Kıbrıs Türk tarafı adına uzun yıllar müzakereleri yürüten Kudret Özersay, bu görevine son verilmesinin ardından Cumhurbaşkanı adayı oldu. Şu ana kadar en popüler isimler arasına giren Özersay, demokratikleşme süreci, Ermeni meselesi, İsrail ile ilişkiler gibi konulardan kafasını kaldıramayan Türkiye'ye, Kıbrıs sorununa ilişkin fikir ve proje üretme amacında olduğunu belirtti. Özersay, bu fikir ve projeleri hayata geçirerek Kıbrıslı Türklerin artık yerinde oturup çaresizce beklememesi için cumhurbaşkanı adayı olduğunu kaydetti.

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile birlikte yıllarca Kıbrıs müzakerelerini yürüten isim olarak bilinen Kudret Özersay, Eroğlu tarafından geçen yıl görevden alınmasının ardından cumhurbaşkanı adayı oldu. Nisan ayında yapılacak olan seçimler öncesinde aday olan diğer isimler arasından sıyrılan Özersay, bu göreve talip olma gerekçelerini Cihan Haber Ajansı'na anlattı.

Bugüne kadar müzakerelerde ciddi bir tecrübesinin olduğunu aktaran Özersay, ayrıca Türkiye ile birçok dönem beraber çalıştığını ifade etti. Türkiye ile iyi bir diyaloğa sahip olduğu ve gerekirse Kıbrıs Türk tarafının istediği farklı konuların kabul ettirilmesi bağlamında iyi bir müzakereyi ortaya koyabileceğine inandığını bildiren Özersay, bu sebeple cumhurbaşkanı adayı olduğunu dile getirdi.

"TÜRKİYE'NİN BAŞINDA BİRÇOK SORUN VAR"

"Eğer birtakım sorunların çözümü ile ilgili olarak biz Kıbrıslı Türkler bir şey yapmazsak oturur bekleriz." diye konuşan Kudret Özersay sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye belli bazı kararlar alır ve sonra onu uygularız. O basit bir yaklaşım… Benim aktif diplomasiden kastettiğim şudur; içeride demokratikleşme süreci, Ermeni meselesi, İsrail ile ilişkiler, Amerika ile ilişkilerden tutun da onlarca sorun vardır. Eğer biz Kıbrıslı Türkler olarak burada bir aktör olmak istiyorsak, belirleyici olmak istiyorsak, bizim hem fikir hem proje hem öneri geliştirerek gidip Türkiye’deki yetkililerle bir araya gelip bunları somutlaştırmamız ve hayata geçirmemiz için bizim bir çaba ortaya koymamız gerekiyor. Şu anda çok ciddi bir çaba gözlemlemiyorum. Türkiye ile birlikte hareket ediliyor ama yönlendiren belirleyici olan fikir geliştiren bizim taraf değil gibi geliyor.


"EROĞLU İLE TÜRKİYE'NİN DİYALOĞU ÇOK SAĞLIKLI DEĞİL"

Şu anki Cumhurbaşkanı'nın Türkiye ile diyaloğunun çok sağlıklı olmadığını iddia eden Özersay,Türkiye'den KKTC'ye verilecek su hakkında bile bihaber olunduğunu iddia etti.

Türkiye ile Kıbrıs arasındaki ilişkilerin sağlıklı olabilmesi için yapılması gerekenlere değinen Özersay, "Türkiye bizim müttefikimiz, en iyi dostumuzdur." dedi. Birçok yıldır Kıbrıs'ın yanında olduğu Türkiye ile ilişkilerin gittikçe daha sağlıksız bir hale dönüştüğünün altını çizen Özersay, "daha çok maddiyata dayalı bir ilişki halini almaya başladığı" uyarısını yaptı. Özersay, "Belirli dönemlerde belirli finansal katkılar istemenin ötesinde Türkiye ile birlikte proje geliştirmek, Türkiye’nin de menfaatine olan şeyleri Türkiye ile birlikte geliştirmek, fikir ortaya koymak, Kıbrıs Türkü’nün menfaatini örtüştürme bizim de görevimizdir. Bunu da yapmamız gerekir. Şu anda böyle bir ortamı ben şahsen görmüyorum." şeklinde konuştu.

"DIŞ POLİTİKAYA ÖNEM VERİLMELİ"

KKTC'deki bazı isimlerin sorumsuz davrandığını ileri süren Özersay, Kıbrıslı Türklerin bir aktör olarak ön plana çıkmasını gerektirecek şekilde dış politikanın yürütülmesi gerektiğine vurgu yaptı. Şu ana kadar sadece Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a bir mektup gönderildiğini ifade eden Özersay, şöyle devam etti: "Onun dışında birkaç tane daha açıklama yapıldı o kadar. Tabii ki dünyanın dört bir tarafında bunun aktif ve yoğun bir şekilde dile getirilmesi, ama bununla da kalmaması gerekiyor. Eğer biz Kıbrıs Rum tarafına gelin bu kaynakları birlikte çıkaralım ve işletelim dediysek, o zaman geçen süre zarfında bunun nasıl yapılacağı hususunda daha somut fikirler ortaya koymamız gerekirdi."

Kıbrıslı Türklerin etkin bir rolü olmamasından şikayet eden Özersay, "Dolayısıyla hem bunu yapmak hem de bunu aktif bir diplomasiyle dünyanın her tarafında yapmak, bence Cumhurbaşkanlığının sorumluluğudur." dedi.