Avustralya'daki seminerde konuşan Yeni Güney Galler Eyaleti Toplum ve Eğitim Genel Sekreteri Dr. Michele Bruniges, yeryüzünde katlanarak artan bir bilgi ve enformasyon birikimi olduğuna dikkat çekti ve her 18 ayda, dünyadaki bilgi miktarının ikiye katlandığını belirtti.

Sydney'de faaliyet gösteren Afinity Kültürlerarası Diyalog Merkezi tarafından gerçekleştirilen seminerler dizisi, Avustralyalı entelektüellerin ilgisini çekiyor. Düzenli aralıklarla gerçekleştirilen bu ayki seminer, “Gelişen yeni teknolojiler ışığında 21. yüzyılda eğitim” başlığı altında gerçekleşti.

Yeni Güney Galler Eyaleti Toplum ve Eğitim Genel Sekreteri Dr. Michele Bruniges’in ana konuşmacı olarak katıldığı seminerde, özellikle yeni neslin, çok küçük yaşlardan itibaren mobil teknolojiden nasıl etkilendikleri ve bunun eğitime olan yansımaları tartışıldı.

Programı Yeni Güney Galler Eyaleti hükümete temsilcileriyle sivil ve dini kurum temsilcilerinin yanı sıra eğitim sektöründen davetliler katıldı.

Yeni Güney Galler Eyaleti Okullar Direktörü Dr. Geoff Newcombe’un tanıtım konuşmasının ardından kürsüye gelen Dr. Michele Bruniges, yeni neslin bebeklikten itibaren mobil teknolojiyle tanıştığını belirterek, “2011 yılında, 2 yaşın altındaki çocukların yüzde 10’u mobil elektronik cihaz kullanıyorlardı. Bu oran iki yıl sonra 2013 senesinde yüzde 38 oldu. Aynı oran 2 ile 4 yaş grubundaki çocuklar için yüzde 39’dan yüzde 80’e fırladı.” dedi.

Dr. Bruniges, yeryüzünde katlanarak artan bir bilgi ve enformasyon birikimi olduğunu ve her 18 ayda, dünyadaki bilgi miktarının ikiye katlandığını belirtti.

Öğrenciler arasında akıllı telefon kullanma oranının müthiş bir şekilde arttığını da sözlerine ekleyen Dr. Bruniges, “2014 yılında yapılan yeni bir araştırmaya göre Avustralyalı öğrencilerin yaklaşık yüzde 90’ı cep telefonu sahibi ve bunların yüzde 56’sı cep telefonunu internet için kullanıyor. Ayrıca bu öğrenciler artan oranda internete yazı, görüntü ve ses yükleyerek, ciddi bir içerik üreticisi konumuna geldiler. Bir anlamda yeni teknoloji nesli, internette kendi dünyasını kurmuş durumda.” dedi.

Yeni teknoloji sayesinde eğitimin giderek artan oranda mobilize olduğunu belirten Dr. Bruniges bu durumun yeni yetenek ve uzmanlık alanlarına sahip olan, yeni nesil öğretmenlere ihtiyaç doğurduğunu aktardı.

Eğitimde yeni teknolojilerin adaptasyonun eğitimcilere yeni kapılar araladığına atıfta bulunan Dr. Bruniges, “Mesela otistik çocuklar dil öğrenirken yanlış tercüme etme endişesi olmadan çalışabiliyor ve güzel sonuçlar alabiliyorlar.” dedi.

"ÖĞRENCİLER, ÖĞRETMENLERDEN TEKNOLOJİK ANLAMDA DAHA DONANIMLI"

Mobil teknolojiler sayesinde yeni nesillerin bilgiye her an ve her yerde ulaşabildiğini; ancak bunun büyük sorunlara da neden olduğunu da belirten Dr. Brunieges, yalnız ve empatiden yoksun, bireysel motivasyonlu nesillerin ciddi sıkıntılarla karşı karşıya olduğuna işaret etti.

Yeni mobil teknoloji nedeniyle öğretmenlerin bilginin ana kaynağı olma üstünlüklerini kaybettiklerini belirten Dr. Bruniges, “Eskiden bilginin yegane sahibi öğretmenlerdi. Öğretmenler anlatır, öğrenciler dinlerdi. Çünkü başka kaynak yoktu. Ancak şimdi öğrenciler, özellikle teknolojik anlamda öğretmenlerinden daha donanımlılar. Ayrıca veliler, sınıftaki eğitimi internetten birebir takip edebiliyorlar. Bu yüzden öğretmenler, yeni sistemde bir çeşit ikili pilotluk rolü üstleniyor. Ama öte yandan teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin kaliteli öğretmenler, her zaman için büyük bir ihtiyaç olmayı sürdürecekler.” dedi.

"İYİ BİR MESLEK İÇİN ARTIK, BAĞIMSIZ ALANLARDA DERİNLEMESİNE BİLGİ GEREKİYOR"

Dr. Bruniges çok daha rekabetçi bir geleceğin yeni nesilleri beklediğinin altını çizerek, “Eski eğitim sisteminde genel kültür ve belli bir konuda derinlemesine bilgi, başarının ve iyi bir iş sahibi olmanın anahtarı olarak görülüyordu. Ancak günümüz dünyasında, genel bilginin yanı sıra birbirinden farklı bağımsız alanlarda derinlemesine bilgi gerekiyor.” dedi.

Özellikle gelişen teknoloji ve mobil haberleşme araçları nedeniyle, yeni teknoloji mobil elektronik araçlarla donanmış öğrencilerin, öğretim süreçleri ve internet ortamlarının denetlenmesinin mutlaka yapılması gerektiğini belirten Dr. Bruniges, “Eğitimden sonuç alabilmek için bu çok önemli. Eğitimciler olarak sonuç alamıyorsak, alışageldiğimiz yöntemi bırakıp yeni arayışlar içinde olabilmenin cesaretini de gösterebilmeliyiz. Çocukların internet ve mobil aletleri kullanmalarının mutlaka sınırlandırılması gerekiyor. Çocuklarımızın internette oldukları zamanı sınırlamak ve onlara “hayır” demek kesinlikle onları mahrum etmek değildir.” dedi.

Program Affinity Genel Koordinatörü Ahmet Polat’ın kapanış konuşması ve plaketlerin takdimiyle sona erdi.