Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, “Tüm farklılıkları ortak vatan Almanya etrafında birleştirebilmek için beraberliğimizin kuvvetlendirmesi lazım.” dedi.

“Müslümanların hedef alınması dâhil her türlü şiddete karşı içte birlikteliği güçlendirmek için karşılıklı diyalogların geliştirilmesi” çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Gauck, “tarihte yaşanan sıkıntılara, farklı kültürler ve yaşam tarzlarına rağmen bir araya gelip karşılıklı diyaloglarla birlik içinde olunmasının zaruri olduğunu” kaydetti.

“Hepimiz Almanya’yız” sözünü yineleyen Gauck, Müslümanlara bir kez daha sıcak mesajlar vererek, beraberliğin daha da güçlendirileceğini kaydetti.

Dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen “Diyalog ile şiddete karşı birliktelik” isimli programda bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, “İslam dini adına yabancı bir ülkede masum insanlara karşı savaşa katılan yüzlerce kandırılan gencin olduğunu duyuyoruz. Almanya’nın bazı yerlerinde İslam karşıtlığının ve yabancı düşmanlığının olduğunu görüyoruz. Bazen camilere ve sinagoglara saldırıları yaşıyoruz.” tespitini dile getirdi.

Gauck, “her türlü şiddete karşı mücadele edileceğini” söyledi. İnsan haysiyetinin dokunulmaz olduğunun altını çizen Gauck, “Göçün zaruri olduğu ve ülke için bir zenginlik olabileceği artık sadece ufak bir kesim tarafından reddediliyor. İç savaşların yaşandığı bölgelerinden gelen insanların korunma ve yardım alma haklarının olduğu kimse tarafından tartışılmıyor. Almanya, kendisini gittikçe artan biçimde bir çeşitlilik ülkesi olarak kabul ediyor. Bunlardan dolayı sevinebiliriz.” dedi.

“AÇIK TOPLUMU REDDEDENLER KÜÇÜK FANATİK BİR GRUP”

“Küçük bir fanatik grup açık toplumu ve bu toplumun değerleri ve normlarını reddediyor.” diyen Cumhurbaşkanı Gauck, “farklı kültür ve inançlara mensup insanların geliştirecekleri diyaloglar sayesinde göçmenler ve yerliler arasındaki halen var olan bazı mesafelerin kaldırılabileceğini” anlattı.

Gauck, “Farklı siyasi düşüncelere sahip, farklı etnik kökenlerden gelen ve farklı dini inançlara mensup insanların bilerek bir araya gelmeyi istemeleri karşılıklı güvenin oluşmasını sağlayacaktır. Bizi birbirimize bağlayan ortak demokratik değerlerimiz ve çoğulcu Almanya’dır.” dedi. Kutuplaşmaların iç barışa zarar vereceği uyarısında da bulunan Gauck, “Kutuplaşmalar ülkemizin istikrarının ve vatandaşlarımız arasında sağlanan güvenin zayıflamasına sebebiyet vermektedir.” diye konuştu.

“GÖRÜNÜMÜNDEN VE İSMİNDEN ÖTÜRÜ DIŞLANANLAR VAR”

Diğer taraftan aynı programda İslam karşıtlığı başlığıyla bir sunum yapan Berlin Yahudi Müzesi Akademi Müdürü Yasemin Shooman, “Müslümanlar homojen bir grup olarak görülüyorlar. Eskiden misafir işçiler için kullanılan ‘yabancılar dışarı’ sloganları İslam düşmanı söylemlere dönüştü. Yahudi düşmanlığı içerikli bazı argümanlar da Müslümanlar için kullanılıyor. Kendisini Müslüman olarak tanımlamayanlar bile görüntüsünden ve adından ötürü düşmanca tutumlara maruz kalabiliyorlar.” dedi.

“SELEFİLİK SORUNU İSLAM DÜŞMANLIĞININ ARTMASINA YOL AÇMAMALI”

Diğer taraftan Liberal İslam Birliği üyesi yazar Lamya Kaddor, Almanya’daki Selefiliğin “ülkenin bir fenomeni” olduğunu savunarak “Müslüman olan Almanların radikalleşmelerine” dikkat çekti. Selefi akımlara kayan gençlerin sorunlu ailelere mensup olan çocuklar olduklarını belirten Kaddor, “Selefilik ve aşırı sağcılığa geçiş sebepleri incelendiğinde aynı nedenlerin olduğu görülmektedir.” dedi. Kaddor ayrıca, “Selefilik sorunu İslam düşmanlığının artırmasına yol açmamalıdır. Bu konuda dikkatli olunmalıdır.” uyarısında da bulundu.