Türkiye’de Koza İpek Medya Grubu’na el koyulması ve muhalif medyanın baskı altına alınması konularını değerlendiren Yeşiller Hamburg Federal Milletvekili ve Avrupa Politikaları sözcüsü Manuel Sarrazin, "AB temel değerleri ile bağdaşmayan basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğünün kısıtlamasına bir an önce son verilmeli." dedi.

Cihan'a konuşan Sarrazin, şu ifadeleri kullandı: "Pazar günü yapılacak seçim öncesi basın özgürlüğünün kısıtlanmasını kınıyorum. Vatandaşların hükümeti eleştiren medya üzerinden de bilgilenme imkanına sahip olması gerekir. Koza-İpek Medya Grubu'nun yönetiminin keyfi olarak değiştirilmesi hukuk devleti standartlarıyla bağdaştırılamaz. Bir süredir iktidar partisi AKP muhalif medyaya karşı baskı uyguluyor. Bu baskı ne yazık ki sadece tehdit ve yasaklarla sınırlı değil. Hükümet, muhalif gazetecilere karşı girişilen kışkırtmaları da körüklemektedir. Ve ne yazık ki kavga arayan insanlar tarafından dövülen gazeteci Ahmet Hakan bunu bizzat yaşamak zorunda kaldı."

Türk toplumunda parlamento seçimleri öncesi büyük bir endişe olduğunu ifade eden Sarrazin, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimden güçlü çıkmak için PKK ile çatışmayı alevlendirme ve barış müzakerelerini sona erdirme stratejisi başarısızlığa mahkûm oldu. Aktüel anketler, AKP’nin muhtemelen bu kez de salt çoğunluğu elde edemeyeceğini gösteriyor. İnsanlar barış ve Kürt sorunu olarak adlandırılan sorunun parlamentoda çözülmesini istiyor. Cumhurbaşkanının seçim kampanyasına müdahale etmesine Anayasa izin vermediği halde Erdoğan aktif olarak seçim kampanyasına katıldı ve açıklamalarıyla toplumun bölünmesine hız veriyor. Hükümet IŞİD’e karşı sert müdahale etmede çok yavaş hareket etti. İnsanlar Diyarbakır, Suruç ve Ankara saldırılarının tekrarlanmasından korkuyor."

"AB’YE KATILIM İÇİN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE İNSAN HAKLARI BÜYÜK ÖNCELİĞE SAHİPTİR"

"Basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğünü kısıtlama AB'nin temel değerleri ile bağdaşmaz ve derhal son bulmalıdır." diyen Sarrazin, şunları söyledi: "AB’ye katılım kriterleri Türkiye'nin AB üyesi olmak için hangi reformları yerine getirmesi gerektiğini belirler. Bu bağlamda basın özgürlüğüne saygı ve insan hakları en büyük önceliğe sahiptir. Şayet Türkiye, katılım müzakereleri sonunda bu kriterleri yerine getirirse AB'ye katılabilir. Umulur ki Türkiye, en geç seçimlerden sonra tekrar reform yoluna gitsin ve müzakerelerin yoğunlaşmasını sağlasın."