasına rağmen çalışma şartlarımızı bilmeyen bilir kişiler bizler hakkında kararlar verip yüksek miktarlarda paralar ödemeye bizleri mahkum etmektedir. Bizler gerekirse demokratik haklarımızı kullanarak ve demokratik yöntemlerle çatışmanın en iyisini yaparız. Birlik ve beraberlik her şeyin ilacıdır. Sivil toplum kuruluşlarının tek amacı birlik ve beraberlik çatısı altında dayanışmadır. Birlik, beraberlik ve dayanışma ile çözülemeyecek hiçbir sorun ve aşılamayacak hiçbir engel yoktur. Dernekler sivil toplum kuruluşlarının ilk basamağıdır. Birlikteliği, dayanışmayı, kültürel varlıkları ortaya çıkarıp yaşatmayı ve geliştirmeyi amaçlar. Örgütleneceğiz, derneğimize ve örgütlerimize sahip çıkacağız. Önümüze çıkan engelleri hep birlikte demokrasinin bize verdiği haklarla aşacağız. Ekonomik gelişme, demokrasinin aydınlığında olursa insana mutluluk verir. Size güveniyoruz, madenciye güveniyoruz, kendimize güveniyoruz”.

Konuşmaların ardından Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ile Denetim Kurulu Raporları okundu ve oy birliği ile ibra edildi. Tek liste halinde gidilen seçimlerde Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu; Erol Şekerci, Neşat Cebeci, Ahmet Ermiş, Aydın Aydemir, Şendoğan Arık, Mustafa Karaman, Soner Özbek, Ufuk Çevikel, Ali Öncü, Onur Arık ve Sinan Durdu.Denetim Kurulu ise Elburus Köse, Ersin Aydın ve Yener Aslanboğa’dan oluştu.