Cezbeden şeylerde bir lezzet vardır, lezzet olmasa zaten cazibesi olmaz. Tuzaklara da cazip yemler bırakılır, ilk önce nefsine yenik düşen düşer tuzağa zayıf olandan güçlü olana doğru tuzakların çukurların derecesi vardır, oyundaki “leveller” yabancı kitaplardaki “stage” ler gibi”¦ Kimi erken atlar sabırsızdır, kimi inadına sabırlı”¦ Nedir bu tuzaklar, tuzak ne için konur, nasıl farkedilir? Tuzak ya yakalamak, içine almak için ,denemek için olabilir ya da ders vermek”¦En büyük tuzak nefis olsa gerek, çünkü hepsi ordan geçiyor”¦ Nefsinin arzularına kapılıp tuzaklarda çırpınan veya çırpınamayan yaratıklar görmüşüzdür, bazen acırken bazen hak ettiğini düşünür kendimize çeki düzen veririz. Nefis aptaldır hepsinden ister,arzuları bitmek bilmez, düşmanı kanaat, razı olmak, sabır gibi vasıflarla yüklenmektir, yani dünya zevklerine bağımlı olmamaktan geçer. Bağımlı olmak zayıf olmaktır, bu bazen zevke bağımlı, mala bağımlı, evladına ,koltuğuna bağımlılık olarak görülebilir, bağlanmak güzeldir ama bağlandığına değecek şeylere bağlanmak ve bırakıp gittiğinde seni üzmeyecek şekilde bağlanmak, emanet mantığıyla ayarlı bağlanmak en güzelidir. Para,mal- mülk sevdası, makam tutma sevdası önemli tuzaklardan bir diğeridir. İnsanların sana saygı duyması “Ben” i şişirip “sen”i zahiren yüceltmeleri aslında düşüşteki şiddeti artırmaktan başka işe yaramaz. Mütevazi olup alçakları gözetmek her zaman için emniyetlidir. Ölçüyü ayarı kaçırmadan vazifenin emanetler üstüne kurulduğunu unutmadan, yaradılış gayesini gafletle perdelemeden, asıl gayeye doğru giderken yolda havlayan mahallenin itlerine paçaları kaptırmadan emaneti sapasağlam teslim etmek gerekir, bu zor vazifenin ücreti de ucuz değildir, cezası da lüzumsuz,az değildir. Ailesine helal kazancın niğmetlerini sunmaya çalışan biri ile haram- helal ayırt etmeden topladıklarını evine yığmaya çalışan biri arasında dünya ile ahiret kadar fark vardır. Az bir menfaat uğruna değerlerini satanlar,haram çamur yutanlar, aslında ruhlarını satarlar. Ruhu satan daha geride bir değer bırakmamıştır, geriye posası kalan beden zaten anlamını o ruhtan almıştır. Uğruna yaşayacakları değerleri olmayan insanlar, yaşıyor sayılmaz onlar yeryüzü enkazıdır. Yaşamak; nefes alıp vermek, ayakta durmak ise bak ağaçlara onlar da yaşıyor”¦ Ha, insan ruhunu satar veya masivaya kiralarsa o ağaç seviyesinde de tutunamaz ağaç en azından yontulur, odunundan, gölgesinden, kalasından, yakılınca ısısından yararlanılır, o amaç sapmasına uğramış insanın bu gibi artıları dahi olmadığından bırakın hayvan mertebesinde tutunmayı bitki seviyesinde dahi tutunamaz aşağılara esfeli safiline(sefillerin en sefili) kadar sukut eder”¦ Ama bir de tersine insanın yaradılışına uygun bir yaşamla iki cihanını da süsleyen masivaya, kendini, inancını satmayan, yüksek duyuşlu, haysiyetli, şerefli mahluk olup eşrefi mahlukat olabilir, çünkü ahsenü takvimde (en güzel sürette) yaratıldığı için bu mertebeye müştak yaratılmıştır. İnsana yakışan da budur, insan anlamını bu değerlerle bulur, yoksa bedenler semizken ruh, zayıf, sıska kalır, sağlıksız bir insan gibi yalpa yapar en yakın zamanda dengesiz adımlar onu yere çakar, en tesirli dersi en sert tokatlarla anlatır”¦ Tuzakların en tehlikelisi , dünya namına en fazla mesai yapanı “kadın” dır. Dünya nimetleri, para,nefis, makam ve kadın”¦ Şöyle bir etrafımıza yaşamın safhalarına baktığımızda her safhada her soruda kullanılmış bir ayrıntı”¦ Çevremizde o tuzaklara düşmüş, meyilli, zayıf insanlara şahit olmuşuzdur, reklamlarda arabalardan ziyade üstündeki kadınlara bakılıyorsa, vitrinlerde, ön plana kadınlar çıkartılıp pazarlamalar yapılıyorsa, nefsi, şeytanı, ben'i hizmetine verip dünya topraklarında azaplı sualler hazırlanıyorsa,zamanın üstatları bile dualarında üç defa şerlerinden,belalarından, fitnelerinden korkup dualarına katıyorsa sınava iyi çalışmak lazım, çeldiricilere düşmemek lazım, sonra ben bilemedim, soruyu anlamadım, yanlış, işaretlemişim, kaydırmışım gibi teranelerle kimseyi kandıramazsınız”¦ Soruyu hazırlayan, çeldiricileri yerleştiren, oyunun kuralını yazıp çizen, seni- beni en iyi bilen Allah var”¦ O yüzden su akarken testiyi doldurmak lazım, testinin kulpuna takılıp asıl sudan da olmamak lazım”¦