Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcısı Serdar Coşkun’un muhalif basının susturulması talebine Avrupa Parlamentosu’ndan sonra bir tepki de Viyana merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü’nden (IPI) geldi. Kurumun Hukuk ve İletişim Direktörü Steven M. Ellis tarafından yapılan açıklamada talebin ‘devletin imkanları kötüye kullanılarak basına sansür uygulanması anlamına geleceğini’ ifadelerine yer verildi. Ellis ‘yasadışı olan bu bakış açısına karşı bir duruş sergilenmediği takdirde şiddete yol açabileceğini' belirtti.

IPI Hukuk ve İletişim Direktörü Steven M. Ellis yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Kritik altyapı imkanlarını da dahil ederek devlet gücünü kötüye kullanıp, hoşa gitmeyen bakış açılarına sahip medya organlarını yasaklamak sansürdür. Tamamen yasadışı olan bu bakış açısı, ciddi bir duruş sergilenmediği takdirde şiddete yol açmaya hizmet edecek gibi gözükmektedir. Bakanlığa, Türk insanın farklı görüşleri duyma ve kendi fikrini oluşturma haklarına bir saldırı olan bu talebi kabul etmemesi çağrısında bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.

MUHALİF MEDYAYI SUSTURMAK İÇİN ANAYASA İHLAL EDİLİYOR

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu’nun yasalara aykırı bir talimatla "Ulaştırma Bakanlığı’na yazı göndererek, muhalif partilerin sesini duyurabildiği televizyon, radyo ve internet sitesi gibi medya organlarının kullandığı devlete ait uydu bağlantılarını kapatmayı amaçladığı" iddialarına karşı Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) bir açıklama yaptı. GÖP’ün yaptığı açıklamada “Bu talimat Anayasa ve yayınlarla ilgili yasalara aykırıdır. Demokrasilerde örneği görülmeyen halkın haber alma hakkının engellemeye yönelik yeni bir girişimdir.” denildi.

Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü ve TGC Başkanı Turgay Olcayto’nun yaptığı açıklamada şu görüşler yer aldı:

“Türkiye’de demokrasinin öncelikli şartı olan basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ilkesi ayaklar altına alınmaktadır. İktidar tek tip gazete, tek tip gazeteci istemektedir. Seçimlere çok az bir süre kala Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ulaştırma Bakanlığı’na yazı gönderilerek muhalif medya organlarının kullandığı devlete ait uydu bağlantılarının kapatılmasının istenmesi demokratik ülkelerde örneğinin görülmesi mümkün olmayan uygulamalardır. Halkın haber alma hakkını engellemeye yönelik yeni bir girişimdir.

Yayın hizmetlerinin içeriğine ve yayınlanmasına önceden müdahale edilemez ve yayınların içeriği önceden denetlenemez. Söz konusu istek başta 1982 tarihli T.C. Anayasası'nın Basın Özgürlüğünü düzenleyen hükümleri başta olmak üzere 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’a; Medya Hizmet Sağlayıcı Kuruluşlar İle Platform ve Altyapı İşletmecilerinin Uymaları Gereken İdari ve Mali Şartlar Hakkında Yönetmelik hükümlerine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Savcılığın tek başına idari bir tasarrufla basın özgürlüğünü engellemesi düşünülemez.

Basın özgürlüğünün önündeki en büyük engel yasaklamalardır. Demokratik devletlerde istisna olarak uygulanan sınırlamalar son yıllarda ülkemizde kurala dönüşmüştür. Savcının talebi Anayasa’ya aykırıdır. Halkın oyuyla göreve gelenler halkın hangi bilgiye ulaşacağına da kendileri karar vermek istemektedirler. Gazetecilere Özgürlük Platformu bileşenleri olarak basın özgürlüğünü ve düşünceyi ifade özgürlüğünü engelleyecek bu yanlıştan dönülmesini bekliyoruz.”