Alperen Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Solmazgül, Çin tarafından Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerinin oruç tutmalarının ve diğer ibadetlerini yerine getirmelerinin yasaklanmasına dünyanın sessiz kalmasını eleştirdi. Solmazgül, "ABD ve Batılı ülkeler ise Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerini her zamanki gibi görmezlikten ve duymazlıktan gelmektedir." dedi.

Solmazgül, yaptığı yazılı açıklamada, 1949 yılında Doğu Türkistan’ı işgal eden Çin'in 66 yıldır Doğu Türkistan’da din, dil, kültür, yaşam tarzı ve hayatın tüm alanlarına yönelik baskıcı politikalarına devam ettiğini belirtti. 5 Temmuz 2009'da yönetimin zulmünü protesto gösterisinde çıkan olaylarda yüzlerce Doğu Türkistan Türkü'nün öldürüldüğünü anlatan Solmazgül, "Arkalarına zalim Çin hükûmetinin asker ve polis gücünü alan sivil Çinli çeteler; ellerinde silah, kesici alet ve sopalarla, Türk mahallelerine saldırtılmış ve büyük bir katliam yapmışlardır. Yıllardır devam eden katliamlara yenileri de eklenmiştir. 22 Haziran’da Doğu Türkistan’ın Kaşgar şehrinde 25 Müslüman Uygur Türk'ü kardeşimiz katil Çin güvenlik güçleri tarafından şehit edilmiştir. Kızıl Pekin rejimi, Çin Komünist Partisi ve kızıl medya kuruluşu her zamanki gibi bu olayları da çarpıtarak dünya kamuoyuna duyurmuştur. Doğu Türkistan’da kardeşlerimiz onlarca yıldır idam ediliyor, işkencelerden geçiriliyor, zindanlara dolduruluyor. Hâlen on binlerce soydaşımız Kızıl Pekin rejiminin zindanlarında bulunmaktadır. Doğu Türkistan topraklarında Türkler’in can ve mal güvenliği yoktur. Doğu Türkistan’da yaşananlar bir soykırımdır. Terörist Çin, asimilasyon ve tecrit uygulamaya devam ediyor." dedi.

Çin'in, Doğu Türkistan'daki halka uyguladığı zulmün en önemli nedeni halkın Müslüman ve Türk olması olduğunu ifade eden Solmazgül, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Çünkü komünist Çin, bölge üzerindeki hâkimiyet ve sultasını kuvvetlendirmeye karşı en büyük engel olarak halkın millî ve İslami kimliğini görmektedir. Çin yönetimi Doğu Türkistan’ın kadim halkını yok edip, güzel vatanlarını Çinlilere bırakmak istiyor."

Dünya devletlerinin, Çin’in Doğu Türkistan'da yaptığı insan hakkı ihlallerini görmezden geldiğini dile getiren Solmazgül, "ABD, AB ve diğer emperyalist ülkeler için soykırıma, katliama ve zulümlere uğrayan Türklerin, onlar için önemi yoktur. Haçlı ruhuna sahip karanlık zihniyet, tarih boyunca Türklerin uğradığı katliamlara zalimliklere sevinmişler ve destek vermişlerdir. Sözde dünya barışını ve huzurunu sağlama iddiasıyla kurulan uluslararası örgütler de Doğu Türkistan’da yaşananlara duyarsız kalmaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.

Çin'in yeni katliamlar hazırlığı içerisinde olduğunu iddia eden Solmazgül, açıklamasını şu ifadelere yer verdi: "Doğu Türkistan Türklerinin direnişine çok sert müdahale edeceklerini söylüyorlar. Başta Türkiye olmak üzere, İslam ülkeleri bu konuda derhâl toplanmalı ve Komünist Çin’e ekonomik yaptırım uygulamalıdır. Çin ile bütün ticari ve siyasi ilişkiler askıya alınmalıdır. Şu anda uzmanlara göre İslam dünyasıyla Çin arasındaki ticari ilişkilerin boyutu 500 milyar dolara yakın. Eğer bu ilişkiler kullanılırsa, Kızıl Çin mutlaka geri adım atmak zorunda kalacaktır. Türkiye, Çin yönetimine soydaşlarımıza yaptığı baskı zulüm ve katliamlardan dolayı sert bir nota vermelidir. Ankara’daki Pekin elçisini derhâl kovmalıdır. İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) ve Arap Birliği, Doğu Türkistan Türklerinin meselesiyle ilgilenmek zorundadır. Bu güne kadar, ne İslam Konferansı ne diğer İslami kuruluşlar üzerlerine düşen İslam kardeşliğinin, ümmet bilincinin gereğini yapmamışlardır. Filistin ve Mısır meselesine duyulan ilgi, Doğu Türkistan’a, Türkmeneli’ne, Çeçenistan’a da duyulmalı ve İslami hassasiyet gösterilmelidir. Bu meseleler, bütün İslam ümmetini ilgilendirmektedir."