İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, dünya üzerinde su kaynaklarının azalmasının insanlık ve doğa için büyük bir tehlikenin işareti olduğunu söyledi. Türkiye’de kişi başına düşen yıllık su miktarının 1500 metreküp civarında olduğunu belirten Biçer, Türkiye’nin bu miktarla, su azlığı çeken ülke konumunda olduğuna dikkati çekti. Biçer, “Vazgeçilmez insan hakkı olan su hakkı metalaştırılmamalıdır. Suyun bir ticari meta değil, herkesin, her canlının erişebilmesinin gereken bir hayat kaynağı olduğu bir dünyada bu haksızlıklar ve neden olduğu hastalıklar, ölümler son bulabilir” dedi.

Dünya Su Günü dolayısıyla açıklama yapan Başkan Nazım Biçer, bu soruna dikkat çekmek isteyen Birleşmiş Milletler’in, 1993 yılında, su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasını teşvik etmek için 22 Mart gününü Dünya Su Günü olarak ilan ettiğini kaydetti. Yine de alınan önlemlerin yetersiz olduğunu vurgulayan Biçer, su kaynaklarının azalmasıyla ilgili rakamların ürkütücü olduğunu söyledi. Dünyada 6 insandan birinin güvenilir içme suyuna sahip olmadığını, BM'ye göre güvenilir temiz suya talep artışının da önceki yıllara göre hızlandığını aktaran Biçer, “BM, 43 ülkede 700 milyon kişinin su kıtlığı çektiğini, önlem alınmazsa 2025 yılında bu rakamın 3 milyarı geçebileceğini bildirmektedir. Dünyada her sekiz saniyede bir çocuk kirli su içtiği için ölüyor. Salgın hastalıkların yüzde 80’i kirli su kullanıma bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Veriler açlık ve susuzluğa karşı ciddi önlemler alınması ve mücadele edilmesi gerektiğine açıkça işaret ediyor.” diye konuştu.

SU KAYNAKLARI AZALIYOR

Suyun ticari meta olarak görülmesi ve bilinçsiz tüketimin de su kaynaklarının hızla azalmasına neden olduğunu ifade eden Nazım Biçer, doğa ve emek sömürüsü sonucu haksız paylaşımın, insanların temel ihtiyacı olan su ve gıdaya erişimini etkilediğini vurguladı. Biçer, "Ticarileştirilen temiz su, büyük bir çoğunluk için ulaşılmaz hale getiriliyor. Sömürü, adaletsizlik, haksızlık üzerine kurulu sistem, herkese yetebilecek olan kaynakların azınlık elinde bir kar aracına dönüşmesine neden oluyor. Bu ticarileşmenin sonucu olarak, küresel su siyasetinde suya erişim, insanlık için bir hak olmaktan çıkıp, bir haksızlığa dönüşmektedir.” şeklinde konuştu.

'SULARIMIZ ÖZEL SEKTÖRÜN RANT ALANI HALİNE DÖNÜŞTÜ'

Türkiye’nin kişi başına düşen yıllık 1500 metreküp kullanılabilir su miktarıyla su azlığı çeken ülkeler arasında yer aldığının altını çizen Biçer, 2030 yılında nüfus artışına bağlı olarak kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının 1000 metreküpe düşmesinin beklendiğini kaydetti. Bu orana sahip ülkelerin su fakiri ülke konumunda değerlendirildiğini belirten Biçer, “Bu rakamlar yaklaşmakta olan tehlikeyi işaret etmektedir. Türkiye'nin su kaynakları üzerine olabilecek baskıları öngörerek gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekiyor. Bugüne kadar doğru bir su politikası oluşturulmaması ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmemesi nedeniyle doğal kaynak olarak ülke yararına kullanılması gereken sularımız, özel sektörün rant alanı haline dönüşmüştür, ticarileştirilmeye açılmıştır.” dedi.