DPS Genel Başkanı Masum Türker, 7 Haziran Milletvekilliği genel seçimleri, seçim çalışmaları kapsamında Kırşehir’e ziyarette bulundu.

Masum Türker DSP Kırşehir İl Başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında, “Değerli arkadaşlar bu seçim Türkiye’nin önümüzdeki 50 yıllık kaderini belirleyecek seçimdir” sözleriyle basın açıklamasına başlayan Türker, DSP’nin iktidar olması halinde yapacaklarını anlattı.

Masum Türker basın açıklamasında şunları kaydetti;

"Türkiye’de gelecek kuşakları ipotek altına alacak olan neo-liberal politikaların özellikle bu politikaların ürünü olan halk tabiri ile padişahlık yetkisi veren Başkanlık sisteminin yanlışlıklarını paylaşmak ve anlatmak için buradayız. Kırşehir’deki iki adayımız, Ziraat Mühendisi Abbas Deniz ve Makine Mühendisi Cengiz Ulusoy ile Kırşehir’e inşallah yardımcı olmaya çalışacağız. Biz Kırşehir’de milletvekilimiz varken de yokken de Kırşehir’e gereken yardımı her zaman vermişizdir.

Vatandaşımız ya köleliğe devam edecek ya özgürlüğü seçecek. Köleliğe devam edecek dememizin sebebi şu; ister tarım sektöründe olsun, ister sanayi sektöründe olsun, ister eğitim sektöründe olsun, hangi sektörde çalışırsa çalışsın vatandaşlarımızın gelirleri hep düşük tutuldu son 12 yıl içinde. Ama yaşam bu süre içinde sürüyor ve vatandaşlarımız hep borçlandırıldılar. Borçlandırılınca da her seçimde eğer iktidar değişirse, istikrar bozulur, istikrar bozulursa faizler artar gibi bir yapıyla vatandaşın gözünü korkuttular. Şimdi o korkunun yanı sıra eğer biz kaybedersek koalisyon gelir, koalisyon gelirse, kötü şeyler olur şeklinde insanlara korku salıyorlar.

Konuşmasında, asgari ücret ile çalışanların durumu, tarım ve hayvancılık sektörü hakkında açıklamalarda bulunan DPS Genel Başkanı Masum Türker, “bugün Kırşehir’de bile çarşıda, alışveriş merkezlerinde ithal malı meyve sebze satılmaktadır. Bunun önüne geçebilmek için muhakkak devletin, çiftçinin üretimini satın alabileceği bir organizasyonla desteklemesi gerekiyor. Bu bizim uygulamalarımızda var.”

"İÇ GÜVENLİK YASASINDAN EN ÇOK ETKİLENEN GAZETECİLER OLDU"

İç güvenlik yasasına değinen Türker konuşmasına şöyle devam etti; "Türkiye’nin en önemli dertlerinden bir tanesi çıkarılmış olan İç Güvenlik Yasası’dır. Bu İç Güvenlik Yasası’ndan şu anda en çok etkilenen gözümüze ilk çarpan basın mensupları oldu. Hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz gün Aksaray’da 5-6 basın mensubu arkadaşımızın hırpalanması, taciz edilmesi, son günlerde kötü muameleye maruz kalması yeni iç güvenlik yasasının güvenlik güçlerine, emniyet güçlerine yetki vermesidir. Biz bu İç Güvenlik Yasası’nın kaldırılması için her türlü çabayı göstereceğiz. İktidar olursak derhal kaldıracağız, iktidar ortağı olursak kaldırılması için şart koşacağız, her türlü çabayı göstereceğiz.
Son zamanlarda yargı son derece güvenilmez bir hale gelmeye başlamıştır. Bu adalete güvensizliği de arttırmıştır. Adalete güvenmeyi arttıracak unsurlarında maalesef iyi çalışmadığını görüyoruz. Bunun en tipik örneği; İki hakim yargı kararı veriyor. Bu verdikleri yargı kararlarından sonra açığa alınıyor, tutuklama kararı çıkıyor. Tutuklama kararından sonra hem de terörle ilişkilendirerek tutuklanıyor. Bu hakimler dünün hakimi değil. Belli bir deneyime sahip hakimler. Aslında yapılan şey bütün yargı mensuplarına gözdağı vermek . Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Osmanlı döneminde Kadı dönemi dahil olmak üzere hiçbir kimse verdiği karardan dolayı yargılanamaz yargılanmamıştır da bugüne kadar,” dedi.