Vallahi, Billahi, Tallahi…

Üzülüyorum, canım sıkılıyor.

Alperenlerin, erenlerin, evliyaların yurdunda nedir bu sapkınlıklar, tecavüzler, tacizler.

Bir çocuk, bir köyde evinin önünde de oynama hürriyetine sahip değil bu ülkede. Çocuklarımızı en yakın bakkala dahi ekmek almaya gönderemiyoruz.

Nedir bu serkeşlik, sapıklık sarmalı?

Bizler nerede yanlış yapıyoruz, sıkıntı nedir, toplum olarak nerede hata yaptık.

Tüm bu sorulara cevap aramak mecburiyetindeyiz…

Eğitim mi?

Okullarda yığınla bilgi veriyoruz ama nafile, bomboş.

Ahlaktan yoksun bir eğitim neye yarar.

Çocuk ilkokuldan liseye kadar üçgen havuz problemleri, LYS, sınav sınav derken, ahlak yoksunu sınav atları yetiştiriyoruz.

Çözüm.

Ülkemiz okullarında ki çocuklarımıza, on yaşına kadar okutulan tüm dersleri bir tarafa koyup, Türk aile yapısını örf adet anane kurallarını anlatarak, yaşatarak kendi benliliğimizi bizi biz yapan ahlak kurallarını öğretmeliyiz.

On yaşından on dört yaşına kadar ilk eğitim, on dört yaşından on sekiz yaşına kadar temel eğitimi vermeliyiz.

Özellikle, ta ki ilkokuldan liseye kadar, hatta üniversite dahil, kız erkek ayrı okullar açmalıyız.

İnternet mi? Cep Telefonu mu?

Çağımızın ikinci sırada ki sapkınlık aracı internet ve cep telefonu. Çocuklarımızı gençlerimizi ahlaksızlığa götüren şeytan ellerimizin altında. Daha ağzı süt kokan çocuklarımıza, misafirlikte bizleri rahatsız etmesin diye oyun açarak tutuşturuyoruz ellerine, ağlayan mızmız çocuğun yapı taşlarını oluşturuyoruz.

Gençlerimiz bilgisayar başında internette oyun oynamaktan beyinleri sulanıyor, daha da ileri gidip berbat sitelerle tanışıyor, arkadaşlıklar, sapkınlılar ve sonu hüsran…

Çözüm.

Çocuklarınızın ellerine vermeyin kardeşim şu cep telefonlarını.

Evdeki bilgisayarınıza kötü sitelere girmemesi için filtreleme programları yükleyin.

Her gün hangi sitelere girmiş gezinmiş bilgisayardan takip edin, şeytan evimizde ve elinizde dikkatli olun.

Aile Terbiyesi mi?

Ne yazık ki, şuan toplumumuzda aile terbiyesi diye bir şey kalmamış.

Kusura bakmasınlar ama kadınlarımız iyi çocuk yetiştirmiyor artık.

Nerde o eli dualı, merhamet ve şefkat abideli talim ve terbiyeli analar.

Şimdi ki analarımızın işleri güçleri çalışıp, kendi ayakları üzerinde durma telaşı sarmış.

Baba çalışıyor, annede çalışıyor; bu çocuklara kim terbiye verecek, bakıcımı yoksa kreş mi?

Nöbet sistemiyle çalışan anne ve babayı düşünün; aylık on nöbet baba tutsa, on nöbette anne, o ay birbirlerini on gün görebilecekler, çocuklar ortada perişan, terbiye sıfır…

Çözüm.

Devletin kadına çalışma kolaylığı politikasını bir tarafa bırakıp, eşi çalışmayan babaya veya çalışan kadının işini bırakması halinde çalışan babaya, en az 1500tl ekonomik yardım yapmalı. Böylelikle evinde çocuğuyla vakit geçiren bir anne ve de evinde iş bekleyen erkeklere iş imkânının yolu açılmış olacaktır.

İdam mı?

Yukarıda ki reçete uygulanması halinde, yaklaşık otuz yıl sonra ahlaklı bir toplum olacağını düşünürsek, ahlaklı bir toplum oluşana kadar, kadınlara, kızlara, vatan hainlerine, en son da çocuklara musallat olan ahlaksızlara, sapıklara, verilecek gereken cezanın şekli bellidir.

‘’Kısasa Kısas’’

‘’Baş bir yana, leş bir yana.’’

İDAM!