KKTC’de Pazar günü yapılacak cumhurbaşkanı ikinci tur seçiminde yarışacak olan Mustafa Akıncı, seçilmesi halinde, BM yönetiminde olan kapalı bölge Maraş’ı yasal sahiplerine geri vereceğini söyledi. Akıncı, Maraş’ın - Rum, Türk ya da diğer ülke sermayecileri olsun- yasal sahiplerine eri verileceğini belirterek, “Kıbrıs’ta Mal Tazmin Komisyonu’nun kurularak bunu geçerli saydığımızı zaten kabul ettik.” ifadesini kullandı.

KKTC’de cumhurbaşkanı seçimlerinde Derviş Eroğlu ile birlikte ikinci tura kalan Bağımsız aday Mustafa Akıncı, dış basın temsilcileri ile bir toplantı gerçekleştirdi. Akıncı burada yaptığı açıklamada, Kıbrıs Türk halkına anlattığı bir vizyon belgesi olduğunu kaydetti. Kıbrıs’ta çözüm odaklı bir siyaset izlemek rotasıyla hareket edeceğini dile getiren Akıncı “Birleşmiş Milletler (BM) parametresi haline de dönüşen iki kesimli iki toplumlu bir sistemi öngören bir yapıyı oluşturmak için süreci devam ettireceğimi söylüyorum. Güven artırıcı önlemlerle de desteklenecek bir süreç öngörüyorum.” dedi.

Toplumsal konulara duyarlı olacağını belirten Akıncı, "Çünkü, Kıbrıs’ta çözüm için uğraş verirken yaşam durmuyor. Kıbrıs Türk halkının kendi içinde birikmiş sorunları var." ifadelerini kullandı.

"FARKLI BİR MARAŞ POLİTİKASI İZLEYECEĞİM"

Maraş konusunda da şu ana kadar olan politikalardan farklı bir yol izleyeceğine vurgu yapan Mustafa Akıncı şunları kaydetti: "Maraş’ın yasal sahipleri kimlerse ister Rum olsun ister Türk’ün de yasal hakkı varsa, Amerika şirketinin ya da başka kişilerin hakkı varsa elbette biz Kıbrıs’ta Mal Tazmin Komisyonu kurarak tapuları geçerli saydığımızı zaten kabul ettik. Dolayısıyla bunu artık o çerçevede ele alalım ama onun tek başına o şekilde ele alınmasını ben önermedim. Benim önerim onunla birlikte Mağusa Limanı’nın doğrudan ticarete açılmasını AB’nin de o konuda gereken tüzük tadilatını yapmasını bunun yanında da Ercan Havalimanı’na da doğrudan uçuşların başlamasını her üçünün bir paket halinde alıp bunu oturalım ve bu konularda uzlaşma sağlanmasını önerdim. Sadece kapalı Maraş’ı yılanlardan böceklerden alıp sahiplerine vereceğim demedim dolayısıyla bunu bu bağlamda değerlendirirseniz daha anlaşılır olur.”

"KIBRIS TÜRK HALKININ AYAKLARI ÜSTÜNDE DURMASI İÇİN..."

Kıbrıs Türk halkının kendi ayakları üzerinde durması için çabalayacağına dikkat çeken Akıncı, "Kıbrıs Türk halkının kendi kurumlarını yönetmesi ama bunları iyi yönetir olması önemlidir. Kıbrıs Türk Hava Yolları örneğinin bir daha yaşanmaması aynı zamanda Lefkoşa Türk Belediyesi’nin olağanüstü istihdamlarla çökertildiğini de anımsatmak durumundayız. Dolayısıyla Kıbrıslı Türkler kendi kurumlarının sahibi olsunlar. Bu adada kendi ayakları üzerinde durmayı becersinler. Bu adada kök salsınlar. Ama bu kurum ve kuruluşlarını da iyi yönetsinler." açıklamalarında bulundu.

"TÜRKİYE İLE KÜLTÜREL BAĞLARIMIZ SU GÖTÜRMEZ AMA..."

“Türkiye ile olan kültürel bağlarımız su götürmez ama o konuda hiçbir kuşku yok ama unutmayın bu topraklarda Kıbrıs Türk varlığı kesinlikle kendi kendine yeten kendi kendini yönetebilen... bu bağlamda da ekonomik anlamda da yapması gereken çok iş var.” diyen Akıncı şöyle devam etti: "Yöneticilerinin kendi kurumlarını da yönetmesini iyi becermesi lazım… Yarın federal bir yapıda Kıbrıs Türk varlığı bu ada bir eşit federal kanat olarak bir kurucu devlet olarak eşit statüde bu federal çatı altında yaşayıp yaşayabilecek niteliklere sahip olmalıdır. Ben bu vizyonu taşıyorum. Rumların Avrupa Birliği ülkesi olması vesilesiyle buradaki varlık da AB’nin bir üyesi olacak. Orada da yarışıp yaşayabilecek toplumsal yapıyı bizim kurmamız ve yaşatmamız lazım… Bu bağlamda benim taleplerim aslında eğer seçimi kazanırsam toplumun talebi haline gelecek. Ben bir şeyi saklayarak oy istemiyorum.”

'TÜRKİYE İLE KAVGA EDER' İDDİASI

Bazı çevrelerce seçilmesi durumunda Türkiye ile kavgalı bir siyaset izleyeceği spekülasyonlarının yapıldığını belirten Akıncı, Türkiye’nin önemini kavramış bir siyasetçi olduğunu ifade etti. Türkiye’nin Kıbrıs Türkleri için ifade ettiği anlamın bilincinde olduğunu aktaran Akıncı, “Bazı çevreler var. Türkiye kökenli kardeşlerimizi yarın seçildiği zaman gemilere koyup gönderecek söylemleri epey yaygınlaştı. Ben onun altını çizerek bakınız yıllardır bu topraklara gelip yerleşmiş buraları vatan bilmiş alın teri emek döken buranın vatandaşı olmuş insanları BM bile artık içselleştirdi. 10 yıl önce bu insanlar referandumda oy verdi bu insanlar… BM’nin gözetiminde yapılan referandumda oy veren bu insanları bir aday olarak benim dışlamam zaten söz konusu değildir.” İfadelerini kullandı.

GÖÇMENLER KONUSU

Onun da ötesinde buraya emek vermiş değer katmış insanların da bu ülkenin geleceğinde de olacağına işaret eden Akıncı, “Kökenimiz ne olursa olsun nereden gelmişsek gelelim burada artık geleceği el birliği ile şekillendireceğimizin mesajını verdim. Bunun doğru anlaşılmasını rica ediyorum. Geçmişte bu konularda itirazlarım oldu ama o itirazlarımın temelinde şu vardı: yine Eroğlu’nun Başbakan olduğu Annan Planı sürecinde bir günde bin 516 kişi vatandaş ve seçmen oldu. Bu insanların oy kullandırılmasına çaba gösterildi, mahkemelerden bu karar geri döndü. Şunu düşünmesini isterim; Türk insanının bir seçim arifesinde Azerbaycan’dan birkaç milyon insanın vatandaş ve seçmen yapıldığını; sırf seçimleri etkilemek sırf demografik yapıyı seçmen yapısını değiştirip seçimde avantaj sağlamak için bir yönetim bu yönde bir girişim yapsa buna rıza gösterilir mi? Benim de isyanım buydu. Ama o günler geride kaldı. Bugünlerde böyle gelişmeler yok.” açıklamalarında bulundu.