Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) başlatabileceği değişim sürecinde bölgenin, kentin ve TTK’nın kazanımlarına odaklı olunması gerektiğini söyledi.
Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir Enerji Bakanlığının Türkiye Taşkömürü Kurumunda başlatabileceği değişim sürecinde bölgenin, kentin ve TTK’nın kazanımlarına odaklı olunması gerektiğini söyledi.
TTK’nın kapatılmasının, Rödevans usulü çalışan firmaların mağdur olmasının kabul edilemeyeceği görüşünü yenileyen Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Demir yaptığı basın açıklamasında TTK ve özel sektörün istihsal ve istihdam rakamlarının korunmasının temel prensip edileceği bir çözüm ve değişime karşı çıkılmaması gerektiğini vurguladı.
Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir yaptığı basın açıklamasında Enerji Bakanlığının Türkiye Taşkömürü Kurumunda yapmayı düşündüğü değişim süreci ile ilgili düşüncelerini ifade ederken ” Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülerek kabul edilen; ‘’Yerli kömürden üretilecek elektrik için alım garantisi, şebekeye erişim önceliği verilmesi ve Kamu kuruluşlarına ait büyük kömür sahalarının ruhsatlarının bölünerek rezervlerin verimli bir şekilde kullanılması’’ hükümlerini de içeren ‘’Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’ çerçevesindeki gelişmeleri ve Sn. Enerji Bakanı’nın Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) hakkındaki açıklamalarını yakinen ve dikkatle izlemekteyiz. Yapılan yasal düzenlemeler ve Sayın Enerji Bakanımızın bu açıklamaları birlikte değerlendirildiğinde, Zonguldak Taşkömürü Havzası ile ilgili köklü değişimleri içeren yeni bir aşamaya girmekte olduğumuzu değerlendirilmekteyiz. Öncelikle sürecin bu aşamaya gelişine de gerekçe olan ve tüm kamuoyunun üzerinde hemfikir olduğu bazı tespitleri tekrarlamakta fayda olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Devlet eliyle işletmecilik yapılan TTK’nın zararının giderek arttığı ve sürdürülebilir bir yapıda olmadığını söyleyen Demir, şöyle devam etti:
“Devletimizin bu ölçüde kamu kurumu zararına katlandığı başkaca bir örneğin bulunmadığı ortadadır. TTK’nın zararının azaltılması maksadıyla, 1990 yılında Dünya Bankası kredisi ile yapılan rehabilitasyon çalışmaları ve sonrasında belli aralıklarla uygulanan modernizasyon, mekanizasyon, rehabilitasyon, iyileştirme adları altında yapılan çalışmaların yeterli olumlu sonuca ulaşmadığı görülmüştür. Belli aralıklarla yapılan işçi alımlarının olumsuz gidişi durduramadığı, galeri açılması, kömür zenginleştirme gibi işlerde hizmet alımı gibi maliyet düşürme çalışmalarının da çare olamadığı test edilmiştir. Bu aşamada başlatılan köklü bir dönüşümle havzada beklenen iyileşme sağlanamazsa, tüm yollar denendiğinden Kurumun kapatılmasından başka seçenek kalmayacağı, diğer bir deyişle başlangıcında olduğumuz bu sürecin Zonguldak için bir son fırsat niteliğinde olduğunu değerlendirilmekteyiz. Denenen tüm yöntemlere rağmen TTK’nın azaltılamayan zararının hazine tarafından karşılanması durumunun, Zonguldak’ın hak ettiği kamu yatırımlarını alamamasına da gerekçe oluşturduğu ortadadır” diye konuştu.
Demir şöyle devam etti:
“Zonguldak’ın geleceğini düşünen ve gerçekçi bir kurum olarak, başlatılan bu değişim ve dönüşüm sürecinin desteklenebilir ve başarılı olabilmesi için somut önerilerimizi kamuoyunun ve ilgililerin dikkatine sunuyoruz. Halen Türkiye Taşkömürü Kurumu ile Rödevanslı saha işletmelerinde toplam 15.000 kişi istihdam edilmekte ve yaklaşık 1.5 milyon ton üretim yapılmaktadır. Başlatılan değişim sürecinin toplam üretim ve istihdamı muhafaza edecek ve arttıracak nitelikte olması gerekmektedir. Bu süreç TTK’nın tamamen kapatılması veya tamamen özelleştirilmesini içermemelidir. TTK’yı konsantre ederek, zararını minimize etmeli, stratejik anlamda üretimin devamını sağlamalıdır. TTK, Tahlisiye-kurtarma, İş güvenliği ve Eğitim, Alev sızdırmazlık test ve Belgelendirme alanlarında uzman bir kuruluş olarak da varlığını idame ettirmelidir. Rödevaslı saha işletmecilerinin mevcut sahalarının ve orta ve büyük ölçekli ve henüz hazırlık aşamasında olan rödavanslı sahaların statüsünün düzenlenmesi ve netleştirilmesi bu süreçte gerçekleştirilmeli, sağlıklı büyüyecekleri ortam sağlanmalıdır. Sürecin başlaması ile birlikte, İlimizde sektörel çeşitliliği sağlayacak özel programlar geliştirilmeli ve desteklenmeli, ertelenmiş ve gecikmiş kamu yatırımları hayata geçirilmelidir. Bu önceliklerin ve hassasiyetlerin gözetilerek, sivil toplum kuruluşlarının, meslek örgütlerinin, Üniversitenin, entelektüel çevrelerin Zonguldak’ın menfaatine ve modern çağın gereklerine uygun fikirler geliştirerek, değişim ve dönüşüm sürecine yön verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sürecin hepten reddedilmesinin, geçmişte olduğu gibi değişime dönüşüme direnç gösterilmesinin Zonguldak’a hiçbir şey kazandırmayacağı, bölgemiz ve kentimizin değişim, gelişim ve büyümesi için sürecin bir son fırsat niteliğinde olduğu kanaatindeyiz. Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu süreci dikkat ve hassasiyetle takip ettiğimizi, değişim dönüşüm sürecini Zonguldak lehine yönlendirmek için proaktif gayret içinde olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.”